Ruhsuz 16

292 25 9
                                    

Melis aklında soru işaretleriyle uyandı güne. Birkaç saniye boyunca sıvası dökülmüş tavanı izledi. Yatağında doğrulurken kalacak bir yer bulması gerektiği aklına geldi bir kez daha. Birkaç ay sonra havalar soğuduğunda burada kalması mümkün değildi. Hem zaten burada daha fazla kalmak da istemiyordu. İlk izin gününde ev arayacaktı. Melis annesini düşünmekten özellikle kaçınarak ev meselesini düşünmeye devam etti.

Soğuk suyla yüzünü yıkadıktan sonra eşofmanını çıkarıp bir pantolon giydi ve üzerine siyah tişörtlerinden birini geçirdi. Şapkasına göz attığında bir tanesinin hala Furkan'da olduğunu hatırladı. En son yetimhaneden, hayır yetimhane değil Sevgi Evi'nden ayrılırken o almıştı elindeki şapkayı ve bir daha da geri vermemişti. Gözleri kirlenmiş siyah şapkasından lacivert olana kaydığında ofladı. Onu takmak istediğini sanmıyordu.

Ani bir hareketle uzanıp siyah şapkasını aldı ve hızla banyoya girerek yıkadı. Şapkanın suyunu olabildiğinde sıktıktan sonra kurumaya bıraktı. Gün içinde gelip alacaktı. O zamana kadar idare etmesi için lacivert şapkasını başına geçirdikten sonra odasından çıktı ve hızlı bir şekilde çay suyunu koyduktan sonra kafenin kilitli kapısını açtı.

Sabahın serin havasını içine çektikten sonra bütün penceleri açıp paspas için su hazırlamaya koyuldu. Bir an önce paspası bitirmesi gerekiyordu çünkü insanlar birazdan gelmeye başlardı.

Paspastan sonra masaları ve kasanın bulunduğu kısmı silmeye başlamıştı ki mutfak çalışanları gelmeye başladılar. Bu kadınlar kendi aralarında oldukça yakın ve samimi olsalar da Melis'le konuşmuyorlardı. Bunun sorumlusu elbette Melis'ti. Onlar da mutfağa geçtiğinde Salih Bey de kafeden içeri geçti ve mutfak çalışanlarının aksine her gün inatla yaptığı gibi Melis'i selamladı.

"Günaydın Melis."

"Hoşgeldiniz." Dedi Melis başını sildiği masadan ayırmadan.

"Bir dakika gel yanıma kızım, onu sonra halledersin." Dediğinde başını kaldırıp Salih'e baktı. Elinde beziyle yanına gittiğinde Salih ona bir kağıt parçası uzattı.

"Bunları bugün toplayıp getir bana." Melis elindeki kağıda göz attığında kaşlarını çattı.

Kimlik fotokopisi
Sağlık raporu

Şeklinde başlayan liste uzayıp gidiyordu.

"Bu ne için?" Diye sordu başını kağıttan kaldırmadan.

"Sigorta için."

"Ne sigortası?"

"Ne demek ne sigortası?" Dedi Salih kaşlarını çatarak. "Sigortasız mı çalışmayı düşünüyorsun?" Melis iri gözlerini daha da açarak baktı Salih'e. Sigorta mı yapacaktı bir de bu adam?

"Bunu neden yapıyorsunuz?"

"Meliscim, sigortasız çalışamazsın. Şimdiye kadar çoktan başlatmış olmam lazımdı ama aklımdan çıkmış. Merak etme işe girdiğin günden itibaren başlatacağım."

"Buna gerek yok." Diyerek elindeki kağıdı masaya bıraktı Melis. "Yani sigorta yapmanıza." Salih şaşkınlıkla baktı karşısındaki genç kıza.

"Buna gerek var." Derken kağıdı alıp Melis'in eline sıkıştırdı. "Sigortasız çalışamazsın. Sen kendini düşünmesen bile ben bunu yapmak zorundayım. Her şeyden önce yasak bu. Lütfen beni zorlama, şu belgeleri getir de sigortanı başlatalım. Bu sana yaptığım bir iyilik veya lütuf değil. Bu senin hakkın. Ve hakkını almak zorundasın." Salih önündeki defteri açıp hesap işlerine döndüğünde Melis şaşkınlıkla elindeki kağıda baktı.

RUHSUZ (Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin