17

1K 91 15
                                    

changbin

herkes sorumlu öğretmenin gelip anahtarlarını dağıtmasını bekliyordu. felix ise herkesin içinde arsızca pantolonumun yırtığından elini içeri sokmuş okşuyordu. istemsizce altımdaki hareketlenmeyle felixin elini tutup dışarı çıkardım bakabildiğim kadar sert baktım hala arsızca sırıtıyordu.

'üzgünüm çocuklar biraz geç kadım'

görevli öğretmene sonsuz teşekkürlerimi sunmak istesem de sadece ayağa kalkıp yanına ilerledim diğer herkes gibi

hoca elime bir kart sıkıştırınca diğerlerinin yanına döndüm. felixin kolundan tuttuğum gibi kartta yazan odaya ilerlemeye başladım

'nereye changbin daha karpuz kesecektik'

hyunjine göz devirip ilerlemeye devam ettim

'ben yorgunum akşama inerim'

'felixi bırak madem o bizimle durmak istiyor belki ayrıca sen neden felixle aynı odada kalacakmışsın'

'jeongin felixte yorgun hem ses istemiyorum akşama geliriz'

'sorun yok jeongin bende yorgunum zaten hem changbin hyungla kalmak istiyorum'

'tamam akşama gelin ama herkes olacak'

tamam demeye fırsat bırakmamıştım küçüğüme 

***

odaya girer girmez kapıyı kapatıp kapıyla arama aldım onu

'seni kaç kere uyardım lix'

'uyarmadın ki sadece elimi ittirip durdun'

şirince gülümsediğinde elimi direkt pantolonuna atıp kemerini çıkardım

'günün sonunda gülümseyebilecek misin merak ediyorum doğrusu'

'benim her zaman gülümsemeye ayıracak enerjim vardır binnie'

elimdeki kemeri bileklerine bağlayıp tek elimle yukarı kaldırıp sabitledim

'bu kemer' dedim biraz sıkarak 'bu gece ben demediğim sürece çıkmayacak'

dudaklarımızı açlıkla birleştirdim ve pantolonunu indirdim. o da ban ayak uydurup ayakkabılarıyla birlikte kurtulmuştu ondan. ellerim çıplak bacaklarını buldu anında. tek bacağını tutup kaldırdım kalçama kadar oda hemen sarmıştı bacağımı. kalçasını avuçlarımın arasına alıp sıktığımda ağzıma doğru sıcak nefesiyle bir inleme bıraktı.

kasıklarıma değen sertlikle elindeki elimi indirip kalçasından tutarak havalandırdım cılız bedenini elleri anında enseme inerken boynuna kendime ait izler bırakıyordum uzun zamanadır yapamamıştım bunu. yapılı yatakların birine onu bıraktığımda saniyesinde üstümdeki yerini aldım. dudaklarımızı birleştireceği sırada onu durdurdum

'sence de bir cezayı hak etmedin mi ?'

arsızca kafa sallayıp ağzını araladı

'ettim ceza ver bana lütfen'

'çok arsızsın lix'

'bunu seviyorsun'

'evet seviyorum'

kemerin ucundan tutup yerlerimizi değiştirdim anında elleri pantolonumu bulmuştu yapacağı şeyi anlayıp gülümsedim beni tanıyordu ve istediğimi biliyordu. pantolonumu çıkartıp biraz geri gitti artından yavaşça küçüğümü okşamaya başladı.

'cezamı eksiksiz yerine getireceğim binnie'

anında gelen sıcaklıkla inlememi durduramamıştım. dişlerini geçirdiğinde acıyla inledim.

ardından ısırdığı yeri yalayıp geçti. boşalacağımı anlayıp kemerden tutup yukarı kaldırdım onu. gözlerimiz buluştuğunda kızarmış dudakları ve dağılmış saçlarına baktım bu kadar tapılası göründüğünün farkında mıydı acaba.

onu tekrar altıma aldığımda üstümü çıkarttım ve parmaklarımı ağzına yolladım parmaklarımda hissettiğim dili altımdakini zorluyordu. elimi çekip deliğinin üzerine getirdiğimde ıslak gelmiş olacak ki ufak bir inleme bırakmıştı. bir parmağımı içine gönderdiğimde yüzünü ekşitmiş ve kalçasını kaldırmıştı. ikincisini de gönderdiğimde bana açlıkla bakan suratını geri çevirmeden dudaklarımla buluşturdum 

'seni istiyorum'

dudaklarımın üzerine fısıldadığı şeyle kendimi konumlandırdım ve içine yavaşça girdim. nasıl her defasında bu kadar sıkı olabilir.

bağlı ellerini ağzına bastırdığını gördüğümde tişörtünü biraz kaldırıp belirginleşmiş göğüs uçlarından birini dudaklarımla buluşturdum. kasılan ve yükselen vücudundan hoşuna gittiğini anlamamak zor olmamıştı. dişlerimi geçirdiğimde ise fazlasıyla yüksek bir inleme bırakmıştı odaya

'hızlan artık'

biraz daha hızlı hareket etmeye başladığımda gözünden düşen yaşları elimle silip dudaklarımla temizledim. kulağını dişlerim arasına aldığımda saçlarımdan tutup çekiştirmişti. lee felix benim vücudumu tanıyordu evet ama bende en az beni tanıdığı kadar onu tanıyordum.

sonlara doğru sesi kısılırken içine bıraktığım sıcaklıkla ellerini çözüp kendimi üstüne bıraktım ve izler bıraktığım boynuna gömdüm.

'iyisin değil mi?'

kafamı kaldırıp dağılmış yüzüne baktım. minik elleriyle yüzümü kavrayıp dağılmış saçlarımı hafifçe düzeltti. yaklaşıp burnumun ucuna minik bir öpücük bırakıp geri çekildi

'binnie sevişmekten çok neyi seviyorum biliyor musun?'

'neymiş'

bende hafifçe saçlarını düzelttim gülümseyerek

'seviştikten sonrası'

Şaşkınca suratına baktım

'seviştikten sonra kokunla uyumayı daha çok seviyorum changbin'

《LEE YONGBOK | Changlix》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin