Hayat bu sefer yeniden başlıyordu...
Şarkılar yeniden yazılıyordu...
Danslar yeniden ediliyordu...
Ve kartlar son kez yeniden dağıtılıyordu,
Hayat bazen bize en büyük numarasını yapar ve hiç beklemediğimiz anlarda beklemediğimiz hamleler yapardı.Beklemediğimiz kartlar atılırdı masaya,kimse de oyunun sonunu tahmin edemezdi.
Oyunu en iyi oynayanlar bile tahmin edemezlerdi.
Hayat ters köşe yapmayı her zaman seviyordu.
Ve bu hayatta yenenler her zaman o ters köşelerin üstesinden geliyorlardı.
Ölüm rakibini seçerken en güçlüyü değil de ona en çok hazırlıklı olanı karşısına oturturuyordu.Ölüm kartlarını her zaman rakibe açık oynuyordu ve rakibi ise yenileceğini bilerek elindeki kartı atıyordu.
Ben ölümü kendime en büyük rakip zaten seçmiştim.Ve hayatımda ilk defa bu kadar büyük bir yenilgiye şahit oldum.
Ölüm beni kendi ile birlikte tanrıya en yakın yere götürüyor.
Şeytanla oynadığımız bu oyunda masaya beklemediğimiz bir rakip oturdu.Son kartlarımı şeytana değil Azraile karşı oynadım.
Asıl mesela şeytana değil de ona meydan okumakmış belki de...
Şimdi sıra sizde,kartlar hepiniz için tekrardan açılmaya hazır,ben o masadan kalktım ve yerimi size teslim ettim.Bütün dileklerim rakibinizin karşınızda ölümü size hissettirmemesi olsun...
Cidden hayattaki en büyük rakibiniz kendiniz olsun,herkes kendi ölümünü kendi belirlesin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizdeki Gökyüzü
Teen FictionBazı gerçekler vardır ölüm gibi saklanan,bazı insanlar vardır ölüm gibi sessiz dolaşan... Aras ve Kaan birbirine zıt iki karekter,ama deniz ve gökyüzü gibi birbirine ömürleri boyu bakmak zorunda olan iki kişi. Hayatlarındaki her kayıbı bir yıldıza k...