~
Ben bir çok kişiye bakar ve acabs o şuan ne düşünüyor derdim. Ve hemen hemen bir fikir üretebilirdim.
Yani Jeongguk hariç herkeste işe yarayan bir yöntemdi.Jeongguk'suz uyandığım o sabah onun geri gelmesini veya mesaj atıp "Bugün geç kalacağım." "Bugün işler uzadı. Gelemeyebilirim." gibi her zaman ki mesajlarından beklemiştim.
Ama o gelmemişti. Bir mesajı bile fazla görmüştü bana. Bende yazmamıştım. Aramamıştım da onu.Yalnız kalmak istiyorsa yalnız bırakırdım onu. Ve o beni terk etmek istiyorsa da özgür bırakırdım onu.
Yani ben hala Jeongguk'un istediği gibi biri olmaya razıydım.Bir diğer sinir olduğum olaysa buydu.
Hayatım boyunca hep baskılanmıştım.
"Kız arkadaşı edin."
"Müzik dersini boşver. Matematiğe yönel."
"Psikiyatrist mi? Hah! Deli doktoru olmana izin veremem. Doktor ol derken Beyin Cerrahıydı kastım."
"O pantolon fazla salaş."
"Evde bu şortla mı gezeceksin? Kız kardeşin var Taehyung."
"Kiliseye gitmelisin."
"Maaşını aldıysan babana ver hemen."
"Başka şehir mi..? Bu şehirden bir yer okusan olmaz mı? Gözümün önünde ol istiyorum."
"Taehyung. Jeongguk da kim? Sana mesaj atmış."
"Taehyung evi terk etmene izin vermiyorum. Geri odana dön."
"Sen büyük bir hayal kırıklığısın."
"Bir erkekle- bir erkeğin... Iy. Cidden mide bulandırıcısın."
"Cidden kendi hemcinsinle mi sevgilisin abi? Bak... Sen kimle çıkarsan çık yine benim abim olucaksın unutma bunu. Annem gelir birazdan. Takma onu kafana. Seni seviyorum."
"Keşke hiç doğmasaydın."Ve daha bir sürü ailemden işittiğim sözler beynimde dolanırken Jeongguk ile olan ilişkimi düşündüm sonra.
"Yardım edeyim mi?"
"Masayı ben toplayabilirim."
"Taehyung bir kural koyuyorum. Asla bu iki odaya girme."
"Hizmetçi tutabiliriz."
"Taehyung bana sarılmaz mısın?"
"Taehyung"
"Taehyung"
"Taehyung"
.
.
.Herkes beni baskılama derdindeyken eskiden o kadar alışmıştım ki bu duruma. Jeongguk'a güzel gözükmek için saçlarımı her sabah tarar, her şeyimi düzenli tutardım.
Ben Jeongguk için harika olmaya çalışırken yok oluyordum.İki gündür onsuz dolanıp durduğum evde kendi odama geçip kıyafetler alarak duşa girdim.
Kendimi daha iyi, pekala tamam saçlarımı havluyla kurulayıp, salaş bir tişört ve altına da şort giydim.Jungkook beni baskılamamıştı. Aksine özgür bırakmıştı. Lakin ben ilk defa dışarıya çıkarılmış bir evcil hayvan gibi yabancıydım ki Jeongguk'a yapışıp, kendimi onun yerine baskılamıştım.
"Çirkinim. Saçıma fön mü çeksem?"
"Maske almam gerek."Ve ne kadar onun için mükemmel olmaya çalışsam da onunla kıyafet alışverişine çıktığımda her şeyime saygı duyuyordu.
Annemin erkek şort mu giyer Taehyung, gay misin, milletin altına mı gireceksin sözlerini düşünerek eşofman gibi şeyler alırken" Taehyung sen daha çok şort sevmiyor muydun? " diyip önce belki de çekindiğimi düşünerek kendisine sonradan da" Ne olur ne olmaz. Daralırsan giyersin. "diyip benim içinde koluna altı - yedi tane şortu dizmişti.Jeongguk anlayışlıydı. Mükemmeldi.
Ve ona aşıktım.Aradığım numaradan aldığım onayla arabama neşeyle ilerleyip bulaşacağımız yere sürmeye başladım.
Ne kadar artık bazı şeyler için geç desem de Jeongguk'un aramasını bekliyordum.
Aramıyordu...
Neden aramıyordu gibi soru cümleleri aklımda dolanırken yan koltukta ki telefonuma bir bakış atarak geri yoluma döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paint
FanfictionJungkook, beni hiç çizmez ki. O sadece güzel şeyler çizer. . . . Ünlü ressam Jeon Jungkook ve eşi Kim Taehyung.