selammlar,
bölümü geçen hafta atacaktım fakat yazmayı unuttuğum için (evet, cidden şaka yapmıyorum, bildiğiniz yazmayı unutmuşum ve hâlâ daha hatırladığım söylenemez, bunun farkındayım o yüzden lütfen bu konuda eleştirmeyin beni, en yakın zamanda halledicem bu sorunu👍🏻👍🏻👍🏻) anca gelebildi fakat maalesef ki kısa bir bölümle geldim, uzatmaya çalıştım ama oruçlu olduğum için pek bir şey yazamadım 😞 bu bölümü geçiş bölümü sayalım ve kusuruma bakmayın lütfen😓😓
yorumlarınızı çok seviyorum ve tek istediğim yorum, bu yüzden BİR SÜRÜ yorum beklediğimi bilin 🥺😓
medya:
sertap erener-hepsi aşktan•
Bakışlarım dakikalardır olduğu gibi Taehyung'un beyaz tavanını izlerken yanımdaki bedenin bakışları yüzünden sol yanağımda varlığını sürdüren karıncalanma hissinin ne zaman yok olacağını düşünüyordum fakat nafile, kesin bir sonucu yoktu bunun çünkü Taehyung beni izlemekten epey memnun gibiydi ve bu durum beni şaşırtmıyor dersem yalan söylemiş olurdum.
Taehyung onun için ısıttığım sütün peşi sıra gelen duygusallığı üzerinden atıp yatağa uzanmamız için öncü olduğundan beri- ki bu oldukça uzun sürmüştü, öyle ki Taehyung bu sürecin içine onlarca teşekkürü, birkaç mutluluk gözyaşını ve minnet dolu, derin bakışları sığdırmıştı- ve işte, o vakitten beri bu şekilde o beni izliyor, ben de bakışlarının altında ezilip büzülmemek için ilgimi odasının geniş tavanında tutmaya çalışıyordum ama sadece çalışıyordum, Taehyung beni bu şekilde izlemeye devam ettikçe de yalnızca çalışırdım zaten.
İki yanımda bekleyeduran ellerim karnımın üzerine yerleşirken, "O gözlükleri daha ne kadar takacaksın?" diye sorup aramızdaki tatlı sessizliği bozduğumda sessizlik, Taehyung'un verdiği, "Sen etkilenene kadar çıkarmayı düşünmüyorum." cevabı yüzünden kendini yenileyememişti.
İşittiğim sesi, cümleleri misali oldukça sevimliydi, genzimden yükselen kıkırdamanın nedeni de buydu ya.
"Ciddiyim." Kıkırtım dindiğinde dudaklarımda asılı kalan gülümsememin arasından konuşuverdiğim vakit, "Ne tesadüf," dedi oyuncu bir sesle. "ben de öyleyim. Taehyung'un gülümsediğine emindim ve bu kadar emin olmam için dudaklarını görmeme gerek bile yoktu, ses tonundaki o muzip tını anlamam için yetmişti. "Gerçekten de etkilenmedin mi hiç gözlüklü halimden?" Sorusuyla birlikte başım sol tarafıma dönüp yan yattığı için yüzünü sağ eline yaslamış bir şekilde beni izleyen bedeni görüş açıma dahil ettiğinde bedenlerimizin arasında ne kadar çok mesafenin olduğunu fark etmiştim.
Aramıza benden bir tane daha sığabilirdi ve bu mesafenin oluşma sebebi de tamamen Taehyung'du. Ben yatağa uzanmak için hareket eder etmez rahatsız olmamdan çekinir gibi hemencecik yatağın öbür ucuna kaydırmıştı bedenini. Tanrı biliyor ki aramıza pek mesafe koymasa da rahatsız olmazdım, pekala elbette gerilirdim fakat bunun nedeni Taehyung'un haddini aşacak bir harekette bulunmasından korkmam gerçeği olmazdı kesinlikle.
Yine de bu hareketi oldukça hoşuma gitmişti, aramızdaki buzları eritmek için her seferinde birden fazla adım atıyordu ama aynı zamanda sınırlarını da biliyordu ve beni utandırmaktan fazlasını yapmıyordu ve bu ince davranışının oldukça hoşuma gittiğini inkar edemezdim kesinlikle.
Taehyung'un bana karşı olan düşünceli tutumunu yeniden farkına varmamla birlikte karnımda can bulan tatlı kasılmalar yutkunmama sebebiyet verdiğinde, "Neden sürekli bu soruyu soruyorsun?" diye meraklı bir sesle sormadan edemedim. Taehyung hiç pes etmeden başı eline yaslı olduğu ve yan durduğu için gözlerinden düştü düşecek gibi duran gözlüğünü sol eliyle yeniden düzeltti ve ezilip büzülmemek için irademe dil dökmeme neden olan derin derin bakışlarını ona bakan gözlerimden çekmeden, "Çünkü planımın yattığını kabullenemiyorum." diyip kaşlarını sertçe çattı ve bu dudaklarındaki gülümsemenin silinip yerini büzülmüş dudaklara bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nothing like us, taekook
FanficKim Taehyung'la, beni terk etmesinden yıllar sonra bir arkadaş buluşmasında yeniden karşılaştığımızda değişen tek şeyin zaman olmadığını çok iyi anlamıştım çünkü saçlarını her hafta başka bir renge boyayan Taehyung'un yumuşak tutamlarına hafif hafif...