Little Banner

3.4K 295 68
                                    

İyi okumalar😘

Elvin görev jetinin içinde tam 18 saattir bekliyordu. Ekibin tüm görev konuşmalarını telsizden dinliyor ancak onların dikkatini dağıtmamak için tek kelime bile etmiyordu. İstediği tek şey herkesin sapasağlam dönmesiydi. Bu görevin oldukça zor olduğuna dair birkaç şey duymuştu ve ekipten birine bir şey olması düşüncesi onu geriyordu.

Kitap okumuş, çalışmalarına devam etmeye çalışmış ve hatta dizi bile izlemişti. Ancak bu küçücük jetin içinde zaman gerçekten geçmiyordu. Eğer uyuma şansı olsaydı bir ihtimal geçebilirdi. Ancak o uyuduğu an ekipten birine bir şey olma ihtimali onu rahat bırakmıyordu. Her şeye rağmen ayakta ve tamamen ayık olmalıydı. Ekibin ona ihtiyacı olabilirdi.

Bir aklı da 8 aylık hamile olan Natasha'daydı. 8.ayı dolmak üzereydi ve minik Banner biraz sabırsız görünüyordu. Elvin kuledeki sağlık ekibine sıkı sıkı tembihlerde bulunmuştu. Ve kendi de Jarvis aracılığıyla Natasha'yı kontrol ediyordu.

Elvin sıkıntıyla bir iç geçirirken telsizden gelen seslerin kesildiğini fark etti. Panikle yerinde doğruldu.
"Çocuklar iyi misiniz?!" Ses gelmeyince tekrar sordu.
"Sesimi duyan var mı?!" Cevap alamayınca sinirle söylendi.
"Siktir ya!" Jette volta atmaya başladı. Jetten dışarı çıkarsa tüm ekipten linç yiyeceğine emindi.

Ne yapacağını bilmez halde dolanırken kapının yanından gelen sesleri işitti. Hızla kapıya yaklaştı.
"Çocuklar döndünüz mü?!" Az önce baskının devam ettiğine dair sesler duyarken şimdi birden bitirmiş olmaları saçmaydı. O esnada Jarvis kamerayla kapının arkasını gösterdi. Kapının önünde tanımadığı adamlar ellerindeki şeyi kapıya takmaya uğraşıyorlardı.

"Jarvis o ne?"
"Bir bomba bayan Banner. Çok kuvvetli değil. Sadece kapıyı açmak istediklerini düşünüyorum." Elvin bir küfür daha savurdu.
"Üst düzey güvenlik sistemini sistemini devreye al."
"Sistem devrede. Ancak jete dokunmadan da kapıyı havaya uçurabilirler." Elvin sinirle elini saçından geçirdi.
"Ne güzel konuşuyorsun bugün Jarvis?!"
"Gerçekler bayan Banner."

Elvin bir elini alnına vurup jette kendini savunabileceği bir şey aramaya başladı.
"Jarvis ekipten sinyal alabiliyor musun?"
"Maalesef bayan Banner." Elvin kendi için bir şeyler aramaya devam ederken duyduğu patlama sesiyle jet salladı ve Elvin ne olduğunu anlayamadan biri onun kafasına bir silah dayamıştı.

***
"Nereden geliyor bu özgüven?" Tony karşısındaki adamın tavırlarına oldukça sinir olmuştu. Adam çevresindeki ekibe ukala bir sırıtışla baktı.
"Size bir şey göstermeme izin verin." Steve ona doğru bir adım attı.
"Yeter bu kadar! Kes sesini!"
"Biricik sevgiline de böyle mi davranıyorsun Rogers?" Steve Elvin'in konusunun geçmesi üzerine durakladı.

"Ne saçmalıyorsun sen?!" Adam ellerini iki kez çırptı ve yüksek sesle bağırdı.
"Sinema saati!" Büyük bir ekran açıldı depoda. Siyah ekran renklenirken ekranda gördükleri görüntü herkesin yüzünün donakalmasını sağladı. Elvin elleri ve ayakları bağlı bir şekilde oturuyordu. Kafasına dayanmış bir silah vardı. Herkesin duraklamasını Hulk bozdu. Depoda bir kükreme yankılandığında herkes uykudan uyanmış gibi oldu.

Hulk kükreyerek adama koştu ve Loki'ye yaptığı gibi onu tutup yerden yere vurmaya başladı.
"Banner dur!" Hulk bir eline adamı sıkıştırmıştı ve onun yüzüne kükredi.
"Elvin nerede?! Hulk Elvin'i istiyor!" Adam yarı baygın bir haldeydi ve cevap vereceğe benzemiyordu. Tony ise çoktan sinyal taratmaya başladı.
"Onu bana bırak koca adam!"

Wanda'nın sesi üzerine Hulk avucuna sıkıştırdığı adamı Wanda'nın önüne fırlattı. Wanda göz devirdi.
"Bırak derken bunu kast etmemiştim!" Hulk kükreyince Wanda tekrar konuştu.
"Tamam! Bir şey demedim!" Wanda adamın zihnine girip Elvin'in yerini öğrenmeye çalışıyordu. Gördükleriyle ekibe döndü.
"Burada bir geçit var. Gizli kapı gibi bir şey. Üssün arka tarafında."

Steve büyük bir endişeyle Wanda'yı takip ederek kapıya ulaşmaya çalışıyordu. Aslında herkes çok endişeliydi. Hulk'un hırpaladığı adam muhtemelen ölmüştü. Wanda elinden çıkan kırmızı sislerle her yeri tarıyor ve gizli kapıyı arıyordu. Tony etrafı tehlikelere karşı tarıyordu. Steve'in ise tek düşünebildiği Elvin'in iyi olup olmadığıydı. Az önceki ekranda yüzü oldukça kötü görünüyordu. Acı çekiyor gibi. Steve ona bir şey olmasından deli gibi korkuyordu.

"Burası." Wanda'nın işaret ettiği yere Tony ateş etti ve kapı gürültüyle yıkıldı. İçeriden Elvin'in çığlığı duyulunca Hulk tekrar çileden çıktı. İçeri girdiklerinde Elvin'i ve onun başındaki üç ajanı gördüler. Elvin'in kaşı patlamıştı ve görünüşe göre karnında bir yarası vardı. Steve ve Tony oldukça sinirliydiler. Wanda kızıl sislerini adamlara yönlendirerek silahlarını ellerinden aldı. Hulk ve Tony adamları hallederlerken Steve Elvin'i kucaklayıp oradan çıkardı.

"Elvin iyi misin?"
"İyiyim Steve." Steve asla ikna olmuyordu. Wanda'yla birlikte onu jete götürürken berbat hissediyordu. Onu koruyamadığını düşünüyordu.
"Steve sakin ol!" Steve, Elvin'in uyarısını duyana dek ne kadar hızlı gittiğinin farkında değildi. Onun canını acıtmış olma ihtimaliyle şimdiden pişman olmuştu.

"Özür dilerim birtanem. Canını yaktım mı?" Elvin başını onun boynuna koydu. Karnındaki kesik fazlasıyla canını yakıyordu ama bunu Steve'e söyleyip onu üzmeyecekti.
"Hayır iyiyim." Onlar jete ulaştıklarında parçalanmış olduğunu gördüler. Ancak Jarvis yedek bir jet çağırmıştı. Ve o da inmek üzereydi. Jet iniş yaptığında Tony ve Bruce da ekibe katılmıştı. İkisi de fazlasıyla endişeliydi.

"Elvin iyi misin?"
"İyiyim endişelenmeyin." Elvin medikaldeki sedyeye oturup karnındaki kesiğini dikmek için hazırlandı.
"Kendi kendini dikemezsin!" Tony'nin sesi üzerine Elvin göz devirdi.
"Ben gayet iyiyim ve kendi kendimi dikebilirim." Herkesin tüm itirazlarına rağmen kimseye aldırmadı ve yarasını kendi dikmeye başladı ancak Bruce buna izin vermeyip kardeşinin yarasını kendi dikti. Daha sonra sedyeye uzanıp kuleye ulaşmayı bekledi.

Kuleye ulaştıklarında Steve, Elvin'e yürümesi için yardımcı oluyordu. Elvin, bir şeyi olmadığını ifade etse de Steve onun için fazla endişeleniyordu.
"Önce Natasha'yı görmeliyim." Steve onayladı. Elvin'i bundan vazgeçiremeyeceğini biliyordu.
"Jarvis Natasha nerede?"
"Bayan Romanoff'un sancıları çok arttı. Medikalde."

Bu kez herkes medikale koştu. Elvin herkesi geride bırakıp müdahale odasına başladı. Oldukça acı çeken Natasha'ya yaklaştı.
"Geldim Nat, geldim."
"Elvin daha erken değil mi?" Elvin onun elini tutup konuştu.
"Sakin ol sadece bakacağım tamam mı? İyi olacaksın." Elvin onu muayene ettiğinde bir küfür mırıldandı.
"Natasha doğum başlamış."

Sonraki 10 saat kızıl ajan için acılı geçti. Minik Banner doğmak için fazla aceleciydi. Natasha erken olduğu için bebeği kaybetmekten korkuyordu. Elvin ise hem Natasha'yı hem de bebeği kaybetmekten. Doğum en az hamilelik kadar riskliydi. Elvin ise Natasha'ya bir şey belli etmemek ve her şey yolunda gibi davranmak için çok çabalıyordu.

Bruce ise yaşadığı bunca şokun üzerine sakin kalmaya çalışıyordu. Önce kardeşini kaybetmekle yüz yüze gelmişti şimdi de eşini ve çocuğunu. Sadece sakin olmak ve yeşile dönmeyi engellemek istiyordu.

Bebek doğduğunda Natasha'nın çığlıkları kesilmişti. Bedenini bir rahatlama almıştı ama bebekten yükselen bir ağlama sesi yoktu.
"Niye ağlamıyor? Elvin?!" Son derece panikti. Elvin ise hemşirenin yardımıyla bebeği bir örtüye sardıktan sonra kontrol etti. Bebeği biraz rahatsız edip ağlamasını sağladı. Bu kez Natasha da rahatlamıştı.

"Erken doğduğu için hala karnında uyuduğunu sanıyor." Natasha göz yaşlarıyla tavana bakarken söylendi.
"Çok korktum." Elvin bebeğini onun yanına götürdüğünde Natasha'nın ağlaması daha da şiddetlendi.
"Hoş geldin Junior Elvin Banner."

Bu bölüm pek içime sinmedi ve bir sonraki bölüm final olabilir👉🏻👈🏻

Oy verip yorum yapmayı unutmayın😘

Doctor/ Rogers(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin