Merhabalar, Mint'in temsili bir resmi ve bölüm şarkısı medyada. Döngüye almayı unutmayın..
İyi okumalar:)
******************
Beklemek.
Ne kadar komik bir fiil değil mi. Hepi topu üç hece. Fakat kime sorsanız anlamı değişen sözcüklerden 'beklemek'. Sözlük anlamını sorsanız bir şey oluncaya, bitinceye, sona erinceye ya da biri gelinceye dek bir yerde kalmak.
Mint'e sorsanız geçmişte takılıp kalmak. Sürekli beklemek, bir mucize için. İki yıl Leo için bekledikten ve sonunda vazgeçtikten hemen sonra geldiği bu kampta onu bulması... Haksızlıktı. Saf haksızlık. Onca zaman Leo'nun neden gittiğini anlamamıştı, neden tek bir not bile bırakmadığını. Hala anlamıyordu. Tek bir ipucu yeterdi.
En azından geceler boyu ağlamazdı, en azından sessizce ağlarken yastığına gelmesi için çığlıklar atmazdı. Kimse duymamıştı o yardım çığlıklarını, sessiz çığlıklardı onlar. Ağlayıp yüzünü yıkadıktan sonra kapıyı arkasından kapattığında annesi bir şey sormamıştı. Mint içten içe yalvarmıştı, onu bir kere görsün istemişti. Nankör olduğunu biliyordu, annesi ihtiyacı olan her şeyi vermişti ona. Kadın kendi depresyonunda boğulurken nasıl Mint ile uğraşabilirdi ki.
Küçükken annesi çok bağırırdı, kavga etmedikleri tek gün olmazdı. Ama Mint küçükken annesini yanında hatırlamıyordu. Sanki hayatının o kısmı bir boşluktu. Tek hatırladığı şey onu banyoda yerde gördüğü zamandı. Sonrasında her şey bir curcunaydı. Ne zaman o zamanları düşünse sanki unutur gibi oluyordu. Hatıraları çekilip alınıyormuş gibi. Annesi doktora gitmeye başlayınca her şeyin yavaş yavaş düzeldiği fikri geliyordu hatıralarına. Tamamen mükemmel değillerdi fakat birbirleriyle konuşmaya başlamışlardır. Annesi o zamandan beri terapi alıyordu.
Yardım istemenin yanlış olmadığını çok zor öğrenmişti Mariebelle. İkide bir bırakıldığı için sorunlarını kendi halletmeye alışmıştı fakat alışılmış her zaman doğru değildir. Hayat böyledir işte, siz öğrenene kadar yüzünüze vurur her şeyi. Öğrendiğinizde sizi bırakıp gider yapayalnız.
Mint de Leo gidince böyle hissetmişti ama birkaç ayda uyuşmuştu hisleri, gece ikide çikolata kemirerek dizi izleyen bir yaratığa dönüşmüştü.
Fakat konumuz bu değil.
Konumuz Mint'in sonunda Leo ile konuşmaya karar vermesi. Will ile konuşurken aklına öylesine gelen bir şeydi. Partiden ve müthiş utanç verici düellolarından sonra -ki Leo ona mamacita demişti- daha fazla değişik an yaşamak istemiyordu.
Doğruyu söylemek gerekirse Leo ile olan 'arkadaşlığını' özlemişti. Ciddi anlamda. Herkesin koşulsuz güvenebileceği, omzunu yaslayıp ağlayabileceği, her durumda yanında duracak birine ihtiyacı vardır. O kadar çok kişi yapayalnız kalır ki ama... Yalnızlık insanoğlu için daimidir. Yalnız doğar insan, yapayalnızdır kalabalıklar içinde ve yine yalnız ölür. Mint iki yıldır yalnızdı, daha fazlasına katlanabileceğini düşünmüyordu.
Bu düşünceleri onu Leo ile geçirdikleri yaz günlerinden birine götürdü onu.
Mint'in küçük ama tatlı döşenmiş odasında sıcaktan maddenin gaz haline geçmiş biçimde yerde yatıyorlardı. Yani Mint yatağında yatıyordu Leo ise mavi puflardan birinde yere doğru kaymıştı. Kalmaya aşırı üşeniyordu.
"İşte Tiff'e en son bunu dedim. Bana ilgi manyağı olduğumu söyledi."
"Güzeeğğllll..."
"Leo eriyip gidiyormuş gibisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Nanesi ||OC x Leo Valdez||
Fanfiction"Kabul olunan için bir yolculuk Karanlık ve aydınlık sunacak dostluk Başlarken bitecek ve tüm ateşler sönecek Okçu kaybolurken edecek aşık Delphinus yalnız yüzerken dört olacak bir Çürürken zarafet, kaybolacak fecir Çark çözül...