(。•́︿•̀。)

1.5K 101 153
                                    

Todoroki'nin Ağzından

Gözümü açtığımda, burnuma tatlı bir koku dolmuştu. Şeker gibi kokuyordu tüm ev...

Yataktan kalktığımda üzerimde küçük beyaz bir şort ve uzun beyaz bir tişört vardı. Tişörtün uzunluğu şortu kapatıyordu, bu bana çıplak hissi veriyordu.

Daha sonra aklıma dün gece yaşananlar geldi. Dün Bakugou ile mükemmel bir gün geçirmiştim.

Merdivenlerden inerken, gözlerimle sevdiğim adamı aramış fakat bulamamıştım.

İlerleyip, onu bulmaya çalışırken tezgâhtaki  küçük bir parça tost ve süt dolu bardağın üzerindeki not gözüme çarpmıştı.

Elimle uzanıp, notu bardaktan koparmış ve okumaya başladım.

  "Kahvaltıya meyve suyu sıkmak için taze meyve almaya gidiyorum, meyve suyunu ve tostu bitir melez."

Notu okuduktan sonra büyük bir keyifle, tostu ve sütü mideye indirmiştim. Zaten dün geceden beri acıkmıştım.

En azından bende kahvaltıya birşeyler katmak için dolaba doğru ilerleyip, kapağını açtım.

Hmm, elimden pek gelmese de Katsuki için küçük bir sürpriz hazırlayabilirdim.

15 dk. sonra

Ellerimi kuruladıktan sonra hazırladığım tabağa belki de yüzüncü kez baktım.

Şuan çok gururlanmıştım. İlk defa kendim yapmama rağmen, benim hoşuma gitmişti.

Süzme peynirleri ve labneyi kalp şeklinde hazırlamış, yeşil ve siyah zeytinlerle etrafını çevreleyen bir çerçeve oluşturmuştum.

Yumurta pişirmeye çalışırken ise yumurtayı birazcık yakmıştım ama yine de iyi durumdaydı galiba.

Birkaç dakika daha birşeylerle oyalanmıştım fakat yine de Bakugou gelmemişti.

Telefonumu elime alarak Katsuki'yi aramıştım.

"Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor. Sinyal sesinden sonra mesaj bırakın."

"Bakugou neden hâlâ gelmedin? Bir sorun mu var?"

Elimde ki telefonu stresle koltuğa fırlatmıştım. İçimde kötü bir his vardı.

Biraz daha bekledikten sonra dayanamayıp odama çıkmış ve üzerime birşeyler geçirmiştim. Bakugou'nun neden hâlâ gelmediğini merak ediyordum.

Dışarı çıkar çıkmaz derin bir nefes alıp yeniden verdim. Sanki dışarı bile beni boğuyordu.

Adımlarımı hızlandırıp nereye gittiğimi bilmeden yürümeye başladım. Sanki beni bir şey çekiyordu. Adımlarım, serileşmişti ve artık yürümüyor koşuyordum.

İlerde çığlık çığlığa bağıran küçük bir  kız sesi duymamla tüm hızımla koşmaya başladım. Nefes nefese kalmıştım ve artık ciğerlerim görevini yapamayacak kadar yorulmuşlardı.

Daha da ilerleyince yerde duran, turuncu bilekliğe takıldı gözlerim. Eğilip elime aldım ve öylece durdum.

Artık görüntü netliğini kaybediyordu. Gözlerim yanıyordu ve etraf bulanıklaşıyor, silikleşiyordu.

Bilekliğin ucuna odaklandığımda parlayan kırmızı sıvı ile nefesim kesilir gibi olmuştu. Bilekliği avucumun içinde sıkıp hiç durmadan koşmaya başladım.

Nefesim gittikçe yavaşlıyor, ciğerlerim patlayacak gibi hissediyordum. Hâlâ koşmaya devam ederken, önümde beliren birikmiş kan gölcükleri görmem ile kafama kaldırıp ileri baktığımda kanlar içindeki kül sarısı saçları görmüştüm.

Görür görmez de, dizlerimin üzerine düşmüş ve hem diz kapağımı hemde dirseklerimi parçalamıştım. Ayağa kalkmış fakat tüm vücudumun uzuvlarının kuvvetinin kesilmesiyle yeniden yere yıkılmıştım.

Sürünmeye başladım. Ona ulaşmam gerekiyordu. Dirseklerimin acısını ve akan kanları es geçerek ona doğru ilerledim.

Gözümü esir alan gözyaşları içinde bağırmaya başladım.

"BAKUGOU! KALK HADİ KALK!"

Ses vermeyince yine bağırdım.

"SANA KALK DEDİM!"

Yine hareket yoktu...

"KALK AYAĞA, GİDELİM BURADAN KATSUKİ! KORKUYORUM ARTIK KALK!"

Ona ulaşamamıştım. Kollarımda ve bacaklarımda acıyan yerler artık uyuşmuş, kan akışım hızlanmıştı. Artık kafam hariç hiç bir yerimi hareket ettiremiyordum.

Toprağın içinde heryerim toz olmuştu ve gözlerime dolan tozlar, göz yaşlarımla karışmaya ve çamura dönmeye başlamıştı.

Boğazım acıyana kadar durduğum yerden ona bağırmaya devam ettim.

Ta ki; artık sesim kısılana ve fısıltı halinde konuşmaya başlayana kadar...

       "Kalk hadi..."

                "Gidelim burdan..."

                               "Duy sesimi..."

...

Evet biricik okurlarım, bu benim ilk dram yazışımdı, nasıl buldunuz?

Ve yazarken ağladığım ilk kitabım da bu oldu ki; zaten ilk kitabım.

Diğer bölümde görüşmek üzere!

Hoşçakalın!

(◕ᴗ◕✿)

Hâʟâ Gᴇç Dᴇğɪʟ!(ᏰᏦᏖᎴ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin