15

1.1K 82 8
                                    

changbin

(4 hafta sonra)

Günler hızla geçerken biz de felixle iyice yakınlaşmıştık. öyle ki artık ona yongbok dememe bile kızmıyordu. bende ona tek yongbok diyen kişi olarak kendimi bir tık özel hissediyordum yalan yok. diğerlerine gelecek olursak minho ve jisung aynıydı şapşalca davranıp ulu ortada birbirleriyle öpüşüyorlardı. hyunjin ve seungmin ise bambaşkaydı hyunjin bu aralar aksi gibi daha da yakın davranıyor ve her fırsatta seungmini öpüyordu seungmin birazcık alışmış gibiydi bu duruma artık onu ittirmiyor akışına bırakıyordu. chan hyung her defasında onların en sevdiği çift olduğunu söylüyor ve seungminin moralini bozuyordu onun dışında her şey güzeldi bizde yongbokla ilişki bakımından aynıydık tek fark artık ikimizin de utancı sıfıra ulaşmıştı tutku ise aynıydı.

'evet arkadaşlar yarıl tatilinden önce geziye katılacaklar okul çıkışı ismini yazdırmayı unutmasın ücreti fazla değil ve yapacak etkinlik sayısı fazla olduğundan hepinizin katılmasını tavsiye ederim. çıkabilirsiniz'

açıkçası yarıyıl veya yıl sonu etkinlikleri pek ilgi çekici değildi ama arkadaşlarım katılacaksa onları yalnız bırakmak istemiyordum.

kantine uğrayıp aldığım çikolatayla her zaman oturduğumuz bahçedeki çardağa ilerlemeye başladım diğerleri çoktan gelmişti.

elimdeki çikolatayı felixe uzatım ve yanına oturdum. alışkanlık olmuştu çikolata almak. ona ilk çikolata aldığım günü anımsayınca istemsizce gülümsedim

(flasback 2 hafta önce)

'changbin daha da hızlı ol lütfen ... lütfen'

felixle aynı anda bıraktığımız inlemeyi bastırmak adına dudaklarımızı birleştirdim.

'az kaldı..'

kafasını kaldırmasıyla boynunda açılan boşluğu direkt dudaklarımla buluşturdum ne kadar tapılası boynuna kendime ait izler bırakmak istesem de okuldaydık ve birazdan diğerlerinin yanına gidecektik. kendimi tuttum

sonunda ikimizde derin nefesler alırken felixi hızlıca temizleyip kapalı klozetin üstüne oturttum

'iyi misin'

alnına yapışan saçları geriye doğru tarayıp yaşlı gözlerini sildim

'iyiyim binnie sadece biraz enerjim tükendi'

kabinden çıkıp elini yüzünü yıkarken bende kendi işim hallettim ve tuvaletten çıktık

'enerjim tükendi demiştin değil mi?'

onu otomatın önüne getirip omuzlarından tuttum

'seç bakalım yongbok istediğin şeyi alacağım'

elini çenesinin altına koyup düşünür gibi yaptı

'o zaman çikolata istiyorum extra kakaolu'

' bundan sonra her gün sana extra kakaolu çikolata alacağım o zaman'

(flasback end)

'geziye gidecek miyiz hyung?'

chan jeongini kolunun altına alıp saçlarını karıştırdı

'tabiki de gideceğiz bu fırsatı kaçıramayız değil mi'

minho jisungun saçlarına minik bir öpücük bırakıp elini masaya vurdu

'ayrıca üst sınıflar ve alt sınıflar etkileşim için beraber gidecek yani beraberi sevgilim bundan daha iyi bir haber mi var'

'o zaman gidiyoruz değil mi?'

《LEE YONGBOK | Changlix》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin