Yola koyulduk, şehirin merkezindeydik. Aniden frene bastım , Önümdeki araç, yani Furkan durmuştu. ne olduğunu bakmak için indim. Bu Mell idi (Melis) , Onu Melisa ile karıştırmamak için Mell diyoruz . Arabanın önünde durmuştu , Furkan'da indi Mell'in kolu kanıyordu , "Ben:- Mell bu ne hal ? Isırıldın mı yoksa dedim. "Mell:- hayır hayır kaza yaptım araçla, ilerleyen birilerini görünce önünüze atladım. Araçtakiler ne olduğunu anlamaya çalışıyordu . "Ben:- Atla o zaman seni güvenli bir yere götüreceğiz dedim. Araca biner binmez karşıdan 4 grup zombi geldi, çoğunu ezdik . Şehirden çıktık , ama önümüz kapalıydı , orman yolundan gitmemiz gerekiyordu. İlerlemeye devam ettik , Köpek sesleri geldi arabayı kovalıyorlardı, köpeklerin gözlerine baktığımda ise yeşilimsi bir şey idi. Yolda bir çiftlik gördük , Yaşayan insanlar var gibiydi, çünkü çiftliğin etrafı da demir tellerle sarılıydı. Otele vardık, herkes sarılıp konuştuktan sonra yemeğimizi yedik. Gece karanlığı yıldızlar tarafından bozuluyordu , burada şehir ışıkları yok, Sadece jeneratör oda yalnızca bizim otelde.
3 AY SONRA
jeneratör için yakıtımız bitiyordu, ne yapacaktık? Herkes uyuyordu. kimseyi uyandırmak istemedim . Bir not yazıp bıraktım . Tek başıma gidicektim. Arabaya bindim. anahtarı çevirip çalıştırdıktan sonra arabaya iki kişi daha bindi . Furkan ve Mell onlarıda uyku tutmamış ailelerini düşünüyorlarmış. Hemen ardımdan notumu okuyup arkamdan aşağı inmişler. Not' a kendilerinide eklemişler. Neyse bu üç ayda Mell'i de silah uzmanı yapmıştık. gaza basıp bahçe altından çıktık , burası gizli geçiş gibiydi , her defasında hoşuma gidiyordu. Şehire gittik ki başımıza gelmeyen kalmadı.