Bölüm 44

32.8K 2K 315
                                    

İyi okumalar dilerim:)

Şu an içinde olduğum durumun akıla yatan bir tarafı var mıydı bilmiyordum.

Merve Ece'nin Emre'yi sevdiğini sanıyordu, beni sevdiğini öğrenmişti ve şimdi bana hesap mı soruyordu? Ne hakla?! O'na neydi?!

"Bundan sana ne?"

"Bana mı ne?" yapmacık şaşkınlığa büründü "Açıklayayım o zaman. Çünkü ben Emre'nin çocukluk aşkıyım!"

'Ahenk? Ne diyor Merve?' bilmiyordum.

"Ne saçmalıyorsun?"dedim sesimin şaşkınlıkla çıkmasına mane olamamıştım.

"Ne oldu? Yoksa söylemedi mi sana sevgilin? Ah tabii nasıl söylesin. Hiç arasını bozar mı senle? Ama merak etme senden sıkılınca söylerdi, çabuk ayrıl diye."

'Sakın kanma Ahenk, belki yalan söylüyor?' Emre yapar mıydı böyle bir şeyi? Merve'yi tanıdığını niye söylememişti? Niye yalan söylemişdi? 'Ahenk sevgili olduğunuz bir hafta bile değil. Hangi ara söyleyecekti sana? Olayın aslını öğrenmeden yanlış bir şey yapma.' Peki Kaan?

"Niye bunu bana söylüyorsun?"diye sordum "Sonuçta bunu iyiliğim için söylemiyorsun." Bunları nasıl söyledğimi bilmiyordum ama şu an en mantıklı hareket bu geliyordu. En azından Emre'yle konuşmadan Merve'nin söylediklerine inanamazdım.

Sorumla birlikte Merve ilk önce şaşırsa da kendini toparlaması uzun sürmemişdi "İnek olduğun kadar yüzsüzsün de. Aramızdan çekil diye. Emre eninde sonunda bana dönecek. Sen sadece araya giren reklam gibisin. O senden ayrılmadan sen ayrıl. Gururunu koru bari."

Dört yıl... dört yıldan bu yana beni sevdiğinini söylüyordu. Yalan mıydı hepsi? 'Dur Ahenk, söyledikleri yalan da olabilir. En iyisi olanları bir de Emre'nin ağzından dinle. En azından bunu hakketti.kendin söyledin Emre'den duymadan inanamazsın.' Söyledim evet ama işte...

Merve'ye döndüm. "Tamam her şey dediğin gibiyse eğer Emre'nin de ağzından duymak isterim."

Merve'nin aksine sakin konuşmam onu çileden çıkarıyordu sanırım şayet üzerime gelmesi bunun kanıtıydı. "Kızım sen gerçekten yüzsüzsün. Daha ne demem lazım sana?!"

Kollarımı birleştirdim "Asıl senin kafan basmıyor sanırım çünkü senin hiç bir şey söylemen gerekmez. Ben her şeyi Emre'nin ağzından duymak istiyorum.aldatmadı mı beni. Tamam bırak yüzüme bakarak desin. Bu kadar basit."

Ağzını açıp bir şeyler söylemek istese de konuşmadı. Bir az daha yüzüne baktıktan sonra kollarımı açtım. "Şimdi çekil önümden." Deyip yanından geçmeye çalıştım. Tam yanından geçip kapıya doğru yürüdüğümde arkadan saçlarımda baskı hissetmemle bir kaç adım geriye gittim.

"Kimden dinlemek istiyorsan ondan dinle ama sonuç olarak ondan ayrılmak zorundasın!" daha güçlü çekti "Anladın mı?!"

"Merve bırak saçımı!"

"Anladın mı diye sordum sana."

Sanırım bu kızın konuşarak anlaşmak gibi bir derdi yoktu. Zaten Ece'yle olan kavgalarında da buna şahid olmuştum.

O zaman ben de nefesimi hiç tüketmeyecektim.

Arkama dönerek aynı şekilde saçlarına yapıştım "Anlamadım! Olayın aslını öğrenmeden de anlamayacağım." Saçlarımı ellerinden kurtarip ellerini arkada birleştirdim. Çocukken abim'le ettiğim kavgalar sayesinde bir kaç taktik öğrenmiştim "Sen beni anladın mı?"

"Anlamadım."deyip sağ ayağını sol ayak bileğime geçirib yere yıktı beni. Gürültüyle yere gelirken saçları ellerimde olduğu için onu da kendimle beraber yere çekmiştim.

Dönence/ texting Tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin