Dünyanın nüfusu ikiye bölünüyor,
Yarısı sen oluyorsun, yarısı ben
Sonra ikimiz bir bütün oluyoruz,
Kimseye sezdirmeden.Özdemir Asaf
🖤
Bütün gece düşünmekten uyuyamamıştı Yağmur. Saat sabahın 6 sını gösterirken banyoya yöneldi. Kısa duşun ve hazırlığın ardından çantasını ceketini alıp merdivenlerden inmeye başlamıştı.
- Yağmur? Bu saatte seni uyandıran sebep ne kızım hayırdır? Mutfaktan çıkan babasını gören Yağmur duraksadı.
- Songül'le konuşmaya gidiyorum baba bana anlatması gerekenleri merak ettim.
- Songül mü çağırdı?
- Hayır. Onun mu çağırması gerekiyordu? Babasının düşünceli bakışları karşısında daha da telaşlanmıştı Yağmur. Hızlı adımlarla arabasına yönelip Songül'ün evine doğru sürmeye başladı. Kapının önüne geldiğinde zile basmakla basmamak arasında kararsız kalmıştı. Onu bekleyen şeyin ne olduğunu bilmemek fazlasıyla tedirgin ediyordu aslında Mert'e ne olduğuyla bile ilgilenmemişti sadece Songül'ün ne yaptığını merak ediyordu.
- Yağmur, sendemi Songül'e geldin? Bahçeden gelen tanıdık sesle arkasına dönmüştü Yağmur.
- Senin ne işin var Ali burda?
- Ya şey. Aslında dün Songül benden bi konuda yardım istemişti ama ben arkadaşlarlaydım müsait olduğumda aricaktım. Arayamadım bende direk gelim dedim. Senin ne işin var? Bir an duraksayıp Ali'ye söyleyip söylememek arasında kararsız kalmıştı Yağmur.
- Öylesine ya. Bakalım evde mi arabası yok ama. Yağmur zile basınca kapının açılmasını beklemeye başladılar.
- Hoşgeldiniz Yağmur hanım.
- Hoşbuldum Hacer abla. Songül evde mi?
- Aa yok Yağmur hanım o yarım saat önce çıktı. Sevinmesimi gerekiyordu böyle bir duruma bilmiyordu ne kadar öğrenmekten korksada merakı daha ağır basıyordu Yağmur'un.
- Şirkete gitti yani abla. Tamam bakalım.
- Yok şirkete gitmedi telefon gelince aceleyle çıktı. Şu ..... midir nedir öyle bir yer varmış. Telefonda konuşurken söylüyordu. Biraz düşündükten sonra hangi mekan olduğu aklına gelir Yağmur'un.
- Tamamdır abla teşekkür ederim kolay gelsin size.
- İyi günler. Sağolun Yağmur hanım.
Yağmur hızla arabaya doğru yönelirken Ali'de peşinden gider.
- Ben yanına gidiyorum Ali geliyor musun sende?
- Belki önemli bir görüşmedir Yağmur emin misin? Aslında gitmek istiyordu ama meraklı gibi görünmekte istememişti Ali.
- Önemliyse farklı masaya geçer bekleriz işin yoksa. Okulun var ama senin değil mi?
- Dersler öğleden sonra başlıyo gidelim o zaman.
İkisi de arabalarına doğru yönelip Songül'ün gittiği mekana doğru yol alırlar. Yarım saatlik yolculuğun ardında arabalarını arka arkaya parkedip büyük bir kafenin içine doğru girerler. Yağmur etrafta Songül'ü ararken Ali'nin işaretiyle gösterdiği tarafa bakar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE OYUN
Teen FictionOysa sadece babasının intikamını alacaktı Rüzgar.. Nereden bilecekti ki kendini Yağmur'un sesine, kokusuna sırılsıklam aşık halde bulacağını..