ÖLEN AŞK

11.5K 399 9
                                    

"Ya Barkın? "
"? "
"Emin misin iyi bir fikir olduğuna ? "
"Hayır, Barkın' ım."
Kafasına bi tane gecirdim.
"Saçma saçma konuşma be! "
Barkın son derece şebek tatlılığıyla bana baktı.
" Bundan 20 yıl sonra yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin; dolayısıyla halatları çöz, güvenli limandan uzaklara yelken aç, rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet."
Boş boş suratına baktım.
"Hmm..."
Barkın elini omzuma attı. Bende başımı onun göğsüne yaslandım.
"Sana yeşil çok yakışıyor aşkım! "
Güldüm.
"Hayır! Ben en çok senin yanına yakışıyorum."
Barkın saçlarımdan öptü. Gözlerimi açıp aynaya baktığımda şoförle göz göze geldik.
"Gençler, ailenizin haberi var mı? "
"Neyden? "
Amca son derece tuhaf şivesiyle konuştu.
"Gaçıyor musunuz, nörüyosunuz ?"
Barkın yine en sevdiğim piç gülümsemesini takındı.
"Yok amca, sadece etüdü ektik."
"İyi bağlım..."
Şoför iç çekip önüne döndü. Bir yandan da bıyık altından bizi izliyordu.
"Hangi dersler vardı aşkım? "
"Fizikle...ımmm...matematik ve tarih ! "
Gözlerimi devirdim.
"Off, baya da önemli derslermiş."
Barkın dudak büktü.
"Ben sana gidene kadar birşeyler anlatırım. Mesela fizik."
Kafamı kaldırıp dinlemeye başladım.
"Sana ışık hızından örnek veriyim. Televizyonda yanlış kanalı tuşlayıp yanına 2-3 rakam daha ekleyip durumu kurtarma hızım ışık hızına yakındır."
Gözlerimi devirdim.
"Saçma saçma konuşma! "
Barkın kıs kıs güldükten sonra ellerini kaldırdı.
"Tamam şimdi sıra matematikte. "
Gözlerimi ona tehdit ederek çevirdiğimde gözlerini kaçırdı.
"Mesela Aydın hocanın derslerini biliyor musun? "
"Evet! "
" Bir kerede matematik dersinde problemde Abdullah, Abdulkadir, Abdulrahman vardı bunları Abdul parantezine aldık."
"Offf Barkın! "
"Ama tarih için yapacak bişey yok. Osmanlı padişahlarından biri bu zamana gelip osmanlı tarihi sınavına girse sınavı geçemez yemin ediyorum. "
Kuşkuyla baktım.
Barkın kollarını bana iyice sardı.
"Sevgilim, güzel gelecek için görkemli gençliklerimizi eskitiyoruz, en büyük hatamız bu."
Barkın' a cevap vermeye fırsat bulamadan araba durdu. Parasını ödeyip lunaparka geldik.
"Wow! "
Barkın gururla karşına baktı.
"Beğendin mi? "
"Evet ama babama söyleseydim burayı kapattırırdı."
"Ben şimdi gidiyorum, ama ne zaman çağırırsan gelirim.."
Güldüm.
"Eğilsene. .."
Barkın kuşkuyla eğildi.
"Seni seviyorum. .."
Barkın yüzüme boş boş baktıktan sonra devam etti.
Ben şok
Ben iptal
Ben wefad.
Sinirle devam ettim.
"Çarpışan arabalara bilelim mi? "
"Hayır! "
"Ama neden? "
"Şimdi gidecek elalemin oğlu sana çarpacak, bende gidip onu döveceğim. Sonra babamgil duyacak, e tabi seninki de. Sonra bizim sevgili olduğumuzu öğrenecek. Beni dövecek..."
"Ay tamam sus! "
Kulağıma eğildi. Tam beklediğim cümleyi kuracak sandığım anda hevesim yine kursağımda kaldı.
" Sevgilimsen eğer özgürlüğünü esir alırım."
Gülümsememek için yoğun çaba gösterdim. Daha beni sevdiğini söylemeyen birine tebessüm bile fazla!
Boş boş gezerken dönme dolaba binme kararı aldık.
En yukarıya çıktığımızda bile ben surat asarken Barkın kulağıma eğildi.
"Güzel kız, benim yanımda gülümseyen senden çok hoşlanıyorum."
Duyduğum kelimenin şaşkınlığıyla Barkın' a baktım ve son derece öküz halimle sordum.
"Yani? "
Barkın hiç bozuntuya vermeden cevap verdi.
"Yani, şuan da Betüş ve ailesinin peri olduğunu bilen ama kimseye kanıtlayamayan Avni çaresizliği çöktü üzerime. "
Son derece kızgın bir halde ona baktım. Yıllarca hiç bıkmadan, usanmadan ona olan aşkımı ben itiraf edebiliyorken   o utanıyordu.
Gözlerimin içine baktı.
"Ama..." son kelimeyi uzatarak dudağını ısırdı. " Söyleyemediğim şeyleri sarılarak anlatabilirim."
