6.BÖLÜM

6K 82 2
                                    

Kendimi geriye doğru çektiğim zaman vücudum buz gibiydi adeta. Bağırıyor fakat duyuramıyordum. Sesim çıkmıyordu. Ne zannediyordu bu kendini. Kızıyordum ama içimden dışarıya yansıtamıyordum. Üstelik gözlerini gözlerime dikmiş bana bakıyordu, bir şeyler söylemeliydim ama içimde engel olan değişik hisler vardı. Ne demeli ne söylemeli şimdi ?

  Kaşlarımı çatarak sersemler gibi olmuştum. Kızdığımı anlamıştı.

" ne yaptığını sanıyorsun sen ?! "

Bunu hem şaşırmış hemde sesim titrek bir şekilde söylemiştim.

Sanki hiç tepki vermemi beklemiyormuş gibi suçlu ve ürkek ses tonuyla ;

" özür dilerim "

demesi arkamı dönüp gitmeme yardımcı oldu. Yürüyordum ama yolunda gitmeyen şeyler vardı. Arkamı dönüp dönmemek arasında gidip gelirken yavaş yavaş ilerliyordum. Kalbim " ben yerimden çıkıyorum " dercesine hızlı atıyordu. Nedensizce arkamdan gelip ; dur gitme demesini istiyordum. Ama tabii ki öyle bir şey olmamıştı. Evin önüne geldiğimde biraz daha iyi olduğumu fark etmiştim. Fakat yolda bir zombi gibi yürüyerek geldiğim kesindi. Binamız'da sanki katil sessizliği vardı. Aynı sükûnet'i bozmadan çıktım merdivenlerden ve kapılardan biri sertçe açıldı. Öyle bir sertlikti ki sanırsınız bina yandı kaçmaya çalışanlar var.

Gözlerimi devirerek arkami döndüğümde lanet olası kiracımız olduğunu gördüm. Bu kadın tüm enerjimi emiyordu. Büyücü bakışları vardı sanki. Uzun boylu kömür kadar karaydı. Ince bedeni, içine çökük yanakları insanı ürkütmeye yetiyordu. Kiracımızla aynı binada olmak kadar dejavantajlı bir şey olamazdı sanırım , neyi görürse anlamak istediği gibi anlayıp hemen anneme yetiştirirdi. Fal da bakıyordu. Annem ne zaman o kadının yanına gitse , başı ağrır,  akşama babamla tartışırdı. Herkes onun nazarı'nın değdiğini söylerdi fakat annem herzaman ki gibi " olur mu öyle şey " diyerek söylenir dururdu. Bu kadının kapıyı öyle açışından yola çıkarsak muhtemelen kirayı soracaktır. Zaten yüreğim ağzımda hiç aldırış etmeden ilerledim.

" Hey ! Küçük şeytan buraya bak "

Şuan da tüm hırsımı onu öldürerek çıkartabilirdim ama hafif , zoraki bir gülümsemeyle kadına döndüm.

Bu kadının bir de simsiyah kedisi vardı. Kendimi bildim bileli o kediye hiç ısınamadım. Her an insanın üzerine atlayacakmış gibi bakıyordu. İçler ürpertici.

" Annenlere söyle bir an önce kirayı versinler sizinle uğraşamam "

" Bunu annemlere söylemeniz gerekmez mi ? "

" Kimi görürsem ona söyledim. Dediğimi yap. "

Aynı şekilde zoraki gülümsememi yaparak arkamı döndüm ve evin kapısını açtım. Karşımda duran aynaya baktığımda betim benzimin atmış olduğunu fark ettim. Ayakkabılarımı dahi çıkartmak zor geliyordu şuan da. Kafam öylesine karışmıştı ki anlayamıyordum artık belkide kafa yormak istemiyordum. Odama geçip kendimi yatağa attım ve bugün yatağıma uzanmam kadar güzel şeyler bile olamamıştı. Düşünüyor fakat sonuca varamıyor olmam beni deli edecek gibiydi. Aklıma annemler geldiğinde telefona baktım bildiğim tek şey onlara açıklama yapmak zorunda olduğumdu. Telefona baktığımda on üç  cevapsız arama altı yeni mesaj muhtemelen yedincisi de yoldadır. Cevapsız aramaların beş tanesi annemlerden, geri kalanı Brad'den tıpkı mesajların ondan olduğu gibi.

" Ara beni Eliss "
" Ben gerçekten özür dilerim "
" Son gündür neler oluyor bilmiyorum "
" Eve geçince mutlaka ara "
" Yarın arabayla alıyorum seni okula birlikte gidelim konuşmuş oluruz anlatmam gerekenler var beni dinlemek zorundasın "
" Annenler merak etmiş beni arıyorlar "
" Eliss lütfen "

Gibi saçma mesajlar neymiş birde onu dinlemek zorundaymışım. Yok artık. Hala emir vererek konuşuyor ve bu beni git gide sinir etmeye başladı. Brad şimdiki mesajında fotoğraf göndermişti. Fotoğrafa baktığımda kolundaki doğum lekesini çekip gönderdiğini fark ettim çünkü bu lekeyi seviyordum ve bunu bildiği için beni yumuşatmaya çalışıyordu. Leke E harfine benziyordu kuyruklu bir E gibiydi tıpkı benim kolumda olan kuyruklu B harfi gibi.

Annemleri aradım ve hasta olduğumu midemin bulandığını acilen kalkmam gerektiğini söyledim tabii ki bunu yaparken birazda hasta ses tonuyla gerçekleştirmeye çalıştım. Uyuyacağımı söyledim onlarda zaten bir iki saat sonra kalacaklarını ve eve geleceklerini söylediler. Telefonu kapatıp baş ucuma koydum. Kolumu kaldırıp doğum lekeme baktım başka şeylere benzetmek için çaba sarf ediyordum. Ama her ne kadar uğraşsamda B harfine benzediğini görmemek için kör olmak gerek. Gözlerimi kapatmaktan korktuğumu fark ettim çünkü ne kadar uyumaya çalışsamda aklımdan çıkmıyordu beni kendine doğru çekişi,  bakışları. Sonradan, saçmalama Eliss sadece psikolojik etki yaptı diyerek kendimi avutuyordum. Asıl bomba yarındı sanırım okulun ilk günü. Lanet olasıca hocalar ve pislik üst sınıflar bunun gibi birsürü de güzel kızlar. Kafamın içindekileri boşaltmam gerekiyor galiba. Mecburen alarmımı kurup uyumaya çalıştım. O sırada tek düşündüğüm sabah Brad'le birlikte gitmeli miyim , yoksa tam tersi tepkimi koyarak gitmemeli miyim..

YAKIN ARKADASIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin