Yeni bölüm geldi..Voteler bu ara çok düşmüştü.. Artmasını bekleyemedim.Hemen yazayım dedim.. Hikayeyi merakla bekleyenlerde vardı... Burdan onlara teşekkür ediyorum...
Eve gidip üzerimizi değiştirip Miraçla kahvaltı yaptık. İlk defa kavga etmeden uzun bir süre bir arada kalabilmiştik. Kahvaltıdan sonra okula gittik. Miraç arabayı okulun otaparkına parketti. Arabadan indiğimizde bütün okul bize bakıyordu, özelliklede Miraç'ı seven kızlar. Ben etrafıma bakarken Miraç hiç kimseyi umursamadan yoluna devam etti. okulun bahçesine girdiğimizde Miraç''sonra grüşürüz''diyip Emrelerin oturduğu banka gitti. Bense buracıkta öylece kalakaldım. Birinin bana Eylül dediğini duydum. Arkama dönüp bana seslenen kişiye baktığımda Eymen'in bana baktığını gördüm. İçimden bir ses kötü bir şey olacak diyordu.
Gözlerimi hiç kırpmadan Eymen'e bakıyordum.Adımlarını giderek büyülterek bana doğru hızlı bir şekilde yanıma geldi.Bakışlarını gözlerime çevirip kaşlarını çattı. Ben hala olacak olan felaketin gelmesini bekliyordum. Giderek çoğalan bakışlar tarafından etrafımız sarılıyordu.Eymen ''Dün nerdeydin? ''dedi. Aslında sesi beklediğimden daha sinirli çıkmıştı.Ama beni asıl şaşırtan sorusuydu. Bütün bu olanlardan sonra hala bana bu soruyu sorabilmesiydi. Sesimi onun gibi sert bir tonlamayla vurgulayarak '' Bunu neden soruyorsun ki? Nerde olduğum , ne yaptığım artık seni ilgilendirir mi ha?''diye bağırdım.Okulun bahçesinde olduğumuzu tamamen unutarak öyle bir bağırmıştım ki şüpheci bakışlar artık heryerdeydi. Eymen elini koluma koyarak '' Soruma cevap ver dün gece nerede kaldın ?''dedi. Giderek büyüyen sinirimi kontrol altına alarak Eymen'in elini tutarak kolumun üzerinden çekip ittirdim. ''Artık umrumda değilsin.Üstelikte sevgilimde değilsin ve ben bu soruna cevap da vermek zorunda değilim !''dedim ve sırtımı dönüp gitmek için döndüm. Eymen kolumu asılarak çekti. Çatık olan kaşlarını daha çok çatarak ''Eylül bu saçmalığa bir son ver .O gece çok sarhoştum ne yaptığımın farkında değildim.'' dedi. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi ''Ama sen dün gece o bardan bi adamla çıkarak ne bok yediğini sanıyordun?''dedi. Onu iterek ''Demek ne yaptığının farkında değildin.Ama ben gayet açık bir şekilde ne yaptığının farkına vardım .Üstelik Seray'la .....''bakışlarımı gözlerine sabitleyerek '' O gece ne yaptığın umrumda değil. Çünkü artık ödeştik .Dün gece bende ne yaptığımın farkında değildim malesef!''diyerek orayı terk ettim. Eymen 'in arkamda söylediğim şey yüzünden şoka girdiğine emindim yoksa gerçeği öğrenmek için peşimden geleceğini biliyordum.Evet ona dün gece ve Miraç hakkında küçük ama benim için fazlasıyla büyük bir yalan söylemiştim ama onunda benim hissettiklerimi hissetmesini istiyordum. Adımlarımı hızlandırıp bana meakla bakan bakışları es geçerek kızlar tuvaletine girdim.İçeride kimsenin olmadığından emin olunca kapıyı kilitleyip lavabonun kenarına oturdum.Bütün bu yaşananlar beni gerçekten çok yormuştu.Derinleşen nefes alışverişlerimi kontrol altına alamıyordum.Bir anda öksürük krizim çoğaldı.Gözlerimde biriken yaşları elimin tersiyle sildim.Bir yandanda nefes almaya çalışıyordum.Yine astım krizim tutmuştu. Lanet olsun ki ilacım da çantamda kalmıştı. Ayağa kalkmak için yeltendiğimde dengemi kaybetip düştüm.Artan öksürüğümü durdurmak için ilacıma ihtiyacım vardı .Elimi soğuk betona koyarak kalkmaya çalıştım..Boğazım sanki bir şey tarafından parçalanıyormuş gibi hissediyordum.Tek çarem olan telefonumu cebimden çıkardım.Gözümde ki yaşlardan dolayı oluşan bulanıklaşmadan dolayı rehberde ki isimleri tam olarak seçemiyordum.Listeden görebildiğim kadarıyla İrem'in numarasını tuşladım .Çalıyordu ama açan yoktu...'Lütfen aç şu telefonu'ama açmıyordu.Telefonu elimde sıkıca tutarak bu sefer Bilge'yi aradım.Ama onun telefonu da kapalıydı.Boğazımda ki yanma hissi giderek artıyordu.Elimden kayan telefon soğuk betonda kayarak lavabonun altına kaydı.Elimin ters yüzüyle yüzümü silerek diğer elimle de ağzımı kapattım.Telefonun çalmasıyla kolumu betona sürterek emekledim.Elimi lavabonun altına sokarak telefona uzandım.Ekranda yazan isme baktığım da içimde büyük bir rahatlama oldu.Ekranda ki yazıyı kaydırıp telefonu açtım."Alo Eylül.Nerdesin ?Çantan arabada kalmış.Getirmemi..." Onun konuşmasına daha fazla izin vermeden konustum "Miraç...yardım et....çantam"öksürerek devam ettim "Çantamı getir."dedim.Sesim giderek çatallasırken artık nefes almakta zorlanıyordum."Eylül iyi misin? Neler oluyor ,nerdesin?"dedi.Kesik kesik çıkan sesim öksürükten dolayı"Lavabo..kızlar tuvalletindeyim"dedim. Telefonun kapanma sesiyle elimde ki telefonu bıraktım.Oturur hale gelmek icin ugrassam da kolumun üzerine düstüm.Gözlerim yavaş yavaş kapanırken kapının arkasından gelen sesleri duyunca tekrar açtım gözlerimi. "Eylül ordamısın?Eylül!"dedi.Sesimin çıktığı kadar"Miraç..."dedim.