Sarıldıktan sonra öpmeye yeltendiğinde izin vermedim. Dönme dolaptan indiğimizde arkamdan " Seni öpemedikten sonra dirseğimden ne farkın var? " diye bağırsa da umursamadım. Ne olursa olsun cezalısın Barkın!
◀▶
Maraş dondurmasını uzatırken yüzünde galibiyeti görebiliyordum . Gururla gülümsedi.
"Ne oldu? "
"Şaşırmadın mı? "
"Neye? "
Bozulsa da hiç belli etmeden devam etti.
"Bu kadar çabuk gelmeme."
İmayı anlasam da anlamamazlığa vurdum.
"Yooo! "
Barkın derin nefes alıp verdi. Elini omzuma attı. İkimizde karşıdaki  müthiş manzarayı izliyorduk.
Barkın' a dönüp gülümsedim.
"Seni gülümserken gördüğümde zaman duruyor."
Utanarak kafamı eğdim. Yıllarca hayalini kurduğum bu romantik anı doyasıya yaşamak yerine saçma saçma utanmak hayatın "Kahbe felek! " sözünü bire bir yaşatma örneği.
Barkın utanmamı fark etmeden devam etti.
" 8 Milyar gülüş varken, seninki favorim."
Gülümsedim.
"Sağol! "
Barkın suratıma şaşkın şaşkın bakınca devam ettim.
"Benimki uzun zamandır öyle. "
"Ne kadar zamandır seviyorsun beni?"
"Bilmem. "
"Nasıl yani? "
"Kendimi bildim bileli seni seviyorum ben."
Elleriyle omzuma daha bir baskı yaparak kafamı dudaklarına yasladı . Minicik bir öpücüktü ama beni dünyanın en mutlu insanı yapmaya yetmişti.
" aşk beklemez. Aşk, yolda sarılıp öper."
Dondurmamız bittikten sonra külah yeme yarışına girdik. Ama tam da tahmin ettiğim şey oldu. Barkın hepsini ağzına sokup beni yendi.
"Fırın küreği gibi ağzın var."
Bu sözümden sonra bana küsen Barkın' a konuyu değiştirmek için günlerce aklımı kemiren soruyu sordum.
"Benden başkasını seçecek olsan kimi seçerdin? "
Kafasını kaldırıp bana baktı.
" Sensiz olmaz ki. Nasıl olsun, saçmalama."
Gülümsedim.
"Ama birşeyi seç! "
" Senden başkasını seçmem gerekirse, yalnızlığı seçerim. Açık ve net! "
"Bende..."
"Sana dünyaları vermem mümkün olmayabilir ama, şimdi sadece sana söz vereceğim. Ben sadece senin olacağım.."
Bu cümleyi duymayı hiç beklemiyordum. Olayın şokuyla Barkın 'a döndüğümde beni izliyordu. Sıkıca sarıldık.
"Teşekkür ederim, ben çok teşekkür ederim. "
Büyülü anımızı bozan çalan telefonumdu. Babamın ısrarlı aramalarını yüreğim ağzımda açtım.
"Efendim? "
"Kızım nerdesin? "
"Dışardayım. "
"Ha, tamam kızım. Kapatmam lazım. "
Babam kapattığında  tuttuğum nefesimi geri verdim.
"Ne dedi? "
" Al dedi kitaplarını da al dedi ders çalış dedi nerde çalışırsan çalış dedi bana."
Barkın kuşku dolu bakışlarla bana bakarken derin iç çekip tekrar konuştum.
" Bornozu dışarda unutup duştan sonra çıplak vaziyette banyo kapısının arasından kafasını uzatıp bornoz isteyen adam çaresizliği çöktü üzerime. Babam aradı. "
"Sakin ol aşkım. "
"Nasıl korktum biliyor musun? "
"Ama korkulacak bişey olmadı. "
"Nasıl böyle rahatsın? "
" Kışın en soğuk zamanında, ben nihayet içimde yenemediğim bir yaz olduğunu öğrendim Derin. Üstelik insanların sana sundukları gibi benimseme yaşamı.Yaşamın daha güzel olabileceğine inandır kendini."
Boş gözlerle baktım. Barkın devam etti.
"  İnsanlar bize mikrodalga fırın diye bişey benimsetti değil mi? "
Cümlenin sonunda ne geleceğini bilmediğim halde dinlemeye devam ettim.
"Mikrodalga fırının isminde ki hava da başka hiç bir alette yok ismine baksan bi şey sanırsın ama olayı ne, pilav ısıtmak."
"Yani?"
"Örnek verdim aşkım. "
"Off Barkın! "
" Dinlenme tesisinde otururken bi otobüs kalkınca acaba bu benimki mi lan diye gidip bakmayan insan kadar rahat olsan başka bir şey istemem sevgilim. "
Kahkaha attım.
"Bu iyiydi."

Eskiler özlenir ama tekrar yaşanmaz. Serkan Özel' in de dediği gibi "Bu okuduklarınız ölen bir aşkın hikayesiydi. O yüzden bana 'Nasıl bilirdiniz? ' diye sormayın artık, çünkü ben onu aşk diye bilirdim. 

Arkadaşlar bu bölüm hızlı geldi fakat sınav haftamdan dolayı 1 hafta yeni bölüm gelmeyecek. Bu hızlı bölümü özür olarak kabul edin

Bebeğim ve BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin