《LEE YONGBOK | Changlix》

19

'Ne yapıyorsunuz siz orada? '

***

Changbin

Felix şaşkınca bana bakarken gelen minhoya döndük
**

'hava güzel evet ama neden gölde bu saatte yüzüyorsunuz?'

Minho bize havlu getirmişti minnettardık ama sorular sormaya devam ediyordu

'aslında buraya gelirken de yan yana oturuyordunuz yoksa siz-'

'sen neden sevgilini bırakıp dışarı çıktın onu söyle'

Minho elindeki bilekliği gösterdi

'bunu düşürmüş bulmadan uyumayacağım dedi bende tam buldum geri döneyim derken baktım iki salak gölde tekrar baktım sonra gördüm ki bizim salaklarmış'

Minhonun uzun açıklamasını dinleyip ayağa kalktım

'peki artık dağılabiliriz değil mi gidelim lix'

Felix ayağa kalkınca minho onu yerine oturttu

'bir yere gitmek yok hala açıklama duyamadım'

Felix derin bir nefes verip minhonun kulağına bir şeyler fısıldadı.

'ne demek konuştuğumuzu icrata geçirdim!?'

'bağır bağır herkes duysun'

Minho bizim kalktığımız banka oturdu şoktan çıkmayı bekledi

'şimdi sen changbini siktin mi?'

'ne!?'

'ne!?'

Arkadan gelen sesle acaba olaylar ne kadar daha saçma olabilir diye düşündüm

'Seungmin felix changbini sikmiş'

'orasını duydum zaten şaşırdığım şey changbinin altta olması'

'ne alakası var ne saçma-'

'şu boyla üstte olacağını düşünmedin herhalde'

'minho sen ne-'

'ah doğru bir an changbinin kısa olduğunu unuttum sorry'

Felixe baktığımda bıyık altından sırıtıyordu sabah altımda deli gibi inleyen o değilmiş gibi.

'dur bir dakika o zaman siz sevgili misiniz şimdi'

Seungmine açıklama yapmak için dönüyordum ki çenesi düşük minho yine kendi kafasından uydurmaya başlamıştı

'yok bunlar baya fuck friends olmuşlar'

'kime ne olmuş?'

Gözlerini ovuşturan jisung ve onun omzuna elini atmış hyunjin tanrım daha ne kadar zor olabilir siye düşünürken gönderdiğin kişiler bunlar mı?

Minho bu sefer sessiz kalıp sevgilisine doğru ilerlerken Seungmin ne zaman konuşacak diye bekliyordum ki uzun sürmedi

'felix ve changbin sevişiyorlarmış ve felix üstteymiş'

Jisungun uykulu gözleri anında açılırken hyunjin ise herkesten farklı bir tepki vererek kahkaha atmıştı

'changbinin o boyla üstte olamayacağını biliyordum'

Daha sesli gülerken ben olayları bu kadar hızlı sindirmesine şaşırıyordum

'tamam yeter artık'

Felix sonunda kendini belli etmiş ve kolumu kavramıştı

'gidelim hadi'

Diğerlerini es geçerek ilerliyorduk ki jisung yine boş durmamıştı

'felix-ah changbine söyle çok bağırmasın duvarlar ince'

Sertçe arkamı döndüm. Bardağı taşıran son damlaydı artık bu

'ben üstteyim ben! Ben sikiyorum şimdi sesinizi kesin yoksa sizi öyle bi sikerim kıç diye bir şey kalmaz ortada!'

Felix tekrar kolumu kavradığında miniğime döndüm

'hadi gidelim artık sabah konuşuruz hyung şimdi geç oldu'

'iyi geceler lix'

***
'iyi misin binnie?'

Yatağından bana şirince bakan felixe döndüm iki yatak olduğu için ayrı yatmıştık ama yüzlerimiz birbirine dönüktü

'sadece sinirim bozuldu biraz yoksa iyiyim'

'tamam iyi geceler'

'iyi geceler'

Gözlerimi kapadığımda yorgun olduğumu fark ettim bu gün cidden yorucuydu. Yorganımın altında hareketlilik hissedince gözümü açıp yorganın altına baktım. Felix yorganın içinden çıkmış ve kollarını bana dolamıştı

'seninle uyumak istiyorum'

'gelmeni bekliyordum'

İkimizde birbirimize gülümseyince kollarımı sardım minik bedenine

'kokunu seviyorum binnie bana güven veriyormuş gibi'

Kafasını boynuma gömdüğünde biraz huylansam da sorun değildi

'bende senin kokunu seviyorum yongbok her an tazeleniyormuşum gibi'

Bende kafamı saçlarına gömdüm.

Gölde yaşanan olaylar geldi gözümün önüne sanki hayal gibiydi gerçek olmayacak kadar güzeldi

Ne kadar karşı koysam da ona çekiliyordum kötü tarafı ise bunu bilmeme rağmen bir şey yapamıyordum