𝓞𝔂 𝓿𝓮𝓻𝓶𝓮𝔂𝓲 𝓾𝓷𝓾𝓽𝓶𝓪𝔂ı𝓷 :) 𝓚𝓮𝔂𝓲𝓯𝓵𝓲 𝓸𝓴𝓾𝓶𝓪𝓵𝓪𝓻...
Yatağımda oturmuş, elime gelen ufak ufak kanları izliyorum. Kanamanın çoğu durmuş fakat ufak ufak da akmaya devam ediyordu. En başından merak etmeyecektim çocuğun kim olduğunu. Beni ilgilendirmeyen bir konuya burnumu sokmuştum.
Yatağımdan kalkarak duş almak için banyoya yöneldim. Yaptığım sıcak duş, beni biraz da olsa rahatlatmış, kafamın acısını dindirmişti. Pijamalarımı giydim ve yatağıma uzandım. Şarjda olan telefonumu alıp sosyal medyada gezinmeye başladım.
Acaba Kuzeyin de hesabı var mıdır diye düşündüm. Al işte, hem çocuk kafamı kırıyor, hem de hala çocuğu düşünüyorum. ''Ne kadar aptal bir insansın Efsun'' diye mırıldandım.
Parmaklarım, benden bağımsız bir şekilde arama butonuna girdi ve Kuzey Aras yazarak, aratma butonuna tıkladım. Acaba yapmamalı mıydım diye düşündüm. Ne de olsa profiline kimin baktığını gösteren uygulamalar vardı. Umarım fark etmez diyerek üstte çıkan hesaba tıkladım.
Profilinde, Galata kulesinin önünde, siyah bir şort, üstünde de gri bir tişört vardı. O kaslı ve kusursuz vücudu etkilenmeyecek gibi değildi.
Alta doğru kaydırdım ve fotoğraflarıyla karşılaşacağımı zannettim fakat, tumblr şeklinde yazılar atıyordu İnstagram hesabına. Rastgele bir tanesine tıkladım.
''İyi miyim kötü müyüm bilmiyorum, fakat ruhumun yorgun olduğu kesin'' yazmıştı.
Sözü okurken sanki benden bahsetmiş gibi yüzüme acı bir gülümseme kondu. Onun da bir şeyi vardı fakat kimseye anlatamıyor gibiydi. Saat 20. 30 a gelmişti. 3 buçuk saattir profilinde geziniyordum. Yazdığı sözler kalbime ilik ilik işlemişti resmen...
Karnım acıkmıştı, fakat yerimden kalkacak halim bile yoktu. İnternet sitesinden yiyecek bir şeyler sipariş ettikten sonra, telefonu komodine bırakıp, gözlerimi kapattım.
Bu zamana kadar, yaptığım şeylerden biri, gözlerimi kapatıp, bu zamana kadar neler yaşadığımı, yalnız olduğumu, tek başıma nelere katlandığımı, yeri geldiğinde kendimin arkadaşı olmayı, bazen kendi kendime bir psikolog olarak konuşmamı ve bundan ayrı bütün yalnız geçirdiğim vakitleri hatırlayıp, bu zamanlara geldiğim için kendimle gurur duyuyordum. Bu son zamanlarda bu yaptığım şey bana iyi geliyordu. Eskiden karanlıktan korkan Efsun, şimdi ışıklı bir ortamda kendini rahatsız hissediyor. Her gün bunları yaşamama mecbur insanlardan da tiksiniyordum.
Kapının tıkırdama sesinden, irkilerek yataktan kalktım. Kapıyı açtım ve istettiğim siparişleri getirmişlerdi. Hesabı ödeyip içeri girdim. Masaya bıraktığım yemekleri açıp hunharca yemeye başladım.
Sabah kahvaltılarını yapmayı sevmiyordum sadece akşam yemeklerini yiyordum. Açlıktan bayılmamam mucizeydi. Nazan Hanım, yetiştirme yurdunda, zar zor ne kadar kahvaltımı yedirmeye çalışsa da buraya geldiğim 3 günden beri aynı düzene devam ettim. Nazan Hanım bu halimi görse tepkisini tahmin bile edemem.
Yemeğimi yedikten sonra biraz televizyon izlemeye karar verdim. Hayatımda sadece, dizi veya film karakterleriyle diyalog halindeydim, ne kadar karşılıksız olsa da , yaptıkları ufak şeyde sanki beni duyuyorlarmış gibi, uyarıyordum. Ve bu hoşuma gidiyordu.
Salondaki koltuklardan birine oturdum. Tam kumandayı elime alacakken telefonumun bildirim sesiyle telefona tekrar yöneldim. Ana sayfamda '' 1 istek'' yazıyordu. Merak edip hesabıma girdim. İstekler kısmında '' KuzeyAras0'' yazısı belirdi. O an şaşkınlıktan nutkum tutulmuştu. Kuzey bana istek atmıştı. Ah harika, profiline baktığımı gördü ve hatta 3 buçuk saat!! benimle alay etmek ve ego kasmak için mesajlar gönderecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZLEŞME
Ficção AdolescenteEvet, farklı insanlardık. Peki bu sevmemize engel miydi? O ufacık şehrin içinde birbirimize kapıldık... Oysa bizim kavuşmamız imkansızdı... Yağmurlu ve ıssız yolda yürüyorum. Sanki her adım bana acı veriyor. Kafamın içinde tekrarlıyorum... Işıklar...