Bölüm 17- DÜNYAMI AYDINLATAN KADIN

328 11 2
                                    

Küçük çillerine sevdalandığım kadın.

Dudaklarıma yaklaştığında artık benim için dünya dönmeyi bırakmıştı. İlk öpücüğümü sevdiğim adama verecektim.

Dünyamı aydınlatan sevdiğime...

Kalbim deli gibi atıyordu. Ağzım kurumuştu ama ne yapmam gerektiğini bile unutmuştum. Acaba Demir de böyle mi hissediyordu. Yavaşça gözlerimi kapadım. Yüzümü ellerinin içinde hissettim. O kadar naif bir tutuşu vardı ki...

Kırmaya, incitmeye korkar gibi tutuyordu. Söyledikleri beni daha da heyecanlandırıyordu.

Narinim..

Sevgilim..

Canımın içi..

Nasıl bağladın beni kendine.

Ellerimi nereye koyacağımı bilemediğim için kollarına tutundum. Bu kadar heyecanlanmam normal miydi acaba? Titrediğimi hissetmiş gibi iyice beni kendisine çekti. O da farkındaydı her şeyimin ilki olduğunu. Ne kadar tecrübesiz ve sevgiye aç olduğumu görüyordu. 

Hem sevmek isteyen hem de sevilmek isteyen ben...

Dudaklarımdaki baskı artarken. Yumuşakça geri çekildi. Yanağını yanağıma dayadı. Ayrılmadı benden. Ben zaten onun nefesinde can bulmuşken ayrılamazdım ondan.. Nasılda güzel kokuyor bu adam. Parfüm desem değil. Ama kendine has can bir kokusu var benim adamımın.

Umut  ağlayınca ayrıldık. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Gözlerine bakıp tebessüm ettim. O kadar güzel bakıyordu ki. Yüreğimi yaktı. Umut kollarını kaldırmış Demir'e gitmek istiyordu. Kucağa fena alışmıştı. Sevgi arsızı olmuş benim miniğim. Hemen güvenli kollara girmiş. kocaman gülümsüyordu. Ben se hızlı hızlı çayı koyup, kahvaltı hazırlamaya çalışıyordum. Sütünü de Demir'e verince Umut beyin mamasını yedirmeye başladı. Masa hazır olunca çayları koyup oturdum. 

Saçlarımı çözüp tekrar bağlarken Demir bana bakıyordu. Ne oldu dercesine kafamı salladığımda yüzünde eşsiz bir gülümseme vardı. 

Normalde bu kadar gülmem. Dışarıdakiler beni sürekli kaşları çatık, ketum biri olarak bilir. Sadece sizin yanınızda bu kadar gülüp, rahat davranıyorum. Bu halim size özel yani deyip çayından yudum aldı. 

Umut Demir'in elindeki her şeyi ağzına atmaya çalışınca kahkahalarımızı serbest bırakıyorduk. O kadar komikti ki. Alamayınca da küçük dudaklarını büzüşüne ölmek istiyordum. Eğlenceli geçen kahvaltımızı topladım. Demir ve Umut salona geçmişlerdi. Bulaşıkları hallettikten sonra türk kahvesi yapıp salona geçtim. Televizyonda çizgi film açmışlar. O kadar tatlılardı ki... Umut Demir'in boynuna koymuş kafasını öylece televizyona bakıyorlardı. Önlerindeki sehpaya kahveyi koyup Umut'u almak istedim. Ama Demir kolumdan tutup diğer tarafına oturttu. Kolunu omzuma atıp seslice nefes aldı. 

Artık bu kadar uzakta oturabilirsiniz bana. Kafamı göğsünden kaldırıp yüzüne baktım. O da bana bakınca burunlarımız birbirine çarptı. Büyük bir öpücük bıraktı dudaklarıma. 

Demir, neden bizi seçtin?

 yani beni? 

Umut'u ?

neden bizi sevdin?

Çok merak ediyorum. Biz kimsesiziz. Bizi korudun. Kanatlarının altına aldın. Ben çok mutluyum yanlış anlama ama merak ediyorum işte. 

Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Keşke sormasaydım dedim içimden. Ama merak da ediyordum işte. Kafamı eğdim. Bir süre sadece hızlıca alıp verdiği nefesi dinledim. 


"Aydınlattınız" dedi. 

Anlamadığım için göğsünden kaldırmadan yüzümü ona çevirdim. Yukarıdan sadece gözlerime bakıyordu. Kaşlarımı kaldırıp anlamadığımı sessizce söyledim. 

"Dünyamı Aydınlattınız Kadın" 

İlk önce burnunu saçlarıma sürdü. Göğsünün kalkmasından saçlarımı kokladığını anladım. Sonrasında alnıma derince bir öpücük bıraktı. 

Bundan sonra kalbim böyle deli gibi atmaya devam edecekti...


MAFYA'NIN KÜÇÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin