Anksiyete

79 32 4
                                    

Bölüm şarkısı : Balmorhea- Remembrance.
(Bölüm geç geldiği için özür diliyorum. Bu bölüm benim için oldukça zordu. Toparlamak için kendime biraz süre tanıdım. Ama bölümü bitirdim. Ve sizleri daha fazla bekletmeden atmak istedim. Keyifli okumalar dilerim!)

Korkular insanı büyütürdü.
Gerçek korku, insanı büyütürken değiştirirdi.
Korkmaya başladığımı hissediyordum.
Hissetmiyordum, biliyordum.

Anne, korkuyorum.
Beni de yanına alır mısın ?
Üşüyorum, sıcak ellerini de uzatır mısın ?
Anne, beni duyuyor musun ?
Beni kimse duymuyor.
Sen duy anne.
Dilsiz kelimelerimin sesi ol.
Sessizlik beni korkutuyor.
Özür dilerim anne.
Kızın bu sefer gerçekten korkuyor.
Yolunu kaybetmiş gibi görünüyor.
Yolunu aydınlatan sarı ışıkları göremiyor.
Anne, kızın karanlığa hapsoldu.

Pencerenin demir parmaklıklarına iki elimi de yerleştirip parmak uçlarımla demiri kafesledim.
Demir parmaklıklara asılıp kendime doğru çekmeye çalıştım. Olmuyordu.
Tekrar hırsla kendime doğru asılıp parmaklıkları çektim.
Faydasızdı.
Parmaklıklar, beni tutsak etmişti.

Ellerimi bunu yapmanın bana bir fayda sağlamayacağını anlayıp demir parmaklıklardan çektim.
Bu yaptığım sadece avuç içlerimi acıtmıştı.
Kirli ve camı küçük çatlaklarla dolu pencereye baktım. Zihnim gibiydi.
Bir taraf kirli, bir taraf çatlak.

Dudaklarımı pencereye doğru yaklaştırdım.

Pencerenin yüzeyine nefesimi soluyup buğulaşmasını sağladım.
Nefesimle beraber buğulanan pencereye bakıp gülümsedim.
Üşüyen elimi pencereye doğru uzatıp işaret parmağımla buğulanan cama dokundum.

Cam, sanki elimin altında nefes alıyordu.
Parmağım o güzel kelimeyi yazmak için hareketlendi.
Ravza.

Artık buğulu camlarda ismin yazılı anne.

Kapının çıkardığı kilit sesi kulaklarıma dolarken pencerenin önünden ayrılıp beyaz çarşaf serili tek kişilik yatağa oturdum.
Yataktan yayların gerilme sesi geldiğinde bunu umursamadım.
Eski olduğu bariz belli oluyordu.
Kapı iki kez art arda kilit sesini odaya yayarken kapıya baktım.
Kahverengi ahşap kapıya.
Bu kapıyı kırmak istesem faydasız olurdu. O kadar güçlü gözüküyordu. Ve korkutucu.

Kapı tokmağı açıldığına dair ses çıkarırken gözlerimi bir an olsun kapıdan ayırmadım.

Kapı içeri doğru açıldığında gözlerimi kırpmadan gelen kişiye baktım.
Sonumu getirecek insana.
Bir hasta bakıcısına.
Bir mabed gardiyanına.
Odanın içine adımını atıp kapıyı yavaşça arkasından örttü. Kapı kapanır kapanmaz yüzünü bana dönüp elindeki küçük ilaç kutusunu gösterdi.
Zehirleri.
Kalbimi kör eden acıları.

Kafamı sertçe reddettiğimi gösterircesine salladım.
Bunu umursamadı.
İlaçları içmem için zorlayacağını biliyordum, bunu daha önce de görmüştüm.

21.GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin