BÖLÜM 4

115 2 1
                                    

Her yeni bölümde bu soruyu sorucam kshsjshjsb
Bölümler nasıl bebeklerim?

“Bir dakika, şunu açayım...” Gülümsedi. Parmağını KAYIT tuşuna bastı ve cihazı Ory'ye doğru uzattı. “Tamam söyle şimdi,” diye fısıldadı.

Ory sesinin kaydedilmesinden utanarak ama duygu yüklü bir sesle, "Mavi,” dedi.

Max cihazı kendine doğru çekerek, “Elli iki,” dedi. Ardından durdurma tuşuna bastı ve cihazı bırakarak Ory’ye sarılmaya devam etti. Ory de ona sarıldı.

Önce üşüdüğünü ve her zaman sabahları yaptığı gibi isinmak için onun bedenini kullandığını düşündü ama Max'in niyeti bu değildi.

"Uzakları araştırmam için bunu..." diye başladı.

Max, Ory'nin kemerini açarken sözünü keserek, “Kimin umurunda," dedi. Yepyeni bir umutsuzluk dalgası içinde hareket ediyordu sanki. Max kendisini soyarken Ory artık bunu umursamadığını fark etti.

Geyik. Kayıt cihazı gerçekten farklılık yaratacak mıydı? Bıçağın sapının rengi. Hâlâ umudu olduğu için mi vermişti onu Max'e, yoksa hiç umudu kalmadığı için mi?

Max, onu kendine doğru çekerken bir şeyin yırtıldığını hissetti. Bir dikiş atmış, kemer deliği açılmıştı. Sesi beynine kazıdı ve yırtılma anını, Max’in onu tanımasının, arzuladığı kişi olmasının nasıl bir ses çıkarttığını hatırlamak için beyninde döndürüp durdu. “Mavi," diye fısıldadı.

"Becer beni artık," diye tısladı Max. Kayıt cihazını boynundan çıkardı ve kıyafet yığınının üzerine attı.

Birbirlerinden gizleyecek şeyleri olsa bile, şimdilik her şey yolunda gidiyordu. Bunun için çok az zamanları kalmıştı zaten. Max kayıt cihazını kullanmayı kabul etmişti. Ory, Max'in sağlığını korumaya çalışmasının onu düşündüğünden çok kendini düşünmesinden kaynaklandığını söylemek zorunda kalmamıştı. Ya da esas korkusunun Max'in diğer gölgesizlere benzemesi ve unutkanlığın çekiciliğine kapılıp onu hatırlamak için çaba sarf etmeyi bırakması olduğunu da itiraf etmemişti. Max ise buna inanıp inanmadığını söylemek zorun da değildi.

Otelleri -ki artık oraya otel demiyorlardı çünkü artık otelden çok bir sığınağa benziyordu- Büyük Şelaleler Ulusal Parkı'nın ortasındaki tepeye inşa edilmişti. Arlington'ı ve Kuzey Virginia’nın diğer kasabalarını yukarıdan görüyordu. Bu da Ory'nin şehre inmek için tepeyi inmesi gerektiği anlamına geliyordu. Aynı zamanda da şehirden gelen birinin oraya ulaşmak için tepeyi tırmanması gerekiyordu. Ory, yolu gösteren büyük tahta levhanın yanından geçti. Levhayı uzun zaman önce yerinden çıkartmıştı. Levhanın üzerinde bir zamanlar ELK CLIFFS OTELİ-300 M yazıyordu.

Son radyo sinyali de kesildikten sonra içeride birinin yaşadığı dışarıdan belli olmasın diye Ory sığınakta bazı yenilikler yapmıştı. Max'le hareketlerinin görünmemesi için bir pencere hariç odalarındaki tüm pencereleri kartonla kapatmıştı. Sonra otele yaklaşan biri olması ihtimaline karşı şüphe çekmemesi için diğer odaların pencerelerini de kapatmıştı.

Ön bahçeye kırık mobilyaları çıkartmış, çit direklerini büküp kırmış, dış duvarlara da yanık izleri yapmıştı. Buldukları yemekleri, sayısız yıl önce Paul ve Imanuel’in düğünündeki dönen ışıkları ve eğlenceli kargaşayı izledikleri giriş katındaki balo salonunda saklıyorlardı. Eğer biri orayı keşfedecek olursa hepsini kaybedebilirlerdi ama Ory’ye göre sonunda kaybettikleri tek şey bu olurdu. Bir de Ory, bodrum katında yakaladığı bir fareyi öldürmüş ve kanını girişe akıtıp kurutmuştu. Amacı çevreye gözdağı vermekti.

Bir süreliğine işe yaramıştı da. İki yıl boyunca bu şekilde hayatta kalmışlardı. Bazı günlerde kendilerini güvende hissettikleri bile olmuştu. Fakat bunların hepsi geçen hafta, Max’in gölgesini kaybettiği gün sona ermişti.

Ne kadar ağlayıp üzülseler de, birtakım kararlar almaları gerekiyordu. Max’in daha fazla şey unuttuğunda yapmasının tehlikeli olduğu eylemler hakkında kurallar oluşturdular.

Vote ve yorumlari unutmayalım plsss 🦋💕🤍🥺

THE BOOK of MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin