(Media: Alya' nın elbisesi)
~Antonio~
Sabah uyandığımda yine her zamanki gibi Alya derin bir uyku çekiyordu. Son günlerde hep bu hale geldi. Sanki içten içe bir üzüntüsü varda benden saklıyor gibi. Belki de ailesi için üzülüyordur. Ama sorun herneyse onu bu halde görmeye dayanamıyorum. Geçenlerde ablamla yaptığım konuşmayı hatırlıyorum da "Bir insan çok uyuyorsa, üzgündür." Demişti. Acaba ona yetemiyor muyum?
Tüm bu düşüncelerden savrulup yataktan kalktım. Banyoya girip Alya' nın bana hediye ettiği küpeyi taktım. Bu küpe bana geçmiş bir anımızı hatırlattı.
5 yıl önceydi. Lise son sınıftaydık. Alya büyük bir coşkuyla her zamanki kafeye geldi.
"Heyy, naber millet?"
"İyidir Derin, senden? "
Hah yine konuşmaya başladı kenafir gözlü.
Alya her zamanki gibi ışıltıyla gülümseyip bana baktı. 'Allah' ım tut kalbimi yerinden çıkacak. '
"Ant, sana bir hediye aldım."
Şu kız benimle konuştuğunda kalbim teklemese iyi olacak.
Yüzüme koca bir gülümseme yayıldı. Sanki hayatımda ilk defa hediye alıyorum.
"Ne gerek vardı ya? " dedim ukalaca. Alya bozuldu ama bozuntuya vermedi. Kendine gel Antonio.
Küçük bir kutu uzattı. Gülümsedim. Ama almak için elimi uzatınca ya benim ya da Alya' nın trafo kaçak verdi. Elimi aniden çekince Ayça' nın tekmesini yedim. Kenafir göz yine pis pis sırıttı.
Kutuyu açtığımda ben diyim 3 sizin diyin 5 liralık teneke bir küpe çıktı. Koskoca medya kralının kızının aldığı hediyeye bak.
"Çok sağol. " diyip elimi uzattım. Ve Ayça' dan bir tekme daha yedim. Ağzının içinde "Sarılsana camış." Dediğini çok iyi hatırlıyorum.
Ayağa kalktım ve Alya' ya sarıldım. Ama şaşırtıcı olansa Alya' nın titriyor olmasıydı. Birden kendiminde çok da farklı bir halde olmadığımı fark ettim.
"Ne aldın Derin "
'No oldon Doron? '
Kenafir göz olaya dalmasa olmaz. İlla dikkati üstüne çekecek.
"Küpe..." dedi kafasını sallayarak. Sanki 18 yaşında değil de 3 yaşında şeker görmüş bir çocuk gibiydi.
"İyi de Bay Antonio' nun kulağı delik değil ki."
İster istemez güldüm. Kenafir göz yüzüme baktı.
"Bay Antonio derken? "
"Babam babana Bay Thomson diyor. "Dedi.
"Şimdi anlatırdım da, boşver sen. Sen bana Ant de, en iyisi."
Kenafir göz bomboş gözlerle bana baktı.
"Senin kulağın delik değil mi yani? " Alya küçük bir kız çocuğu gibi dudak büktü. Gülümsedim.
"Deldiririz. "Tüm işlerimi hallettikten sonra Alya' ya öpücük kondurmak için eğildim. Gözlerinin altı morarmıştı. Ona dokununca, uykusunda bile bana tepki verdi. Gerçek aşk dedikleri bu olsa gerek. Onu öptüm ve aslında kısa olmasını planladığım ama uzun olan bir not yazdım. Yeni aldığım son model arabama bindiğimde sanki koltuk bana masaj yapıyor gibiydi. Ama günün geri kalanını hiç sayamıyacağım. İğrenç bir trafik, saçma sapan toplantılar... En sonunda artık bu işkenceye daha fazla dayanamayarak işten çıktım. Alya beni yemeğe çıkarıyodu. Ne tuhaf değil mi, karım beni yemeğe çıkarıyordu. İngiltere de bu tür olaylar gayet normal karşılanırken iş Türk erkeklerine gelince olay epey büyüyordu. Alya' yı aradım fakat telefon boş boş çaldı. Unutkan karım galiba telefonunu evde unuttu diye düşünürken kendimi çiçekçi de buldum. Alya' nın en sevdiği zambak ve orkidelerden koca bir demet yaptırdım. Çıkışta çiçekçi kadına bol bahşiş bıraktığımda ettiği duaların çoğunu bilmiyordum.
Arabama bindim ve müziğin sesini sonuna kadar açtım. Ah ışte Teoman, bende yeri bambaşka olan adam.
Kafeye geldiğimde Berker abi beni karşıladı. Bizi destekleyen nadir insanlardandı. Bana gülümsedikten sonra "Derin içeriye bir melek gibi düştü, Tanrı onu çağırmadan hemen git yanına. "
Alya' yı gördüğümde resmen kalbim tekledi. Galiba karıma tekrar tekrar, hergün aşık oluyorum.
"Ah meleğim, bu güzelliğin yüzünden az kaldı ölüyordum. "
"Ah, hayır sevgilim bizim sana ihtiyacımız var."
Şaşırdım. Bizim birbirimizden başka kimsemiz yoktu ki. Bana Alya' dan başka kimin ihtiyacı olabilirdi?
"Siz?"
Alya ışıltılı gözlerle bana bakıyordu.
"Benim ve misafirimizin ."
"Misafirimiz? "
"Birazdan gelecek. "
"Ne zaman? "
Alya çantasını karıştırdı ve bir kağıt parçası çıkardı. Kapalı bir şekilde masaya koydu. Açmak istediğimde ise elime vurup gülümsedi.
"Bu acıdı. "
Alya gülümsedi. Eline bişey aldı ve elini kapatarak bana doğru uzattı.
"Misafirimiz 9 ay sonra gelecek. "
Elinde emzik vardı. Sonrası karanlık...
Uyandığımda Alya ve Berker abi dibimdeydi.
"Daha hamile olduğumu..."
Kelimeler uğultu gibi geliyordu. Etraf karanlıktı. Kendime gelene kadar baygın numarası yapmak en iyisiydi. Baba olacağımı duyamadan bayılmıştım. Tanrım ne utanç!
Bu olayı kapatmanın bir yolu vardı.
"Alya. "
O an çıkan sesime ben bile inanamadım. Yaşlı bir dede gibiydim resmen.
"Hah uyanıyor. "Dedi garsonlardan biri. Allah' ım bunlarda mı?
Alya bana yaklaştı. Ellerimle kafasından onu tutup kendime çektim. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp onu öptüm. Karşılığı geç olmadı.
"Seni seviyorum, beni baba yaptığın için seni daha çok seviyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bebeğim ve Ben
RomantiekAşkı için ailesini silen Alya bu yolda kaderin hain oyunu yüzünden bebeğiyle yalnız kalacaktır. Peki ya sonra?