far away |jikook

восемь

Privett 1.1K ile yazmaya başlıyorum. Buralara kadar geleceğini hiç tahmin etmezdim. Bölüme gelecek olursak bölüm Full "Flashback"lerden oluşacak azıcık derinlere inelim. Fazla uzun yazacağımı sanmıyorum elimden geleni yapacağım iyi okumalar.

8. Bölüm; Disappointment of Fairy Tales

Bölüm Şarkısı; Fairytale Alexander Rybak

👿👼

#Flashback#1

👿👼

Park Krallığı, Jimin 4, Jungkook 2 yaşında

Kraliçe Jeon, oğlunu da alıp gizlice odasından çıktı. Şeytan formuna dönüştükten sonra kolayca saraydan çıkabilmişti. Park Kraliyetine yaklaşınca yavaşça yere inmiş, oğlunu kontrol etmek için yüzünde ki örtüyü çekmişti. Bebek Jungkook şaşkın gözlerle etrafı inceliyordu. Kraliçe Jeon bu haline gülümseyip yanağına öpücük kondurmuştu. Ormanda biraz yürüdükten sonra gizli geçidi bulup içine girdi. Karanlık yer olduğu için bebek Jungkook sızlansa da Kraliçe Jeon adımlarını hızlandırmış, geçitten dışarı çıkmıştı. Kraliçe Park'ın yanına gitmek için yol almış, nihayet saraya girince derin nefes almıştı. Kraliçe Park'ın onlar için hazırladığı odaya geçince Jungkook'u yere bırakıp Kraliçe Park'a sarıldı, en yakın arkadaşını ne zamandır göremiyordu. Kraliçe Park da aynı samimiyetle en yakın arkadaşına sarılmıştı. Ardından Kraliçe Park yürümeye yeni yeni alışan Jungkook'u kucağına alıp öptü, görmeyeli yürümeyi öğrenmiş daha da tatlı olmuştu. Kucağına alıp sevdikten sonra yavaşça yere bıraktı.

İki arkadaş derin sohbete dalmışken bir an da ağlama sesi duymuşlardı. Ardından kucağında ağlayan bebek Jungkookla içeri giren küçük Jimin. Jimin şaşkın bakışlarını odanın içinde gezdirdi. Jungkook kucağında olduğu için Kraliçeye başıyla selam verip konuşmaya başladı. "Ben izinsiz girdim özür dilerim. Hoş geldiniz Kraliçe Jeon. Ben" Jungkook'u işaret ederek konuşmaya devam etti. "Onu koridor da yürürken gördüm sonra yere düşüp ağlamaya başladı bende kapı açık diye içeri girdim." diye olayı kısaca açıkladı. Kraliçe Jeon ise hem şaşkın hemde mutluydu. Çünkü Jungkook kimsenin kucağında duran bir bebek değildi bu yüzden Kraliçe Jeon çok yoruluyordu. Bebek Jungkook daima annesini isterdi. Annesinden başka kimsede durmazdı, huysuzlanırdı. Şimdi ise başını Küçük Prensin omzuna koymuş, ağladığından dolayı kızarmış gözleriyle etrafa bakıyordu. İki Kraliçe de bu görüntüye eriyordu.

Küçük Jimin bebeğin annesini isteyeceğini düşünüp annesine doğru yürümeye başladı. Kraliçe Jeon ne yaptığını anladığı zaman kollarını Jungkook'u almak için uzattı ama Jungkook gitmemek için kafasını Jimin'in omzuna gömmüştü. Kraliçe Jeon bir yandan bu halini kıskanmıştı ama bu kıskançlık tatlı bir kıskançlıktı. Jungkook her zaman annesinin kollarının ona uzandığını görse hemen kollarına doğru giderdi ilk defa böyle yapmıştı. Kraliçe Jeon tebessümle Jimin'i oturduğu yerin yanına çağırıp konuşmaya başladı. "Biliyor musun? Jungkook seni gerçekten sevdi. Seni görünce beni unuttu resmen." deyip güldü. Jimin ise şaşırmıştı. Bebek onu annesinden daha mı çok seviyordu yani? "Seni rahatsız etmiyorsa onunla oynayabilirsin, uslu çocuktur." dedi Kraliçe Jeon bunu üzerine Jimin, Kraliçe Park'a izin almak için baktı annesinin izin vereceğini biliyordu ama yine de sormalıydı. Kraliçe Park olumlu derece kafasını sallayınca Jimin annesigillerin oturduğu yerin karşısındaki büyük koltuğa oturdu. Jungkook'un sırtını yastığa yaslayıp etrafına yastıkları dizdi. İki Kraliçede şaşkınca Jimin'i izliyordu. Jimin bebeğin düşmeyeceğinden emin olduktan sonra kendisi de karşısına oturdu. Bebek Jungkook çok tatlıydı. Daha sonra karşısın da oturan bebeğin yüzünü incelemeye başladı yüzü çok tatlıydı Jimin ilk defa bu kadar tatlı bir yüz görmüştü. Kendisine bakan iki siyah incide takılı kalmıştı gözleri, sonra yanakları en son da dudaklarına bakmıştı.