•İyi Okumalar 💚💙 \Ben bütün dnf fanartlara düşüyorum zaten artık\
|Mutlu mu mutlu bir krallıkta.|
Akşam olmasının ardından tüm krallığın karanlığa bürünmesiyle,prensin odasına açılan büyük kapı sertçe kapandı.
Prens hızlı atan kalbine elini koydu.Darryl'in anlattıklarından sonra düşündüğü tek şey gideni durdurmak zorunda olduğuydu.Fakat onu nasıl durduracaktı?Ülkesine bağlı olan bu oğlanı savaşa gitmesini engelleyebilir miydi gerçekten?
George kararsızlık ile uzun,mumlarla aydınlanan koridora baktı.Kaşları yavaşça çatılmış ve ellerini sıkmıştı.'Eğer bensem belki..'ve tüm düşüncelerini anında silerek koşmaya başladı.
Uzun koridorları saniyeler içinde geçerken kalbi delilercesine hızlı atıyordu.Durdurmak istiyordu onu,daha fazla tanımak istiyordu.
Koridorda kendisine bakan bir kaç hizmetçiyi umursamadı.Belki babasına sorsaydı o nerede olduğunu söyleyebilirdi.
Ve bacaklarını uzun merdivenlere yönlendirdi.En üst kata çıkmalı ve babasına Dream'in nerede olduğunu sormalıydı.
Merdivenlere ilk adımını attığında tanıdık bir ses kulaklarına geldi.
"Prensim?"Kararlılığını söndürebilecek tek kişinin sesini duyduğunda bakışları anında arkasına dönmüştü.Uzun bedeni görmesi tüm gücünü kaybetmesine neden olurken gülümsemeye çalıştı.
"Merhaba."Vücunu tamamiyle oğlana doğru dönderdi.Onu bu kadar hızlı bulmayı beklemiyordu.
"Sizin uyuduğunuzu sanıyordum."Sadece bir kaç saat önce buluşmuş olmalarına rağmen sesine hasret kaldığı bu oğlanın konuşması ile gözleri dolmuştu.Prensin bacakları titriyordu.Bu kadar kısa sürede onu kendisine bu denli bağlayan oğlanın gitmesini istemiyordu.
"Senin gittiğini sandım..."Bir adım ile uzun bedenin dibinde biterken elini yumruk yapıp çocuğun göğsüne yavaşça vurmuştu."...Yine yalnız kaldım sandım."Asker maskesinin altından yavaşça gülümserken prensin kendisine vuran elini tuttu.
"Prensim isterseniz daha sakin bir yere geçelim.Bütün hizmetçiler bize bakıyor."Prens göz yaşlarını tutmaya çalışıp nefeslendi.Parmaklarını kavrayan sıcak eller ile cayır cayır yandığını hissediyordu.Vücudunu geriye çekti ve bakışlarını karşısındaki askerin ellerine kaydırdı.
"Odama geri dönelim."Sıcak eller, karşılığında yavaşça uzaklaşmıştı.Temasları tümden kesildiğinde gözlerini yeşilliklere kaydırdı."Lütfen."Asker kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Bu saatte bizi gören hizmetçilerin bunu normal bir şekilde karşılayacağını sanmıyorum."Yeşillerin altında titriyor,yakın bir zamanda onunla görüşemeyecek olacağı gerçeği zihninde yankılanıyordu."Lütfen bana bu surat ifadesi ile bakmayın.Minik bir yürüyüş ikimiz için de güzel olacaktır."
Uzun bedenin,vücudunu esiri altına alan etkisinden çıkması;askerin arkası dönmesi ile gerçekleşmişti.Aşağı kata inmek adına yapılan adımla beraber askeri takip etmeye başladı.
Yan yana yavaşça merdivenlerden inen ikili sessizdi.Bahçenin serin havasına ulaştıklarında,prens aniden gelen soğuk hava dalgasıyla ellerini kollarına sarıp kendini bu soğuktan korumaya çalışmıştı.Sırtına yavaşça giydirilen yeşil pelerin ile prens uzun bedene baktı.
"Teşekkürler."dedi,oldukça uzun ve geniş pelerinin içine iyice sinerken.
"Asıl siz beni,bu soğuğa sizi çıkarmak zorunda kaldığım için mazur görün."Prens kafasını olumsuzca salladı.Pelerine burnunu dayayıp güzel hafif kokusunu içine çekiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓟𝓻𝓲𝓷𝓬𝓮 𝓲𝓷 𝓽𝓱𝓮 𝓭𝓪𝓻𝓴𝓷𝓮𝓼𝓼 / 𝐃𝐫𝐞𝐚𝐦𝐍𝐨𝐭𝐅𝐨𝐮𝐧𝐝
Fanfiction|Güzel kalbini ve saf mutluluğunu bütün krallığa yaymış ve kendine hiç bırakmamış mutsuz bir melek.| DreamNotFound kitabı gördüğünüz gibi. BXB kitap homofobikleri şimdiden kovuyorum <3 Gördüğüm kadarıyla ilk Türkçe dnf krallık kitabı :3 Aşırı istedi...