0.7 | forest & body talk

10.7K 316 179
                                    

Düzenlendi.
---

Uzun bir bölüm oldu, lütfen emeğime karşılık olarak oy verip yorum yapın.

Hayalet okuyucuların varlığı beni cidden üzüyor.

Beni takip edip diğer hikayelerime de bakmayı unutmayın!

İyi okumalar.

🍂

Uzun zamandır yukarı doğru uzatmak zorunda kaldığım kollarımdan birinin serbest kaldığını hissettiğimde uykuma devam etmeyi düşündüm fakat; bir anda aklıma nerede olduğum geldi ve uykum bir anda yüzüme soğuk su dökülmüş gibi kaçtı.

Burnuma buram buram gelen güzel koku artık tanıdıktı, sahibinin de oldukça yakınımda olduğunu hissedebiliyordum.

Göz kapaklarımı yavaşça araladığımda dibime kadar girmiş bir Harry Styles bulmayı beklemiyordum. Nefesim ciğerlerimde tıkandı.

Anın şokuyla bir an öylece kaldım, gözlerimi araladığımı hissetmiş gibi bana bir bakış attı. Ardından diğer bileğimdeki kelepçeyi de çözüp benden uzaklaştı. "Günaydın, Cera." Dün bir cinayete tanık olmuş, arkadaşımı vurmuş, kaçırılmış ve ölümle burun buruna gelmiştim. Gün bayağı aymıştı gerçekten.

Daha sonra fark ettiğim ayrıntıyla, "Sen.." dedim şaşkınlıkla. Cera benim ikinci adımdı, bunu nereden biliyordu? Soracağım soruyu anlamış gibi direkt cevabını söyledi.

"Hakkında küçük bir araştırma yaptım," dediğinde kaşlarım çatıldı.

Bu lanet adam benden ne istiyordu?

"Aslında, yapmana gerek yoktu. Sonuçta yakında gideceğim ve beni bir daha görmeyeceksin." Harry ayakta durmuş, bana öylece bakarken kollarını göğsünün altında birleştirip tek kaşını kaldırdı. Tavrı beni, kendi dediğimi sorgulamaya itmişti.

"Demek gideceksin.." Kafamı salladım kararlı bir şekilde. Ne sanıyordu ki? Dalga geçer gibi bir ses tonuyla konuştu. "Şimdilik yanımdan ayrılıp gidebileceğin tek yer tahtalı köy olur, bilmeni isterim."

"Tanrı aşkına, benimle derdin ne?" dediğimde cüssesine yakışmayan çocuksu bir tavırla omuz silkti ve yerinden ayrılıp kapıya doğru yürümeye başladı.

"Takıntılı bir adamım, istediğimi almadan durmam ve şu an istediğim şeyler listesinin başını çekiyorsun." Bunları söylemek için gözden kaybolmadan durmuş, bana bakmıştı.

Söylediklerinin ardından kendimle dalga geçer gibi güldüm. "Ne şanslıyım ama,"

Harry yüzüme ciddi bir şekilde bakarak kafasını aşağı yukarı salladı. "Evet, şanslısın." Ona inanamayarak baktım. Ciddi duruşu tepemi attırıyordu.

"Bir cinayete tanık oldum, en yakın arkadaşımı vurdum ve manyak katilin teki beni kaçırdı. Sen buna şans mı diyorsun?" Sinirli bir şekilde konuştuğumda bir anda Harry'nin bedenini yeniden önümde hissettim. Ne ara buraya kadar gelmişti?

Yatakta oturuyor olduğum için, tam önümde durduğunda ona bakmak için kafamı tamamen geriye atmak zorunda kalmıştım. Başını eğerek bana baktı, bir eli çeneme geldi ve hafifçe tuttu. "Az önce benden, 'manyak katil' olarak mı bahsettin?"

"Evet." dedim net bir sesle. "Öyle değil misin?"

"Öyleyim." dedi kabullenerek ama yüzünde tehlikeli bir ifade vardı. "Ama bu bana istediğin zaman hakaret edebileceğin anlamına gelmez." Ağzımı açmış yine ters bir şey söyleyecektim ki benden uzaklaşıp az önceki gibi kapıya doğru yürüdü.

hotel room | harry stylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin