•İyi Okumalar 💚💙
|Mutlu mu mutlu bir krallıkta.|
Neşeli kalabalığın içerisinden geçti iki oğlan.Metreler boyunca uzanan festival alanını tamamiyle geçip dışarıya çıkmak yaklaşık 10 dakikalarını almıştı.
George yürümekten yorulmuş olacak ki git gide yavaşlamaya başlıyordu.Tüm gün boyunca yatağında oturan prensin dakikalarca yürümesi kolay bir şey değildi.
"Yoruldunuz mu?"George ellerine bacaklarına koyup bakışlarını yanında ki uzun bedene çevirdi.
"Biraz."Dream olduğu yerde bekleyip bir süre düşündü.George'da çocukla beraber dururken Dream kollarını oğlana doğru uzatmıştı.
"Umarım bu yaptığım şeyi affedersiniz."George anlamaz bakışları arasında kendisini saniyeler içinde kucaklayan çocuğa baka kaldı.
Anında dibine girdiği çocuğu koluyla itmeye çalıştı."Beni indirmeni emrediyorum!Hemen şimdi!"George kucağında debelenirken Dream yürümeye başlamıştı.
"237.kural prensin emirlerinden önce onun için en iyi olan seçim yapılır."George,çocuğun ciddiyetle belirttiği kuralı dinlerken debelenmeyi yavaşça bırakmıştı.Somurtgan suratıyla ofladı.
"Bu mu benim için en iyi seçim?Halkın önünde beni rezil ediyorsunuz.İşe yaramaz bir prens olduğumu düşünecekler."Dream çıkış kapısına doğru ilerlerken küçük bir gülüş sunmuştu.
"Onların bunları düşünmeleri bir şey değiştirmeyecektir siz kendinizi her şekil kanıtlayabileceksiniz eminim."George,yapılı kolların kendini sıkı sıkıya tutmasının verdiği minik utangaçlık ile sustu.Kapıdan çıktıklarında muhafızlar ikisini durdurmuş fakat George'un onayı ile geri çekilmek zorunda kalmışlardı.
George bacaklarının ağrısını yavaş yavaş unuttuğunda aşağıya inmek istedi.Dream onaylayıp çocuğu yere bıraktığında dükkana gelmelerine az kalmıştı.
Bir kaç dakikalık yürüyüşün ardından dükkanın kapı çanıyla beraber içeri girdiler.Festival günü olduğundan oldukça boş görünen kahverengi ağırlıklı olan dükkanı inceledi prens.O kadar da kötü değildi.
Kadın bir çalışan hemen yanlarına gelip oturacakları yeri göstermişti.
"Prensimiz ne içmek ister?"George tekrar bakışlarını Dream'e çevirdi.Burada ne satıldığı hakkında hiçbir fikri yoktu.
"İki yeşil çay lütfen."George yeşil çay sevmezdi.Fakat sessizce kadının gitmesini beklemiş ve karşısında ki çocukla kısa bir bakışma yaşamıştı.
"Gününüz nasıl geçti?"Dream'in nazik sesiyle prens transtan çıkmış ve bakışlarını başka bir yöne çevirdi.
"Bugünün en güzel günüm olduğundan emin olabilirsiniz."Dream kafasını olumlu şekilde salladı.
"Anlıyorum.Peki nelerden hoşlanırsınız?"George gözlerini kısa bir süreliğine çocuğa çevirdi.
"Özgürlük ve belki çilekten.Sade tadı olan hiçbir şeyi sevemiyorum."Prens parmaklarını yavaşça birleştirip çenesini elinin üstüne koydu.Dream hiçbir cevap vermemişti."Ben sizi tanımıyorum.Biraz kendinizden bahsedin."Dream ellerini açıkta kalan boynuna koydu.
"Ben sade bir generalim.Sadece savaşmakta iyiyim onun dışında bir özelliğim yok.Ve soslu bütün yemekleri severim."Son cümlesinde ki minik gülüşü duydu prens.Boynunda ki ellere gözü kaymıştı.Kalbinde ki hareketlenme ile öksürdü.'Ben ne düşünüyorum böyle.'
"İyi misiniz?"Dream'in endişeli sesi ile elini havaya kaldırdı.
"Hayır sadece boğazım ağrıdı."Dream prense uzattığı eli yavaşça geriye çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓟𝓻𝓲𝓷𝓬𝓮 𝓲𝓷 𝓽𝓱𝓮 𝓭𝓪𝓻𝓴𝓷𝓮𝓼𝓼 / 𝐃𝐫𝐞𝐚𝐦𝐍𝐨𝐭𝐅𝐨𝐮𝐧𝐝
Fanfiction|Güzel kalbini ve saf mutluluğunu bütün krallığa yaymış ve kendine hiç bırakmamış mutsuz bir melek.| DreamNotFound kitabı gördüğünüz gibi. BXB kitap homofobikleri şimdiden kovuyorum <3 Gördüğüm kadarıyla ilk Türkçe dnf krallık kitabı :3 Aşırı istedi...