2

180 68 367
                                    


Medya Doğa

İyi okumalar🙏

Okumaya başladığınız tarih saat yorumlara bırakın...

Üzüntü ve kederin bol bulunduğu bu dünya da hiç bir mutluluk kelebeğin ömründen uzun sürmüyordu...

"Bence, mavi olanı giymelisin" Doğa, arkadaşı Sinem'in sesiyle yorgun bakışlarını ona çevirdi.

Sinem, Doğa'nın yorgun bakışlarına kaşlarının çatılmasına engel olamadı.

Doğa, "bilemiyorum" diye mırıldanıp elinde sarı ve bebek mavisi elbiseleri tutan arkadaşına kararsızca baktı.

Kış aylarında oldukları halde Bursa oldukça güneşli ve ılıktı.
Bu yüzden de Sinem arkadaşına ısrarlı bir şekilde elbise giymesini dile getirmişti.

Sinem, arkadaşının kararszılığına daha fazla dayanamayarak bebek mavisi elbiseyi yatağın üzerine bıraktı.

"makyaj da yapacağız" diyerek sevecen bir şekilde konuştu Sinem. Arkadaşının bu hallerine artık dayanamıyor, içi sızım sızım sızlıyordu. O'nun eski neşeli hallerine hasret kalmış, burnunda tüter olmuştu.

Doğa yatağının üzerinde ki dizinin iki karış üzerinde biten sade belden sıkmalı bebek mavisi elbiseye dudaklarını büzerek baktı.

Biraz, kısa gibiydi. Yada fazla abartı. Altı üstü fizik tedaviye gidiyordu...

Doğa yorgun bakışlarını bıkkınlıkla arkadaşı Sinem'e çevirdi.
"bu elbise, fizik tedavi için fazla abartı" genç kızın sesi adeta ben bunu giyemem diye bağırıyordu.

Sinem, arkadaşının sözleriyle sırıtmasına mani olamadı. Henüz arkadaşı planlarından bir haberdi. Fizik tedaviden sonra onu eski günlerde ki gibi hissettirecek bir çok etkinlik düşünmüştü...

Sinem aklında ki düşüncelerin yüzüne yansıttığı sevecen sırıtış ve parıltılı gözlerle arkadaşına bakarak "tabi ki değil, artık kendini ön planda tut Doğa" sesi sonlara doğru bıkkınca çıkmıştı genç kızın.

Sinem, arkadaşının inatçı hallerinden sıkılmıştı. Kollarını göğsünde kavuşturup "hadi, giyin" diyerek hoşnutsuz bir şekilde konuştu.

Doğa, kabullenmişlikle başını olumlu anlamda salladığın da Sinem zaferle odadan çıktı.

Doğa yatağında ki bebek mavisi elbisenin yanına oturup üzerini değiştirdi. Ardından her gün iki doz kullandığı iğneyi baldırına yaparak işini bitirdiğin de "Sinem, hazırım" kapının önünde ki arkadaşına yüksek sesle çağırdığında arkadaşı beklemeden içeriye girdi.

Sinem arkadaşının pürüzsüz bacaklarını beğeniyle süzemeden edemedi. Uzun zaman olmuştu arkadaşını bu şekilde görmeyeli.

Sinem Doğa'nın elinde ki iğne poşetini gördüğünde yüzünü buruşturmasına engel olamadı. "Her Allahın günü iki kere kendini iğneyle deldigine inanamıyorum" homurdanması huysuz bir çocuk edasıyla Doğa'nın kulaklarına ulaşmıştı.

Arkadaşının söylediklerine gözlerini devirerek "tedavim için gerekli Sinem, ben de meraklı değilim"diyerek iğneleyici bir şekilde konuştu.

Sinem arkadaşının dediklerini umursamadan" herneyse bir an önce iyileşte şu illetten kurtul"dlye söylenerek makyaj masasına ilerledi.

Eline vişne çürüğü bir ruj, rimel ve göz altları için kapatıcıyı aldı.

Doğa şaşkın bakışlarla arkadaşına bakmaktan kendini alıkoyamadı. Fizik tedaviye giderken makyaj yapıcak değildi.

KOR SEVDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin