öncelikle bu part tamamen cinsel içerikten oluşuyor. cinsel betimleme, argo, uzun uzadıya yazılmış sevişme sahneleri falan sevmiyorsanız okumayın lütfen. okuyacaksanız komik olduğunu düşündüğünüz ama insanların midesini bulandırmaktan ve bizleri sinirlendirmekten öteye gitmeyen saçma sapan yorumlar yapmayın🥰
son olarak, toksik seme tae / seme jeongguk tabularınız varsa ve değişikliklere (?) açık değilseniz de okumayın lütfen çünkü hiç hoşunuza gitmeyecek şeyler var😋🤤
VE BUGÜN BİR BÖLÜM DAHA YAYIMLADIM(ÖNCEKİ BÖLÜM) ONU ATLAMAYIN SAKIN!!!
iyi okumalar😗
bölüm şarkısı:
bts - house of cards***
Aklımızı yitirmemize ve birbirimizi duvarlara çarpa çarpa öpmemize sebep olacak şekilde fitili ateşleyen diyalog buydu. Bu konuşmadan sonra öylesine raydan çıkmıştık ve her şey öylesine hızlı gerçekleşiyordu ki olanların tam olarak farkına varamıyordum bile. Dudakları ne ara çenemden başlayıp bütün boynumda izler bırakmıştı, ben ne ara kalçalarından kavradığım gibi kucağıma alıp, sırtını duvara çarparak kasıklarımıza dakikalardır beklediği sürtünmeleri vermiştim ya da o beni ne ara duvara döndürüp örülmüş saçlarım sayesinde açılan ensemi emmeye başlamıştı bilmiyordum.
Ama buradaydık işte.
"Çok güzelsin," İşittiğim sesin desibeli her ne kadar atmosfer yüzünden düşük olsa da tonuna sinmiş hırıltılar oldukça netti. Sesiyle beraber dudaklarından dökülen nefesi ensemi yakarken burnunu enseme, kasıklarınıysa kalçalarıma sürtmeye devam etti. Burnunu tenimde her kaydırışında içine çektiği nefeslerin sesini işitebiliyordum ve hepsinde belime doladığı kolunun nasıl sıkılaştığını da hissedebiliyordum. Basit dokunuşlardı, özellikle az önce bana verdiği, dudaklarımı sızlatacak kadar sert olan öpücüklerini ve kalçamı yoğuruşlarını ele alırsak cidden de basit dokunuşlardı ama gözlerimi kapatmama ya da her seferinde titrememe engel olamıyordum ve bu pek de garip değildi açıkçası. Özellikle dokunuşların sahibi Kim Taehyung iken.
Burnunun yerini ıslak dudakları aldığı sıra ensem çok yoğun bir şekilde karıncalanıyordu ve ben bu yüzden kapıya yaslanmış avuç içlerim kaymasın diye kollarımı kasmak zorunda kalıyordum. Ensemde hissettiğim, tenimi gıdıklayıp duran yoğun bir ıslaklık vardı ve bu ıslaklık yalnızca Taehyung'un öpücükleri yüzünden oluşmamıştı; aynı zamanda uzun öpücüklerinin peşi sıra birçok sert öpücüğü daha enseme kondurup tenimi hafifçe emerek nemlendirmesi de sağlayan bir diğer şeydi.
Kalçama sürekli baskı yapan ve kapıya doğru sendelememe sebep olan kasıkları bana sürtünmeye devam ederken ikimizin de üzerinde pantolon vardı ve kumaşları ince de değildi, buna rağmen sertleşmeye başlayan varlığını bariz bir şekilde hissedebiliyordum. İçimde gibiydi, abartmıyordum, tenlerimizin arasındaki tüm kumaştan bariyerlere rağmen gerçekten de içimi dolduruyormuş gibi hissetmeme engel olamıyordum.
Dudakları sanki beni mahvetme işine en iyi şekilde halletmiyormuş gibi, "ve ben yalnızca seni kendime katmak istiyorum." dedi boğuk sesiyle. Enseme çarpan kelimeleri omurgamın aşağısına bir ürperti yollarken Taehyung, istediğini hemen şimdi gerçekleştirmek istiyormuş gibi belime dolanan kolu yardımıyla kasıklarını kalçalarıma öyle sert bir şekilde yasladı ki, bedenimin önünü ve sol yanağımı duvara yaslamak zorunda kalıverdim. Şimdi bakış açımı dolduran şey Taehyung'un büyük boy aynasıydı, aynaya yansıyan bedenlerse bizdik.
Bedenlerimizin yapboz parçaları gibi birbirine nasıl uyumlu olduğunu görebiliyordum; geniş göğsü sırtıma, uzun bacakları bacaklarıma ve kasıkları kalçalarıma yaslıydı. Büzüşmüş dudakları ensemde usulca dolanırken gözleri kapalıydı fakat buna rağmen bulunduğumuz andan ne kadar çok etkilendiğini yüzündeki ifadede net bir şekilde görebiliyordum. İkimizin yansıması kasıklarım için afrodizyak gibiydi ama beni asıl tahrik eden şey yalnızca görünüşümüz değil, Taehyung'un beni öne doğru eğdiği için daha da çıkıklaşan kalçama kendisini sürtmesiydi. O oval hareketler çizip kendisini sert bir şekilde bana sürterken dolgun kalçaları öyle güzel kıvrılıyordu ki ağzımın sulanmasına ve inlememe engel olamıyordum hiçbir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nothing like us, taekook
FanfictionKim Taehyung'la, beni terk etmesinden yıllar sonra bir arkadaş buluşmasında yeniden karşılaştığımızda değişen tek şeyin zaman olmadığını çok iyi anlamıştım çünkü saçlarını her hafta başka bir renge boyayan Taehyung'un yumuşak tutamlarına hafif hafif...