~16~

6 0 0
                                    


Aydaki Yüz...

Onun kanatları ardında saklanmayı bırakmayı düşündüğümde aklıma kurtlar sofrasına düşeceğim gelmemişti fakat bu yoldan dönme düşüncemde yok. Elimde sıktığım vazo ile sesin bana doğru yaklaşmasını bekliyordum, çıktığım yolda takıldığım ilk engeldi bu ses ve ben o olmadan da yapabildiğimi kendime kanıtlamak zorundaydım yola devam edebildiğime inanmak istiyordum onsuz bir hiç değildim ben o olmadan da yapabilirdim. Ayak sesleri tam kapının ardında durduğunda nefes almayı bırakmıştım, korkuyor muydum? Çok fazla ama korkumu yenmek zorundaydım, adım sesleri son bulup oda da bir tek nefes alışverişi duyuluyordu benim korkum geçen zamanla artarken onun nefesi düzenliydi.

- O elindekiyle bana zarar veremezsin.

Gelen ses ile irkilmiştim, ben daha kendime gelme fırsatını bulamadan arkasında gizlendiğim kapı kapandı ben aleynen ortaya çıkmış oldum. Sıkıca yumduğum gözlerimi açtığımda karşımda yaşlı bir adamla karşılaşmayı beklemiyordum beni aştan ayağı süzdükten sonra az önce kalktığım koltuğa yönelip oturdu ben öylece şok ile olduğum yerde beklerken yaşlı adam koltuğa yerleşip gözlerini bana dikti.

-Evimde ne işin var?

Burası onun evi miydi? Bura onun evi ise yabancıyı tanıyor demektir eğer ondan kaçtığımı söylersem yerimi hemen ona söylerdi. Ben tekrar onunla yüzleşecek güce sahip değildim yada öğrendiklerimin ardından yaşadığım uç duyguların verdiği acıları yaşlı adama anlatabilecek kadar kelimelerim iyi değildi. Elimdeki vazoyu başarabildiğim kadar sıkıyordum ki birazdan elimde tuz ile buz olabilir, benim vazoyu sıkamam ile bakışları elime kaydı ardından hızla ayaklanıp yanıma geldi bakışları hala elimde iken tavırları değişmişti eli elimi tuttuğunda bakışlarının mühürde olduğunu görmüştüm. 

-Mühür... Sen Vera'sın.

-Beni nereden tanıyorsunuz?

-Deden Noyan benim yakın dostumdu, deli fişeğin de akıl hocasıyım.

-Deli fişek?

-Darcy.

-Burada olduğumu ona söylemeyin, lütfen burada olduğumu bilmesin.

Benden uzaklaşıp tekrar koltuğa yöneldiğinde bakışlarımı alamadım ondan. Koltuğa yerleşip yanına gelmemi işaret etti yanına gittiğimde cebinden parşömen bir kağıt çıkarıp katlarını açmaya başladı sonrada kağıdı elime tutuşturdu bakışlarım kağıda döndüğünde gördüğüm şey kalbimi acıtmıştı. Parşömen kağıdın üstünde çizili suret ona aitti kaçıp buraya gelmeme sebep olan adamın sureti şimdi avcumun içinde duruyordu, uzun zamandır tuttuğum yaşlarım firar ederken yaşlı adam konuşmaya başladı.

-Kaçtığın bu surete iyi bak kız çocuğu çünkü biraz sonra anlatacaklarımdan sonra bu sureti görmek isteyeceksin. Sana tüm gerçekleri anlattı değil mi? Nasıl biri olduğunu senden neden kaçtığını anlattı ve sende ondan koşarak uzaklaştın. Bak kız çocuğu kaçtığın o adam bu hayattan çok fazla darbe aldı ama bir şekilde tutundu yaşamına, onu bu kadar kötü yapan hayatken tüm suçu ona yüklemekte seni kötü biri yapmaz mı? Bak o adam bu hayatta gördüğüm en mert karaktere sahip biri elinde kan varken senin elini tutmamayı tercih etti ölüm kapısına geldiğinde senin için kabul etti sonra ne oldu biliyor musun senin ölüme gittiğini öğrendiğinde tüm ruhu çekildi kapıma geldi senin kurtarmam için bana yalvardı. Kaçtığın adam sadece hayatın ona verdiklerini yaşayan biri, ablası gözlerinin önünde ölen biri o durup merhametli olmasını bekleme ondan istese de yapamaz bunu. Girdiğiniz savaşta masum bir savaş değil kız çocuğu hayattan senide o yola sürüklüyor hakkın olanı almak için senin ellerinde kan olacak onunla aranda fark ne biliyor musun o tüm bunları senden önce gerçekleştirmiş olması ve bunu ablası için yapması.

Ben Vera...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin