Bölüm 23

46.3K 2.6K 859
                                    

İyi okumalar:)

Güzel oy ve yorumlarınızı benden eksik etmeyin, lütfen:)

Günler sonra ilk defa erken kalkmıştım ama kahvaltı yapmadan çıkmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Günler sonra ilk defa erken kalkmıştım ama kahvaltı yapmadan çıkmıştım. Ve ikinci dersin sonuna geliyorduk neredeyse ama ben biraz bile olsa açlık hissetmiyordum çünkü akşam Davetsizin yazdıkları koca bir öküz olup göğsüme oturmuştu.

Son söyledikleri mesela. Beni sevmek onun için bir risk miydi? Engelleri aşamamaktan bahsediyordu. Ne engelleri vardı acaba?

'Mesela sen olabilirsin. Seni aşamıyor olabilir.'

Ne diyorsun yine iç ses? Çocuk zaten beni seviyor beni niye aşmak istesin.

Fizik hocasının yüksek çıkan sesiyle sırtımı dikleştirip daldığım düşüncelerden sıyrılmaya çalıştım. En iyisi gittiği yere kadar gitmek belki de. Sonsuza kadar saklanacak hali yok ya, illaki bir gün karşıma çıkacak ya da ben bulacağım onu.

Birkaç dakika sonra zil çaldı ve sınıf yavaş yavaş boşalmaya başladı.

Sıkılmaya başlamıştım artık. Bahçeye çıkmak istiyordum. Ece'nin bugün okula gelmemesi de cabasıydı. Ece olduğunda biraz konuşuyor ve kafam dağılıyordu.

Kalkıp pencerenin önüne geldim ve havanı kontrol ettim. Sabah ben geldiğimde hafif yağmur vardı şimdiyse güneş vardı. Demek ki beremi takmama gerek yoktu.

'Neden bereye kan davalınmış gibi davranıyorsun?' Bere takmayı sevmiyorum çünkü.

İç sesimin sorusunu cevaplayarak kapıya doğru ilerlediğim de sağ tarafımda duran sırayı görmedim ve tüm ağırlığımla sıraya çarptım.

Yüksek sesli bir çarpışma sonucunda bacağım hakkı rahmetine kavuşmuştu arkadaşlar. Baş sağlığına beklerim artık.

Sınıf boş olduğundan kimin olduğunu bilmediğim bir yere oturup bacağımı ovmaya başladım.

Ben bacağımın cenazesiyle uğraşırken kulağıma gelen şırıltı sesiyle kafamı kaldırdım. Çarptığım masanın üzerinde yan yatmış bir kahve bardağından sıranın üzerine kahve dökülüyordu. Kahretsin!

Kimin kahvesiydi bu? Sıraya baktığım da Can'ın yeri olduğunu gördüm. Telaşla çantama koştum kuru mendil almaya.

Koşarken başka bir masaya daha çarpmıştım. Ve artık bacağımdan umudumu tamamen kaybetmiştim.

Çantamın altını üstüne getirmeme rağmen bırakın kurusunu ıslağını bile bulamıyordum.

Cüzdanımdan biraz para alıp kantine indim mendil almak için. Mendili alıp gelirken zil çalmıştı.

Sınıfa girdiğimde neredeyse herkes içerdeydi, hoca bile gelmişti ve kahve olayından ses seda yoktu.

"Ahenk, Ece nerede?"

Dönence/ texting Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin