Bebeğim ve Ben

Herşey Çok Güzel Giderken

-Alya-

( Media:Cafe)

Güne gözlerimi Ant'in kollarında açtım.1 aylık evliliğimiz harika gidiyordu.Yakışıklı kocam son derece tatlı bir şekilde uyuyordu.Tam onun yakışıklılığına dalmışken müthiş bir mide bulantısı hissettim. Istemsizce öğürdüm.Ant gözlerini açtı."Ne? Benden tiksindiğini söyleme." Dedi gülümseyerek. Fakat ben daha onun espirisine gülemeden kendimi banyoda buldum.

"Sevgilim, Alya! İyi misin?"

"İyiyim kocacığım, hemen geliyorum."

Banyodan çıktığımda biraz daha iyiydim. Yatağı toplamaya yeltendiğimde ise müthiş bir isteksizlik hissettim. Neden böyle olduğunu düşünürken salondan gelen koku dikkatimi çekti. Salona doğru inerken Ant'in yaptığı omlet tekrar midemi bulandırdı. Tekrar kusma nöbetinden sonra salona indim. Ant iştahlı iştahlı kahvaltı yapıyordu. "Sevgilim iyi misin?"

"Evet iyiyim ama galiba içimde bir kurt var ve acıkmış olmalı. " dedim ve kahvaltıya gömüldüm. Ant tabletindeki haberi şaşkınlıkla bana gösterdi.
'YEDIZ BEBEKLER HAYATA SIMSIKI TUTUNDU'

"Umarım bizimde ikizlerimiz olur." dedi. Bense ona gülümsemekle yetindim ve haberin detaylarını okudum. Bebeklerin annesi hamileliğini fark etmesini anlatıyordu. O an donup kaldım. Tanrım mide bulantısı, halsizlik, iştahlılık. Bu-bu-bu OLAMAZ!

Kendimi toplamalıyım diye düşünürken Ant'in bana bakışını yakaladım. Ona gülümseyerek masadan kalktım. Odama gittiğimde ilk işim Ayça' yı aramak oldu.

"Efendim."

"Ayça, sana bişey söylemem lazım."

"Derin toplantıya giriyorum biraz acele et."

"Galiba hamileyim."

Telefondan uzun bir sessizlik oldu.

"Ayça orda mısın?"

"Derin bugün nisan 1 değil. "

Çok güzel bi de Ayça' yı ikna turları başlayacak.

"Ayça vaktim yok. Toplantıdan çıkınca ara beni."

"Kızım sen ceketten mi hamile kaldın? Bu ne acele? "

"Çıkınca call me."

İngilizce konuştuğuma göre biseyler kötü gidecek demektir. Yatağı topladıktan sonra Ant yanıma geldi.

"Alya, beni endiselendiriyorsun."

Ant korkmuş gözlerle bana bakıyordu.

"Hayır sevgilim," dedim ve Ant'in boynunu kendime doğru çektim ondan kısa olan boyumla ona sarılmaya çalıştım. Ant beni bu işkenceden kurtarmak için kucağına aldı.

"Pekala, Alya Derin Thomson beni ikna ettiniz."

Ant gittikten sonra tüm evi topladım. Üzerime krem diz kapağının altında bir elbise giydim ve kırmızı sandaletlerle bunu tamamladım. Her zaman dikkat çekmeyi severim. Tam da bu sırada telefonum çaldı.

"Derin, nerdesin canım? "

"Evdeyim. "

"Senin için çok güvendiğim bir kadın doğum uzmanından randevu aldım. "

İşte benim kızım. Ayça her zaman benim ilkyardım cantam olmuştur. Ona güvenebileceğimi biliyordum.

"Teşekkürler prenses."

"Ama şimdi hemen her zamanki kafeye gelip herşeyi anlatıyorsun. "

Gülümsedim. Eğer gerçek bir dosta sahipseniz dünyanın geri kalanına ihtiyacınız yoktur.