Privetttt 665 kişilik bir aile olarak başlıyorum. Bölüme okuyan herkese kucak dolusu sevgiler. Belki bugün bir okuyucumun doğum günün kutlu olsun iyi ki doğdun bebek.
Şey bölümde bana çok sövmeyin lütfen hk ettğmi dşnmyrm.
6.7Klık bölüm yazdım doya doya okuyun.
7. Bölüm; Park Royal Horses And Lavinia's
Bölüm Şarkısı; Dest & Chef Bi - Lavinia (Telif yediği için 1 saatlık vers. koyamıyorum.)
Bölüm Sözü; "Duvarlarını yıkalım demiyorum, örmüşsün o kadar ama pencere mi açsak bu duvarlara, hem kuşları görürsün, belki çiçek koyarsın önlerine. Ne biliyim... Belki beni görürsün." Derken, beni gördüğün gibi duvarlarını başıma yıkmanı kastetmemiştim. Ben sadece pencere açmanı istedim nefes alman için, yıkalım bile dememiştim. Oysaki sen duvarlarını yıkarak nefes almamı engelledin.
👿👼
"Sanırım duvar yıkma fikri fena değil" deyip gülümsedi. Jimin de bu cümleye inanıp gülümsemek isterdi, kalbindeki ağrı olmasaydı. Ahırı gösterip konuşmaya başladı. "İçer de Park Kraliyetine ait atlar var görmek ister misin?" diye sordu. Jungkook'un şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. Hiçbir Krallık at besleyemezdi. Yasa dışı bir suç gibiydi. Çünkü kim bir ata dokunsa o at kan kusmaya başlardı. Böylelikle kan kaybından ölürlerdi. Dokunduğun süre zarfı önemliydi. İşte bu yüzden at saklamak yasaktı. Jungkook hayatında yalnızca bir kaç kez görmüştü ve sadece bir kez dokunmuştu. O atın kan kustuğunu görünce pişman olmuştu. O günden sonra nadir görse bile yaklaşmazdı. Beyaz Atlı Prens masallarıyla büyüyen bir çocuktu oysaki. Ardından tekrar konuşmaya başladı Prens Park "Atların hikayesini biliyor musun?"
👼👿
Olumsuz anlamda kafasını salladı Şeytan Prens. Prens Park gülümsemeye çalışarak konuşmaya başladı. "Anlatmamı ister misin?" diye sordu. Jungkook hızlıca kafasını salladı. Jimin gerçekten gülümseyip anlatmaya başlamıştı.
"Bundan 27 küsur yıl önce, atlar her krallıkta vardı ama hiçbir atın sahibi yoktu. Daha sonra Krallıklarda ölü atlar bulunmaya başladı. Bazı büyücüler atları katledip iksir yapmaya başladı. Ardından bazı şeytanlar atlara zarar vererek öldürmeye başladı. Çünkü onlara sahip olamıyorlardı. Bazı melekler ise atlara çok bağlanırlar ve hayatları sona erdiğinde kendilerine zarar verirlerdi. Böylece melek soyu da tehlikeye girmeye başladı. Bazı şeytanlar ise meleklerin atlarla ilişkisini kıskanırdı. Çünkü atlar meleklere izin verirken kendilerini şeytanların sevmesine izin vermezlerdi. Kim kendi soyunu öldüren birini severdi ki? Beyaz Atlı Prenste buradan geliyordu. Melek Prens, ata binebilen ilk kişiydi. Diğer atlar ondan başkasına izin vermezdi. Böylece her gün atlar katledilmeye başlandı. Genel olarak her krallık atları ölmesin diye ahır yapıp oraya hapsetti. Oysaki atlar hiçbir krallığa ait değildi. Melekler ise zorla bunu yapmak istemiyordu. Atlar özgür canlılardı. Hiçbir zamanda yapmamışlardı.
Durumun ciddiyetinin farkında olan 6 Krallık bir araya gelip toplantı yaptılar bunlar Kim Şeytan ve Kim Melek, Jung Şeytan, Min Şeytan, Jeon Şeytan ve Park Krallıklarıydı. Konseyin çoğu şeytan olsa da ortak bir karar alınmıştı. Artık hiç kimse atlara dokunmayacaktı. Ne şeytanlar, ne melekler ne de büyücüler. Bu kararla Krallıktaki bütün atlar Kızıl Ormana hapsedildi. Kızıl ormana girmek yasaktı. Adından da anlaşılıyordu. Orada kan dökülecekti yine. Her yer kızıla boyanacaktı. Atlar yiyecek bulamazdı. Krallıkta doğmuştu hepsi, bir anda vahşi ormanda ne yiyebilirlerdi ki. Kimsenin bilmeyeceği ya da görmezden geleceği gerçekti. Atlar ormanda hem sevgisizlikten hem özlemden hemde açlıktan ölmek üzerelerdi. Ta ki o iki Veliaht Melek Prens ve Şeytan Prenses yardımlarına gelmeseydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
far away |jikook
Fanfictiontarihin en eski kitabında tüm insanlar, melekler ve şeytanlar mühürlüdür. melekler melekler ile şeytanlar şeytanlar ile mühürlenmişken bir hata sonucu bir melek ve bir şeytan birbirlerine mühürlenir. hatanın fark edilmesinden 13 gün sonra herkes ka...