Kapıyı yumruklamaya başlamıştı.Bogazımda ki yanmayı ve gözlerimde ki yaşları öyle bir acıyla hissediyordum.En son hatırladıgım şeyse kapının kırılma sesiydi...
Miraç :
Eylül'e görüşüz dedikten sonra bizimkilerin yanına banka oturdum.Emre'nin gene her zaman ki itligi üzerindeydi.Dün gece Eylül 'ün arkadaşı olan Bilge ile yaşadığı macerasını anlatıyordu. Emre"Abi ben böyle eğlenceli ve komik bir kız görmedim.Üstelik güzel de bir kız .Bugüne dek nasıl farkına varmadım ki."dedi.Onun bu sölediklerine güldüm.Murat "Ooo Emre Bey sizin kafanıza saksımı düştü.Hiç daha önce bir kız hakkında böyle konusmazdın"dedi. Emre gülerek "Bir seferlik bir istisna çekebilirim bu kıza "dedi.Elimi cebime atarak telefonumu aradım.Cebimde olmadığını anlayınca ,arabada kaldığını farkettim.Çocuklara beklemelerini söyleyip arabaya gittim.Kapıyı açıp telefonumu aldım.Yan koltukta duran çantayı farkedince Eylül'ün çantasını unuttugunu farkettim.Çantayı elime alıp arabayı kilitledim.Rehberden Eylül'ün ismine tıkladım.Telefon çalmasına ragmen açmıyordu.Ben tam kapatmak üzereyken Eylül telefonunu açtı."Alo.Eylül.Çantan arabada kalmış. Getirmemi..."sözümü bitirmeme izin vermeden "Miraç...Yardım et....Çantam.."dedi kesik bir sesle.Sesini duymamla oldugum yerde kalakaldım. "Çantamı getir "dedi. "Eylül iyi misin?Neler oluyor ,nerdesin?"dedim.Öksürerek "lavavodayım...Kızlar tuvaletindeyim"dedi.Telefonu kapatıp koşarak okula girdim.Tek tek lavobolara baktım.Ama yoktu.Aklıma gelen zemin katta ki kızlar tuvaleti geldi.Aşagıya kosarak indim.
"Eylül ordamısın?Eylül!"dedim.İçeride ki öksürük sesleri artarken duydugum fısıltılı ses "Miraç" dedi...
Kapıyı yumruklayarak acmaya çalıştım ama kilitliydi açılmıyordu.Kapıyı yumruklamayı bırakıp tekmeleyerek kapıyı açtım.Yerde yatan Eylül'ün küçük vücudunu görmemle yanına kosmam bir oldu.Çantayı bırakıp Eylül'ün başını kaldırıp kucağıma koydum."Eylül aç gözlerini .Burdayım bak !"dedim. Eylül kirpiklerini kırpıştırarak gözlerini açtı ."Miraç ... Gelmişsin." dedi. Onu kaldırarak oturttum. Eliyle cantasını gösterip "İlacım.Astım ilacım..."dedi. Çantasının içini açarak küçük sprey gibi olan ilacı alıp agzına sıktım.Öksürüğü hafiflerken nefesi de normale dönmeye basladı. "Şimdi iyimisin?"dedim. Eylül başını sallayarak 'evet' dedi.Onu kucagıma aldım .Tuvaletten çıkıp koridorda yürümeye basladım.Karşıdan gelen İrem ve Bilge bizi görünce koşarak geldiler. Onlara kafamla tuvaleti işaret ederek "Çantası ve telefonunu alın iceride "dedim.Kafalarını sallayıp lavoboya girdiler.
Bense kucağımda duran kùçük vücuda baktım.Onu böyle güçsùz ve aciz görmeye alışık değildim.O hep cesur görünürdü ne kadar korkak olsada cesur olmak isterdi.Onu sıkıca tutarak kendime çektim. Kokusunu içime çektim. Onun bu halini görünce artık bir daha onu yanlız bırakamazdım.Onu korumalı ve sahip çıkmalıydım. Ama bunu yapmalıydım henüz bilmiyordum.Yoksa bu cesur görünümlü kıza aşık mı oluyordum ? Belkide çokdan olmuştum.....
Evet bölümün sonu....
Kısa oldu ama şu aralar biriken ödevlerim ve derslerim yüzünden zamanım olmuyordu. Ve voteler gerçekten düştü.Bu yüzden destek olmanızı bekliyorum....
Herkeze sevgilerle.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz AŞK
RomanceBenden size bir tavsiye ; Hayatınıza aniden giren bir yakışıklıya asla aşık olmayın. Şahsen ben öyle yaptım.... Miraç karanlık bir gecede aniden karşıma çıkmıştı. Ve hayatımın altını , üstüne getirmişti. Tabi , yaşadığım bu hayata hayat denirse...