10

35 20 22
                                    

İyi okumalar🙏

Başladığınız tarihi yorumlara alalım...

Hiç kimsem kalmamışken, aç kollarını tanrım, senden başka gidebileceğim kimsem yok...

"Ne oldu kızım?" Lara stresle ellerini saçlarından geçirerek babasının masasının karşısında ki koltuklardan birine yorgunlukla kuruldu.

"Hiç iyi haberlerim yok baba" Murat kızının sinirli sesiyle oturduğu yerde dikleşerek kaşlarını çattı.

"Sorun ne?" diye tek düze bir sesle sorduğunda Lara sıkıntıyla nefesini dışarıya vererek "Kuzey adında bir doktor var, Doğa'yla hastaneye kaldırıldığı gün ilgilenen biri, o gün ben Doğa 'ya verdiğim ilacı daha yeni kesmiştim ve kanında o ilaçtan rastlanmış, bir şeylerin farkında, başımıza bela olmasından korkuyorum" Lara' nın sıkıntıyla kurduğu cümlelerden sonra Murat eliyle şakaklarını ovmaya başladı.

"Veririz parasını, susar! Bu kadar büyütmeye gerek yok" diyerek tek düze sakin bir tonda konuştuktan sonra tedirgin bir biçimde gülümseyerek "değil mi? Hem iki gündür hiç uğramadın bile" diyerek konuyu değiştirdi.

Lara 'da babasının dediklerinden sonra sıcak bir gülümseme eşliğinde "haklısın en fazla ne olabilir ki? Yüklü bir miktar paranın satın alamayacağı kimse yoktur" diye konuşarak içten içe kendini rahatlattı genç kız.

Oysa olacakların kimse bilincinde değildi...

***

"Hoş geldin Karan" yaşadığı onca sinir ve srets sesine de yansırken kardeşine belli etmemek için çabalıyordu yaşlı adam.

Karan ağabeyi Arda'nın uzattığı eli sıkarak "hoş buldum ağabey, hayırdır sabahın bu saatinde beni çağırdın, kötü bir şey yoktur umarım" diye sıkıntılı bir tonda konuştu.

Arda, kardeşi Karan'a eliyle oturma gruplarını işaret ederek "geç şöyle, seninle konuşucaklarımız var" diye normal bir tınıda konuştu.

Karan ağabeyinde ki durgunluğun farkındaydı elbet. Lakin sormaya dili varmıyordu. Geçenlerde ağabeyini yiğeni Doğa'yla tehdit eden Murat'ın varlığı canını oldukça sıkıyordu.

Karan ve Arda oturma gruplarına karşılıklı bir biçimde kuruldular.
Arda sıkıntıyla alnını kırıştırırken söze başladı.

"Nasıl denir bilmem lakin ben söylemesem de illa ki öğreneceksin" diye konuşup çekingenlikle sözlerinde duraksadığında Karan sabırsızlıkla "ağabey sadete gel" diye ikazda bulundu.

Arda tek nefeste "Doğa'ya bu gece görücü gelecek" diye söylediğinde Karan hiddetli ayağa kalkarak "ağabey ne diyorsun sen?" sesinin tını kendinden bağımsız bir biçimde yüksek ve ürkütücü çıkarken Arda kardeşi Karan'a tezzat sakin bir tonda "öyle gerektiği için, bu durumu kurcalama" diye ikazda bulundu.

Karan sinirle bir sağa bir sola yürürken bir anda durarak ağabeyine işaret parmağını sallamaya başladı.

"Sakın bana aldığın o tehditler yüzünden böyle bir karara vardığını söyleme!" sesi tehditvari tonda ürkütücü çıkmıştı.

Sıkıntıyla başını kaşıyan Arda "uzatma Karan, böyle olması gerekiyordu" diye söylendi.

"Böyle bir şey olmayacak!" tek düze bir seste itiraz kabul etmediğini belli ederek konuştu genç adam.

Arda hiddetle ayaklanarak "haddini bil! Ailemi, sevdiklerimi, eşimi kızımı ve seni düşünmek benim sorumluluğum, verdiğim kararları sorgulama" diye adeta gürledi yaşlı adam.

KOR SEVDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin