Merhabaa,yeni bölüm ile karşınızdayım, umarım okudukça hoşunuza giden bir hikaye oluyordur. Oy vermeyi ve yorumlarınızı unutmayın lütfen fikirleriniz benim için çok önemli <3
Keyifli okumalar <3
*****************************************"Merhaba benim küçük su perim..."
Zihnimde bu sözü tekrar ederken zaman durdu sanki, ne yapmalıydım? Nasıl bir tepki vermeliydim bilmiyordum bile.
Öfke, özlem, aşk...? Kafam allak bullak olmuş bir şekilde Batuhan'ın deniz mavisi gözlerine bakmaya devam ediyordum, her ne kadar bakışlarımı kaçırmak istesemde bakışlarına kenetlenmiştim kaçamıyordum.
Batuhan'ın sesini duyduğum an birazda olsa kendime geldim "Derin iyi misin titriyorsun?" O bunu söyleyene kadar titrediğimi fark etmemiştim bile "Ateşin mi var senin?" Elini alnıma koyup ateşimi anlamaya çalışacağı sırada hızla elini ittim "Seni ilgilendirmiyor nasıl olduğum, bu numaralarını başkasına sakla!"
Batuhan bu tepkime şaşırmış olsada kısa sürede kendini toparladı "Derin gururun sırası değil, iyi değilsin belli hastaneye gidelim." Yeniden bana yaklaşmak için bir adım daha attığında bu hamlesini yeniden engelleyerek ona öfke ile baktım. Ona ne oluyordu ki? Benim iyi olup olmamam onu ne ilgilendiriyordu? Beni terk eden o değilmiş gibi davranıyordu, onun karşısında zayıf olmayacaktım yıkılmış olmayacaktım gerekirse her gece ağlayarak uyuyacaktım ama o bunu asla bilmeyecekti, öğrenmeyecekti.
Başımı dikleştirdim gözlerine öfke ile baktım "Seni ilgilendirmez dediğimi söylemiştim, ayrıca hangi yüzle karşıma çıkıyorsun onuda anlamış değilim!"
"Benim küçük su perim..."
Hızla elimi kaldırdım ve konuşmasını böldüm "Senin küçük su perin değilim artık, o devir bitti kapandı." Yüzümü iğrenç bir şeye bakıyormuşçasını buruşturarak devam ettim "Bu söz benim midemi bulandırıyor, benden uzak dur Batuhan!"
Batuhan'ın gözlerinde bir anlığına hüzün gördüm, bu benim kalbimi sızlatmış olsa da bunu ona belli etmemeye kararlıydım.
"Derin, konuşmamız lazım beni dinlenmen lazım lütfen."
Bu söylediklerine gülmeden edemedim "Anlayamadım? Dinlemek mi dedin? Güldürme beni Batuhan konuşacak yada dinlenecek bir şey yok."
Cevap vermesini beklemeden yanından geçerek çıkışa doğru yöneldim ama Batuhan birden beni kolumdan tutup kendine çekti.
Bu beklemediğim ani hareketi nedeniyle yalpalayarak üzerine düştüm, başım onun göğsüne geldi, elleri belimi buldu ve bana sımsıkı sarıldı.
Tıpkı geçmişte sarıldığı gibi, benim için zamanın durduğu anlardaki gibi. Ânın etkisi ile gözlerimi kapattım ve Batuhan'ın kokusunu içime çektim, özlemiştim çünkü hemde çok özlemiştim.
Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyordum, saçlarımı okşayan bir el hissettiğimde kendimi kaybettiğim andan gerçekliğe döndüm, ne yapıyordum ben? Onca şeyden sonra hiçbir şey olmamış gibi burda durup ona sarılıyordum.
Kendime bunun için kızarken, kollarımı Batuhan'ın göğsüne koyarak onu yavaşça ittim.
Batuhan'da benim gibi ânın etkisine dalmış olacacakki onu itmem ile şaşkın bir şekilde yalpaladı ve bana ne olduğunu anlamak istercesine bakmaya başladı.
Daha fazla burada duramazdım, burada durmam demek ona olan öfkemin çekip gitmesi demekti o gittiğinden beri bu öfkeyi içimde büyüttüm, zor anımda her zaman bu öfke yanımdaydı ve şimdi beni birden terk etmesini kaldıramazdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Su Perim
Teen Fiction"Benim küçük su perim..." diye severdi Batuhan beni hep, bu sözü ile tüm sıkıntılarım giderdi.. Şu an ise bu sözü hatırlamak ve Batuhan'ı görmek benim sıkıntılarımı gidermek yerine beni iyice sıkıyordu,nefes alamıyordum sanki.. Tanıdık bir çift mav...