~17~

6 0 0
                                    

Kayıp Kervan

Acı sanki benim bedenimden dünyaya yayılıyordu, bu zamana kadar yaşadığım her şey psikolojik ve fiziksel acı yaşatmıştı bana. Darcy'i affedemiyordum, evet yaşadığı acı onu bu hale getirmişti fakat yaptıklarına göz yumup tekrar kollarına koşamıyordum çok mu bencildim? Aella acımasızca veda etmişti yaşamına ve buna sebep olanla aynı kanı taşıyor olmak beni yaralıyordu tüm bunlara rağmen onu affedemiyordum ellerinde can verenleri düşündükçe ona adım atamıyordum belki onun yerinde ben olsaydım daha kötü şeyler yapardım belki de bu yüzden İhtiyar bana bunları göstermişti bilmiyorum ama oraya geri dönemiyordum. Yaşlı adam diğer adı ile ihtiyar, tanıdığı herkes ona ihtiyar dediği için bana da bu şekilde seslenmemi istemişti, her neyse  konuya dönecek olursam onu affedemiyor ama onu sevmekten de vazgeçemiyordum kalbim ikiye bölünse de kararım tekti oraya dönmeyecektim ben bu kadar net olunca ihtiyar onunla beraber hazırlanmamı söylemişti. Kızgınlık kolayca geçiyordu da kırgınlık öyle kolayca atılamıyordu kalpten ve ben yabancıya kırgındım, koca bir yalanla hayatıma girdiği için kırgındım ona ve o yalanlara rağmen güzel günlerin masalını anlattı bana.  Olduğu gibi gelseydi bana belki kızardım ama o olmadığı renklerin varlığını bana inandırdığı için beni aptal yerine koyduğu için kırgındım işte beni geri döndürmeyen neden buydu tekrar aptal bir kız olup kırılmaktan korkuyordum aşık ve aptal bir kız olmamak için feleğin çemberinden bir başıma geçmeyi öğrenecektim yabancıdan çok uzak yerlerde yapacaktım bunu.

-Onun acılarını dinledin şimdi göremediğin  kısımlara geldi, masalın en başına...

İhtiyar kuru sesi ile konuştuğunda ayaklarımdaki bakışlarımı ona çevirdim, o karşıda sıra sıra dizili dağlara bakıyordu bende bakışlarımı o dağlara çevirdiğimde gördüklerimi düşündüm. O zindana yabancının kanadına dokunduğumda gitmiştim ama işin başını ve sonunu bana ihtiyar göstermişti şimdi hiç bilmediğim kısma sıra geldiğini söylüyordu dahası mı vardı, yabancı daha hangi acıları çekmişti?

-O deli fişek olan çocuk zamanında ayaklarının üstüne basacak güce sahip değildi. Aldrean'da görülen bir hastalığı vardı onun,  magic-wings hastalığı sahip olduğu hastalığın adı buydu... Bu hastalık kız çocuğu onu çok zorluyordu, gördüğün kanadı var ya işte ona bir yükten ibaretti zamanında çünkü 7 yaşında oluşması gereken kanadı 1,5 yaşında ortaya çıkmıştı daha bedenini taşıyamayan ufak bir bebekken boyundan büyük kanatlarını taşımak zorundaydı. İkarus'un kanadına sahip olduğu için  kanadı olması gerekenden daha önce çıkmıştı böyle özel çocuklar var ve bu özel çocukların durumuna magic wings denir yani sihirli kanatlar, bu durumdaki çocukların kanatları özledir çünkü onlar sahip olana kadar eşsiz bir kanat onlarla beraber tekrar var oluyordu buda kanadın beklenenden önce oluşmasına sebep oluyor gelişimini gereken zamana tamamlayabilmesi için erkenden oluşan sihirli kanatlar.

Sihirli kanatlar... Tapılası kanadı ona gerektiğinden önce geldiği için kamburu olmuş adeta, gri küllü kanadı sadece benim için değil herkes için özeldi. Ben sadece ona yük olanın ben sanırken işler öyle değilmiş kanatları da ben kadar yük olmuş ona belki de vücudunda en çok sevdiğim yerin ona acı vermesi sızı ile dolu olan kalbimi taşırmıştı artık acıyacak bir yanım kalmamıştı. Onu seviyordum tıpkı onun beni sevdiği gibi fakat bizim masalımız öyle sıradan olanlardan değildi yazar acımasızdı mutlu sonu reva görmüyordu bize, her gün bambaşka acılara gözlerimizi açarken sevgiyi hayatımıza misafir etmemize izin vermiyordu bizim için kaleminden hep zor zamanlar dökülüyordu oysa en çok bize reva değil miydi mutluluk? Dedim ya yazar acımasızdı biz onun sayfalarına kan ile yazılan masalı yaşıyor hakkımız olan mutluluğa ulaşamıyorduk aşk bizi masalın sonunda da bulamıyordu çünkü o ölümün sessiz sokaklarında gezerken ben hayatın sağır eden sesinde yol alıyordum iki paralel çizgiydik, birbirimizi görüyor fakat yollarımızı kesiştiremiyorduk birbirine paralel iki çizgi işte bizim aşkımızın garip tasrifi buydu. İkimizin de çocukluğu yazılan kader yüzünden sancılı geçmişti ve büyükler bu yaşımızın refaha ulaşacağını sanırken çocukluğumuzdaki sancı şimdi katlanılır durumda değildi, kalbim acıyor sanki üzerinde bir taş vardı da o yükü taşımak zorundaydım ama şöyle bir durum vardı benim kalbim o kadar güçlü değildi... Yazarın kalemin kaderime pay olarak ayrılık yazılmıştı büyüdüm dünyadan, yeni kavuştuğum annemden ve adına aşk dediğim o adamdan ayrılığımı yazmıştı. Güneşi hiç bilmediğim bir evin odasında doğururken uzun zaman sonra zihnimi sessizliğe gömmüştüm, dün öğrendiklerimden sonra gece boyunca ağlayıp camın pervazına yaslanarak yıldızları izlemiştim sonra yaşlar yanaklarımda kuruduğunda güneşi doğurmuştum, gün başlarken bende kendimi gireceğim savaşa hazırlıyordum ihtiyar bana kendimi geliştirmem için anlattığı yada gösterdiği şeyleri yaparken aklımda hep o geziniyordu bir günün onun ve Aella'nın intikamını alma düşüncesi tüm zihin odacıklarımı ziyaret ediyordu tek dileğim yazarın kaleminden masala intikamımın yazılmasıydı. Bana karşı hiç cömert olmayan yazar şimdi avuçlarıma intikam şansını bırakır mıydı? İhtiyarın bana öğrettikleri bu şansı almak için bana büyük  bir kolaylık sağlıyordu, yabancının öğrettiklerinin yanında ihtiyarın gösterdikleriyle kendimi keşfettikçe gücümü açığa çıkarmakta zorlanmıyordu yapabileceğime dair umut kalbimde büyürken intikamla yanıp tutuşmamda aynı hızla büyüyordu.

Ben Vera...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin