•İyi Okumalar 💚💙
|Mutlu mu mutlu bir krallıkta.|
"Efendim karşı krallıktan insanlar yemek salonunda sizi bekliyorlar."Dream kapıdan giren yardımcı ile prensle arasına mesafe koydu.
"Geliyoruz."Dedi sakince prens.
Darryl yavaşça eğilip çıkarken son kez Dream'e kaşları çatık bir bakış atmıştı.Dream çıkan adamla minik bir gülüş sundu.
"Gidiyoruz.Lütfen onlara karşı kibar olun."George az önce yaşadıkları değişik atmosfer yüzünden zihnini bir kaç saniyeliğine de olsa toplantıdan çekebilmişti.
"Sen olmasaydın kendimi pencereden atmış olabilirdim."Dalgayla karışık cümlesine Dream anında elini susturmak kaldırmıştı.
"Hayır.Böyle şeyler söylemeyin."George kafasıyla onayladı.Vücudunu çocuğa yaklaştırırken çocuğun elini kendi elleri arasına alıp kaldırdı.Yarım eldivenden çıkan işaret parmağına minik bir öpücük kondurdu.
"Kurtarıcım."Dream anında elini çekerken vücudunu kapıya doğru çevirdi.
"O-o zaman gidebiliriz."Prens çocuğun ilk kez kekelediğini duyduğunda küçük bir kıkırtı çıkarttı.İlk gördüğünde aralarında ki ilişkinin bu şekilde olacağını asla düşünemezdi.Hala da kabullenmemişti bir erkekten etkilendiğini.O sadece onun kurtarıcısı olacaktı.Bir gün kendisini bu cehennemden çıkaracak olan kurtarıcısı.
İkili kapıdan çıktığında büyük koridoru gördüler.Darryl kapıda onları bekliyordu.
"Kral neden sizi gönderdi?"Darryl'in sorgulayıcı bakışları uzun koridorda yavaşça yürürken Dream'e kaydı.
"Baş generallerden biri olduğum için yanında duracak bir koruma olarak ben görevlendirildim.Festivalde prensimizle tanıştığım için en uygun beni gördü kralımız."Darryl kafasını anladığını belirten şekilde kafasını sallayıp bakışlarını tekrardan karşıya dikti.
"Demek benim askerim olacaksınız?"Yeşil gözler prensin kendisine bakan kahveleri ile buluştuğunda kafasını yavaşça salladı.
"Evet efendim.Bu yüzden lütfen bana karşı saygı kipi kullanmayın."Prens yamuk bir şekilde gülümsedi.
"Anlıyorum.Bende aynısını söylemek isterdim fakat kuralları biliyorsun."Dream kafa salladığında ikiside bakışlarını koridora doğru çevirdiler.İkisini izleyen Darryl ise sadece kaşlarını çatıyordu.
Bir kaç dakika içinde büyük salon kapısından içeriye girmişlerdi.Prens açılan kapı ile nefesini tuttu.Gergindi.
"Hoşgeldin oğlum."Tam karşıda oturan kral ayağa kalkarak üçlüyü karşılarken,prens gözlerini diğer sandalyelerde gezdirdi.Yaklaşık 10 kişi olan topluluk kralla beraber ayağa kalkarken orada oturan sadece iki kadın vardı.Biri kraliçe ve biri ise evleneceği kadın...
Kendisine beyaz ve sarı ile süslenmiş elbisesi ve bakımlı kahverengi kısa saçlarıyla bakan güzel kadına sadece bir kaç saniye bakabilmişti.İğrendi.Eğer elinde olsaydı tüm bu topluluğun üstüne kusabilirdi.
"Benden önce sizler hoşgeldiniz.Sizi burada gormekten çok mutlu olduğuma emin olabilirsiniz."Güzel ve sahte gülümsemesi ile gelenleri selamladı.Yalan.
Prens kendi sandalyesine otururken başında sarı yeşil bir taç takan adam kendisine hitaben konuştu.
"Öncelikle kendimizi bu kadar uzun zamandır tanımadığımız için özür diliyorum.Ben Phil Watson anlaşma yapacağınız krallığın kralıyım."Eliyle ilk önce sarışın ve sinirli bir suratla kendisine bakan küçük çocuğu gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓟𝓻𝓲𝓷𝓬𝓮 𝓲𝓷 𝓽𝓱𝓮 𝓭𝓪𝓻𝓴𝓷𝓮𝓼𝓼 / 𝐃𝐫𝐞𝐚𝐦𝐍𝐨𝐭𝐅𝐨𝐮𝐧𝐝
Fanfiction|Güzel kalbini ve saf mutluluğunu bütün krallığa yaymış ve kendine hiç bırakmamış mutsuz bir melek.| DreamNotFound kitabı gördüğünüz gibi. BXB kitap homofobikleri şimdiden kovuyorum <3 Gördüğüm kadarıyla ilk Türkçe dnf krallık kitabı :3 Aşırı istedi...