Bölüm şarkısı :
(Low-Lullaby)
Medyadaki şarkıyı döngü moduna alıp bölümü okuyabilirsiniz.Duyguların,dili yoktu.
Ama kelimeler en büyük aracıydı.
Kelimeler,bitmek bilmeyen duyguların azılı katili.Soğuk tenimi esip geçerken gözlerimi zorlukla araladım.
Elim alnımın üzerinde yerini bulurken başımdaki keskin ağrı kendini hatırlattı.
Sızlayan uzuvlarım, bana gözlerimi açmam için baskı uyguladı.
Gözlerimin açılmamak için direnişine karşı gelip göz kapaklarımı sonuna kadar araladım.Gördüğüm karanlıktı.
Hissettiğim,soğuktu.Başımı parmak uçlarımla ovup bulunduğum yere baktım.
Evimdeydim.
Olmam gereken yerdeydim.
Her şey aynıydı,hissettiğim soğuk hariç.Burada ne kadar süre uyumuştum?
Ne kadar süredir ev buz gibi olmuştu,hiçbir şeyi hatırlamıyordum.Dizlerimin üzerinde doğrulup açık duran penceremi soğuğun ev sahipliği yaptığı evime kapattım.
Kar hızını kesmeden yağmaya devam ediyordu.
Sokak lambasıysa kirli binalarla ışığını paylaşıyordu.Gri tül perdeyi çekip tekli kadife koltuğuma yerleştim.
Cam masanın üzerinde duran kitap gözüme çarptı.
Genelde sevgi beslediğim şeyleri sonsuza kadar yanımda tutabilirdim. Ve bu bir canlıdan çok dili lâl olan kitaplar oluyordu.Başımdaki ağrı dişlerimi sıkmama neden olurken gözlerimi kapatıp ağrının geçmesi için içimden sayıları saydım.
Sayılar,geçmişin hatıraları.
Ve tarihler,sayıların hediyesi.
21.01.2014
Bana geçmişinin en kötü hediyesi.
Geçmiş,sahiden geçmiyordu.Beynimi kemiren ağrıya daha fazla dayanamayıp koltuktan hırsla kalktım.
İlaçlardan nefret ediyordum.
İlaçları bulan nedenlerden de nefret ediyordum.Ahşabın soğuk tabanını es geçip dar ve yıkılmaya yer tutmuş duvarları olan holü tamamlayıp mutfağa girdim.
Mutfak havasızdı.
Ahşap pencerenin demir kolunu indirip mutfağı havalandırdım.Gözlerim kapalı olan balkon kapısında asılı kaldı.
Kendimi bu evin parçası olarak düşünseydim kesinlikle balkon olurdum.Evin bir parçasıyken aynı zamanda soğukla uyuyan bir parçaydı balkon.
Kendimi buna benzetiyordum.
Evin bir parçasıydım ama bir yanım daima soğukta kalıyordu.Gözlerimi balkon kapısından çekip önümdeki gri eskitme tezgaha çevirdim.
Küçük bir kahve makinem vardı.
Normal bir ocak ve birkaç gerekli malzeme.
Hepsi bu kadar.
Tezgah dağınık değildi.
Bunu beni gören birisi kendi bedenimin cılızlığından anlayabilirdi.
Genelde tek öğün yemek yiyen biri olsam da bünyem dayanıklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
21.Gece
Teen FictionBu gece,Tanrı kalemi bana uzattı. Bu gece,Tanrı gözyaşlarını kağıda dökmek için kelimelerini hediye etti. Masalını yaz dedi. Teslim olmadım,yenilmedim. Kan damladı kalem öldü, kan damladı kağıt öldü ve kan damladı masal bitti. (Kapak Tasarımı: @norm...