08. "Dikenlerini soyan güzel gül...karanlığımın ay ışığı."

5.9K 656 176
                                    

~
İlk onu gördüğümde duraksasam dahi adımlarıma  devam etmiştim.
Her adımımda aklımla kalbim zıt düşüyordu.
Biri git sarıl derken diğeri geç git diyordu.

İlk randevumuz gibiydi her şey...

Jeongguk beni çizmişti.

İlk adımı o atmalı artık.

Jeongguk beni sevmiyordu.

Jeongguk sadece güzel olanı çizer.

Jeongguk beni çizdi...
Jeongguk beni çizdi.
Jeongguk beni çizdi.
Jeongguk beni çizdi.
Jeongguk'u seviyorum.
"Jeongguk'u seviyorum anne."
"Hayal kırıklığısın."

Ve ben onun duygularından emin değilim.

İstemiyor beni.

İstemiyor beni, kalbimi, bedenemi... Beni istemiyor.

Elinde papatya var, gözünde yaş, hali yok, ruhu dargın mı yorgun mu belli değil gözlerinden, yanakları kızarmış, evin kapısı açık, ışıkları da öyle.
Jeongguk neredeydi? Ne olmuştu ona?

Kalbimin ağrıyarak gözlerimin dolması, benim ağlayarak ona sarılıp "Her şey geçti. Neyin var?" dememi istediğini belli etse de aklım artık yerindeydi.

Jeongguk bir şeylerden emin olmalıydı.
Bu yüzden onun yanından geçip eve girmiştim.

Şaşırmış mıydı her zaman ki gibi kötü anında yanında olmadığım için yoksa boşanacağımızı anladığı için rol yapıyordu da yemediğim için sinirlenmiş falan mıydı?

Jeongguk artık tanımıyor gibiydim.

Ben artık kendimi de tanımıyor gibiydim. Gerçek Kim Taehyung kim gerçekten bilmiyordum, bilmiyorum.
Sadece aklımda, kalbimde onu istemişti ve bende peşinden sürüklenmiştim. Kalbim hala akıllanmazken, beynim yeter diye bağırıyordu.

Ruhum avuçlarım içerisinde sıkışıp kalmıştı.
Anahtarlarımı asıp dikkatimi çeken duvarlarla etrafa baktığımda durmuştum.
Duvarlarda resimlerim asılıydı. Bu bile sertçe yutkunmama sebepken yer yer yere atılmış eşyalar mini bir sinir krizini atlatmış gibiydi.
Jeongguk arkamdan bana sarıldığında, akşam soğuğunda üşümüş olan bedeni beni üşütürken de, yaralı elleri belimi sararken de veya kanamış dudaklarıyla yanağımı öperken de öylece durdum.

Dağıtılmış ev adeta içimdeki fırtınaların resmedilmiş hali gibiydi.
Jeongguk'u güzel güzel duvarlara asıp kendimi yerlerden yere atıp, her şeyi mahvetmiştim kendi içimde.

Biz yıkılmıştık. Çünkü aşkımızın temeli yoktu.
Bu evlilik yıkılmıştı çünkü aşk yoktu.
Biz hala bizdik çünkü aşıktık sadece yansıtmıyorduk. En azından kalbim hala öyle ümit ediyordu.

Şoktan biraz biraz sıyrılırken ellerimi, Ay Işığımın zedelenmiş ellerine sardım. O kulağıma ince bir inilti bırakırken kolları arasından sıyrıldım.
Ellerini, ellerimin içine alıp inceledim.
Ben ona bakmaya kıyamazken ne yapmıştı kendine?
Nasıl yapmıştı kendine?
Neden yapmıştı kendine?
Gözlerim dolu doluydu. Anın siniriyle kaşlarım çatılmıştı, acısıyla kalbim sıkışmıştı. Ve beynimi alt üst eden kalbim söyleniyordu bana. Sarıl ona. Ona son bir şans verelim. Eğer... Eğer ki şansını kullanamazsa gideriz. Ama lütfen şimdi ona sarıl.

 paintHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin