İlanı Aşk

41 27 14
                                    

Merhaba. Bu sefer bölümüme sizlerle başlamaya geldim. Bu bölüme bütün her şeyimi geride bırakarak oturdum satırlarımın başında. Her karakterin hareketlerini, durumlarını yazarken empati kurarak yazıyorum. Umarım beğenirsiniz. Sizi çok seviyorum:)

***

"Tek ihtiyacın aşk..."

-The Beatles-

***

"Nerede durmalıdır şimdi derinliği bulan kız?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Nerede durmalıdır şimdi derinliği bulan kız?

Hangi şarkıyı söylemelidir bir aymaz koşuldayken insanlar?

Ve ışıklar titretirken her şeyi,

Nereye dönmelidir yanındaki adam?

Karanlığına mı sokakların,

Yoksa bir pazar yerine mi ruhunu satıp da şeker almak için.

Öyle bir laf etmeli ki

Ne yerde, ne taşta bulunmasın. 

Aynaya çarpınca kelimeler kimse, hiç kimse şaşırmasın.

Gömleği yırtılsın mesela adamın,

Kendini asur bir ağaç sansın."

    Cebimden çıkan kağıtta bu satırlar yazıyordu. Okuduğum yerde gözümden akan yaşlar kağıdın üzerine damlıyordu. Peki bu bir ilanı aşk mıydı yoksa ben mi öyle bilmek istiyordum? Başımı kağıttan kaldırıp Aydın'ın gözlerinin içine baktım. Ona sadece:

   "Teşekkür ederim," diyebilmiştim. Sizce ben gerçekten Aydın'a aşık olmaktan mı korkuyordum? Aşktan bu kadar korkamazdım ama.

   "Teşekkür edecek bir şey yok Deniz. Sana İstanbul'dada söylemiştim. Seni seviyorum Deniz. Daha önce hissetmediğim duygularımı sende buldum ve kendimi seninle tamamladım ben. Adına ne dersen de ama seni sevdiğimi asla unutma olur mu?" 

   Göz yaşlarımı durduramıyordum. Korktuğum ve şu hayatta isteyeceğim en son şey başıma gelmişti.

   "Aydın bunu sana yapamam. Benim gibi biriyle olmana izin veremem. Seninle olacak kadar yaşayamayacağım belkide. Geride kalanları düşünmek zorundayım. Seninle buraya gelmem bile bir hataydı zaten." Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Başımı çevirip gözlerinin içine bakmaya bile cesaretim yoktu.

   "Beni düşün o zaman Deniz. Seni bu kadar severken arkamı dönüp gidemem, seni de asla bırakmam. Sen iyileşeceksin ve gitmene dahi izin vermeyeceğim." Ölüm lafını ağzına bile alamıyordu. Bunu kabullenmek zorundaydı ama.

   "Ben öle..." Öleceğimi söylerken eliyle ağzımı kapattı. "Şşş... Şimdi sadece gözlerini kapat." Elini yavaşça ağzımdan indirdi, gözlerimi kapattım. Dudaklarını dudaklarıma değdirdi ama öpmüyordu. Sanki naif bir çiçeğe dokunuyor gibiydi. Kendimi ona teslim etmiştim artık. Dudaklarını benden ayırdı, gözlerini benimle birlikte araladı.

İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin