ELEMENT DÜNYASI

7- Ormandaki Bilge

Arkadaşlar buraya hikayenizin ismini yazarsanız destek olurum.
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Multimedya : John ve Ariana...

Yine bilgeye şaşkın şaşkın bakıyordum. " Elemen Dünyası mı?" Dedim.

" Evet canım." Dedi. uzun ak saçları rüzgarda dalgalanıyordu.

- Doğru bildin.

Dedi. Bizi takip et işaret yaptı eliyle.
Nereye ve niçin gittiğimizi bilmiyordum. Endişeli gözlerle John ' a baktım.

Bahçedeki gül, ve çiçeklerin güzelliğine hayran kalmıştım.
Yaşlı bir bilge olmasına râmen çok iyi yetiştirmiş çiçekleri.

Tam çiçekleri yetiştirmenin nasıl bir duygu olduğunu soracaktım. Sohbet etmiş , aradaki gerginliği kapatmış olurum diye düşündüm.

" Sen ateş Tanrıçası'sın öyle değil mi?" Dedi Bilge.
" Evet , ateş Tanrıçası'yım" dedim anlamsızca bakarken.
" Bir iz var mı?" Dedi bana.
" Evet, " dedim. " Bir iz var."
" Göster bakayım." Dedi bilge.

Kolumdaki işareti bilgeye gösterdim.

İyice inceledi ve donunda bir şey dedi.
" Bunun farklısı oğlumda da var."
" Oğlunuz mu?" Dedim.
" Evet , içeride" dedi ve bize kapıyı açtı.
" Merhaba , hoşgeldiniz." Dedi bir sıcak karşılamayla.
" Alex , anlat." Dedi ve bsşka bir odaya gitti , üstünü giyip geldi Bilge.

- Yıllar önce bende buraya düştüm. Bilgeye Baba demeye başladım.

Dedi ve biraz duraksadı. Sıcak kahveyi yudumlarken onu dinliyordum.

" Sonra , ateş ve suyu kullanabildiğim gerçeğini öğrendim. Ama burada bir süre durursan bütün güçlerin kaybolur.
Yani demek istediğim şey Çabuk Olun." Dedi. Biz boş boş bakarken bilge konuşmaya başladı.
" Sizleri buradan göndereceğim ama Alex olmaz." Dedi.

" Neden Alex'i burada bırakıyoruz?" Dedim.
" Çünkü o geri gönderilemez." Dedi çaresizce.
" Sizi en kısa zamanda döndüreceğim."
"Bilge , benim arkadaşlarım ne olacak , onlarda benimle beraber kitabı açtıklarında içine girmiş olabilirler."
" Olamaz çünkü başka bir diyardadır." Dedi.
" Siz ikiniz 2 kişi olarak buraya düşmüşsünüz , kader böyle istemiş , ne şans ama." Dedikten sonra ayağa kalkıp istiraat etmek için odaya gitti. Kahvemi bitirmeden kalkmak istedim.

" Ben sizi bırakayım , yürümeyin" dedi kibarca Alex.

John bu teklifi hemen reddetti.
" Hayırr." Dedi ve kolumdan tutup beni yürümeye zorladı.

Hızlıca yürürken üşüyordum ve sinirliydim.
" Ne yaptığını zannediyorsun " dedim.
" Ne yapmışım." Diye cevap verdi.
" Şurada üşüyorum , neden arabayla götürmesine izin vermedin."
Yüzünü buruşturdu ve sonra cevap verdi.
" O adamı sevmedim."
" Bu yüzden mi yani"
" Evet bu yüzden" dedi ve kollarını göğüsünde birleştirdi.

Telefonum hiç bir işe yaramasa bile yanımda gezdirip duruyordum. Her zamanki gibi şu karlardan bir tane alıp elimde oynadım. Sonra John'a fırlattım.
" Hadi canlan biraz." Diye bağırdım.

Tepki yok. Cevap bile vermedi.

Artık bulunduğumuz yere ulaşınca  ağaçlardan topladığım bir sürü yosunu yemeye çalıştım. Açlıktan öleceğim.

Daha akşam yeni yeni oluyordu ve benim uykum geldi. Uyku tulumuma girip uyumaya çalıştım.
Aklımda bilgenin söylediği sözler aklıma geldi.

Burada çok bir süre kalırsak güçlerimizi kullanamıyacağımızı söylemişti. İşte bende bundan korkuyordum.

☆☆☆

" Sabah oldu artık kalk." Diyen John uykumun içine etmişti.
" Bir kere... bir kere uykumu bölmesen."
" Olmaz güzelim burada kurallar böyle." Dedi sanki patronummuş gibi.
" Hıhı." Dedim kafamı sallayarak.

Kalktığımda güneşten anladığım kadarıyla öğlendi. Yeni kalktığım için o kadar aç değildim. John benim için birşeyler hazırlamıştı onları yiyip bilgeye gitmemiz gerekiyordu.

Hızlıca yemeğimi yiyip John'a beni götürmesini söyledim.
" Bilgeye gitmeliyiz , hadi" dedim.
" Hava çok soğuk üşüyorum." Dedi.
" Gitmeme için bahane arıyorsun"
" Hayır , gerçekten üşüyorum."

Elimdeki küçük ateşi ellerine bıraktım. Sonuçta o bir İgnisdi.
Ateşi tutmayı biliyordu.

Biraz daha ısınınca arabaya bindik ve bilgenin evine gittik.

" Hoşgeldiniz. Bende sizi bekliyordum" diye sıcak bir karşılama yaptı Alex.

" Hoşbulduk. Bilge nerede?"   Dedim bende.
" Bilge içeride."
" Tamam." Deyip içeri girdim. Bilge elindeki tüplerle birşeyler yapmaya çalışıyordu.

" Sizin gitmeniz için uğraşıyorum , bir deney yapacağım. " dedi bilge.

" Çok Teşekkürler bilge bize yardımcı olduğunuz için." Dedim gülümseyerek.

" Önemli değil." Dedi ve elindeki tüpleri bir anda düşürdü.
"  Aman Tanrı'm." Dedi John.

Alex
- Baba.

Diye seslendi korkuyla mutfaktan çıkıp bilgeye baktı.

" Ne oldu?" Diye sordu.
" Elimdeki tüpler düştü." Dedi bilge.

Ben camkırıklarını toplarken Alex ise bilge ile ilgileniyordu.

☆☆☆

" Bilge telefonum soğuktan donmuş hâle geldi." Dedim.
" Yaparız bir şeyler." Dedi bilge sakince.

" Yine çok teşekkürler." Dedim ve hiç konuşmayan yanımdaki John'a döndüm.
" Uyudun mu?"
" Şştt , uyuyan insan uyandırılır mı." Dedi ve sevimli bir şekilde uyumaya devam etti.

Bir bebek gibi...

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Merhaba bilerek kısa bölümler yapıyorum ama gelecek bölüm uzun olacak
* vote ve yorumları eksik etmeyin.