Bölüm 8

9 1 0
                                    

Akşam yemeği iptal. Çünkü perdeler tutuştu. Tebrikler, nur topu gibi bir itfaiye ekibiniz oldu! Yaptığı o salakça ama bir o kadar da yerinde eylem, mutfaktan eve yayılan koca bir yangının oluşmasını sağlamıştı. Perdeler, düğün günü cadılıkla suçlanıp; diri diri yakılan bir bakirenin gelinliği gibi cayır cayır yanıyordu. Panik yapmamalıydı. Hemen odasına gidip telefonu kaptığı gibi itfaiyeyi aradı. Adresi verdi ve salak gibi olduğu yere çökerek, kafasını ellerinin arasına alarak sakinleşmeye çalıştı.

"Nefes al, derin nefes al ... "

"Ne – fes.. Öhö. Alamıyorum. Yangın!"

Kafası iki gündür yaşadığı durumlardan ve patlak veren şu ani yangından iyice bulandığı için, bireysel yangın söndürme girişimini tamamen atlamıştı. Bornozu halen sandalyesinin üzerinde asılı duruyordu. Onu kaptığı gibi banyoya koştu ve güzelce ıslattı. Ardından üzerine geçirerek önünü sıkıcı kapattı. (Kafasını örtmeyi de atlamamıştı)

Ardından derin nefes alarak kendini mutfağa attı. Yangın iyice ilerlemiş, masayı da beraberinde sürüklemişti. Buna rağmen, antika mum; Gladyatörleri galeyana getirmeye çalışan seyirci gibi alevini hışımla açaltıp yükseltiyordu.

Çeşmeyi açmayı denedi. İkinci denemesinde açmayı başarmıştı.

Mutfak tezgahının alt gözünden orta boy bir bulaşık leğeni çıkartarak içini yarısına kadar suyla doldurdu. Ardından suyu tüm gücü ile yangına doğru fırlattı. Tahmin edebileceğiniz gibi işe yaramamıştı. Leğeni ikinci kez doldurduğu sırada, dikkatini kapıdan gelen sesler çekmişti. Komşular sonunda durumu aymış ve onu kurtarmak için yukarı çıkmışlardı. Leğeni bırakıp hemen giriş kapısına doğru harekete geçti. Tam o an; duvarda delirmişçesine hareketlerde bulunan gölgesinin, giderken ona baktığını fark etmemişti.

Kapıya doğru kararlı adımlarla ilerliyordu. Umarım biri yangın söndürme tüpü falan getirmiştir diye düşündü. "Yoksa ne bokuna yukarı çıkacaklar? Mısır közlemek için mi?"

Kapıya ulaşmak üzereydi, on adım kalmıştı. Arkasında bıraktığı mutfaktan gürültülü sesler gelmeye başlamıştı. Umarım korktuğu şey değildi. Eğer gaz tesisatını havaya uçurursa, kendisi sucuk olurdu.

Sonunda kapıya ulaşmıştı. Sürgüleri açmayı atlamadı. (Biraz oksijen zihnini açmaya yetmiş olmalıydı.)

Kapıyı açtı. Ama karşısında kimse yoktu. Sadece elinde tuttuğu makas ile ona dik dik bakan gölgesi dışında. İşin kötü yanı ise; makasın mutfakta olduğuydu.

İsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin