0.5 | tied to bed

8.1K 303 288
                                    

Düzenlendi.
---

"Ne yapıyorsun sen?" Artık tanıdık gelen sert sesini duydum ve olduğum yerde dondum kaldım.


Ben öylece durup ona bakmamayı ve cevap vermemeyi sürdürünce kendini tekrar etti. "Sana ne yaptığını sordum, değil mi Adele?" Otelden ayrılmadan ikiletilmeyi sevmediğini çok net belirtmişti. Sabrını sınadığımın farkında olmak beni durdurmaya yetmiyordu.

Kurduğu cümlenin her kelimesinden sonra nokta varmış gibi konuştuğunda titreyen ellerimdeki kitabı yeniden yerine bıraktım. Gerçek ismini öğrendiğim için sinirlenmişti yüksek ihtimalle.

Neden sinirlendiğini biliyordum ama ne diyeceğimi veya ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, sadece öylece duruyordum..

İçimdeki yargılayıcı ses yeniden beni suçladı; aynı bir aptal gibi davranmayı kes ve ona cevap ver, ölmeyi istiyormuşsun gibi aptal bir halin var.

Benim yerimden kıpırdamaya niyetimin olmadığını anlamış olacak ki bana doğru yaklaşan adım seslerini işittim, yine de ona dönmedim. Tanrım, benim sorunum neydi böyle? Vücuduma komu veremiyor, versem de uymayacağını biliyordum.

Kulağıma ulaşan her tok adım sesiyle kalbim biraz daha hızlı atmaya başlıyordu.

Adım sesleri kesildi, ardından arkamdaki bedenin inkar edilemez derecede güzel kokusunu ve sıcaklığını hissetmeye başladım.

Bana temas etmiyordu ama temas etseydi bu kadar garip ve sıcak hissedemezdim. Tam arkamda durmuştu, ne amaçladığını anlayamıyordum. Tansiyonum fırlamış gibi hissetmem normal miydi?

Bir an önce felç geçirmiş gibi davranmayı kesmem gerekiyordu.

"Adele, Adele.. Sen hiç akıllanmaz mısın?" diye mırıldandığında sesi yüzünden az da olsa kendime gelmiş olmalıydım ki önce öne doğru birkaç adım atarak ondan uzaklaştım. Sonrasında ise yavaşça ona döndüm ve gözlerimi kırpıştırarak ona baktım. Sakin ifadesiyle bana bakıyordu.

Bu adamın sakin ifadesi bile bu kadar korkunçsa sinirli ifadesini görmek bile istemiyordum.

"Kötü bir şey yapmadım ki." dedim net ve güçlü çıkarmaya çalıştığım sesimle. O an bilmemezlikten gelmek en mantıklı seçenek gibi gelmişti.

Bu çabama karşılık gülümsedi fakat, bunu saklamak için elini yüzüne götürüp parmaklarını burnu ile ağzı arasında gezdirdi.

Bu görüntü karşısında kalbim sanki mümkünmüş gibi daha da hızlandı. Bir süredir ortalıkta görünmeyen etkilenmişlik hissi yeniden baş gösteriyordu.

Aynı anda nasıl bu kadar sakin, tehlikeli ve çekici görünebiliyordu?

"Şu an farkında değilsin, ama çok kötü şeyler yaptın." Gözlerini kısarak bana baktı. "Ve bunun bazı sonuçları olacak." dedi dediğini pekiştirmek ister gibi kafasını sallayarak.

Kaşlarım çatıldı anlamadığımı belli eden bir tavırla. Aklıma binlerce senaryo düşüyordu ve hepsinin sonunda kalbim atmıyordu, yine de aksini söylemesini istedim. Gözleri tekrardan eski halini aldığında konuşamayacağımı biliyordum. O da bir süre sonra bunu anlamıştı, üstelik bakışlarımdaki isteği gördüğünü de biliyordum. Buna rağmen soğukkanlı duruşunu bozmadan konuşmaya devam etti.

hotel room | harry stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin