İyi okumalar😘
*5 Yıl Sonra*
"Alan Rogers ve Steven Grant Rogers. Ortadan kaybolan dondurmalar hakkında bir bilginiz var mı?" Elvin, oğlunun odasının kapısında durmuş içeri bakıyordu. Steve bir an için Alan'e pijamalarını giydirmeyi bıraktı. Alan ise yakalanmanın verdiği gerginlikle babasına bakıyordu.
"Dondurmalar.."
"Anne hepsini babam yedi!"Alan koşarak annesinin kucağına atladığında Elvin gülerken Steve şaşkınca oğluna baktı. Steve'in oğlu huy olarak kesinlikle ona benzemiyordu.
"Ben mi yedim?" Steve kaşlarını çatmış, yalanın kötü bir şey olduğuyla ilgili nutukta bulunacakken Elvin onu durdurdu.
"O daha çocuk Steve."Oğlunun sarı saçlarına bir öpücük bıraktı ve onu yatağına yatırdı.
"Bugün ne okumamı istersin bebeğim?"
"Bence Pinokyo okumalısın hayatım." Elvin Steve'in imasına gülerken Alan hala suçunu kabul etmiyordu. Babasını dondurma yemeye ikna ederken tüm suçu üzerine alacağının sözünü vermişti halbuki."Çizmeli kedi okur musun anne?" Elvin oğlunun bozuk konuşmasıyla istediği şeye güldü. Alan kesinlikle çok tatlı bir çocuktu. Tip olarak Steve Rogers'ın küçük bir kopyası gibiydi. Sarı saçları, belirgin mavi gözleri ve kıpkırmızı doldun dudaklarıyla karizma olarak doğmuş bir çocuktu. Zekasını annesinden aldığı şimdiden anlaşılıyordu. Ancak babası kadar inatçı bir çocuktu. Steve bile bazen onun inatçılığı karşısında pes ediyordu.
Elvin masalın yarısında oğlunun uyuduğunu görünce kitabı kapattı ve yerine koydu. Oğlunun alnına bir öpücük bıraktı. Gece lambasını açıp ışığı kapattı ve kendi odalarına adımladı. Elvin odaya girdiğinde Steve de duştan çıkmıştı. Belindeki havlu ve üzerindeki su damlacıkları Elvin'e hiç iyi şeyler düşündürmüyordu. Kapıyı yavaşça kapattı ve Steve'e ilerledi.
"Rogers?"
"Rogers?" Elvin onun sakallarında parmaklarını gezdirirken Steve ellerini onun kalçasına koydu.
"Uzun süredir bir şeyler yapmadık?" Steve ihtiyaçla onu öptü.
"İki hafta oldu." Elvin kıkırdadı. Alan doğduktan sonra birlikte olmaları sayıca artsa da süre olarak kısalıyordu. Alan en ufak bir seste uyanıyor ve annesini yanında istiyordu."Elvin sessiz olmak zorundasın." Steve onun pijama şortunu indirirken Elvin de onun havlusunu düşürdü.
"Sen benden daha çok ses çıkarıyorsun Steven." Steve onu kucaklayıp yatağa taşıdı ve Elvin'in üzerindeki son kıyafet parçalarını da çıkarırken söylendi.
"Hızlanmam için yalvardığında bunu sana hatırlatacağım bebeğim."
"Siz çok ahlaksız biri oldunuz bay Rogers."***
"Anne bu küçük canlılar buraya nasıl sığmış?" Elvin oğlunun cümlesine güldü.
"Şimdi biz onları büyük görüyoruz ama aslında çok küçükler. Bu yüzden her yere sığabiliyorlar." Alan başını mikroskoptan kaldırıp hayran bakışlarıyla annesine döndü. Annesinin laboratuvarında vakit geçirmeyi seviyordu. Şimdi yaptıkları gibi hücreleri, bakterileri incelemeyi ve onlara isim takmayı seviyordu."Anne bu yeşil şey Bruce amcama benziyor. Ona Hulk diyebilir miyiz?" Elvin hoş bir kahkaha attı.
"Bruce amcana söylemezsen diyebiliriz."
"Söylemem!" Sonra tekrar mikroskopa eğildi.
"Senin adın Hulk, yeşil ve tatlı şey." Sonra tekrar annesine döndü.
"Duymuş mudur beni?"Elvin onu yeme istediğine daha fazla karşı gelemedi. Oğlunu kucağına alıp yanaklarına kocaman öpücüklerini bıraktı.
"Duymuştur. Senin gibi yakışıklı bir çocuğu herkes duyar." Alan utandığı için yanakları hafiften kızarmaya başladı. Elvin onu öpmeye devam ederken evin kapısınıza açıldığını duydular.
"Hayatım ben geldim! Küçük bir misafirimiz var."
"Geliyoruz canım."Elvin önce oğlunun önlüğünü sonra kendininkini çıkardı. Birlikte laboratuvardan çıkıp salona adımladılar. Steve elinde bir köpek yavrusu tutuyordu. Diğer elindeki pizza kutularını mutfak tezgahına bırakmıştı.
"Baba bu çok tatlı!" Alan çoktan babasının yanında durmuş yavruyu sevmeye başlamıştı.
"Bağırma bebeğim, onu ürkütmek istemezsin değil mi?"Alan sakince kafa salladığında Steve köpeği nazikçe onun kucağına baktı.
"Onu nereden buldun Steve?" Yavru köpek bir hayli hırpalanmış görünüyordu.
"Yol kenarında buldum hayatım. Pek iyi şeyler yaşamadığı belliydi. Ben de onu bir veterinere götürdüm. Ayağı biraz incinmiş. İyileşene dek burada kalabilir mi?" Şimdi Alan da annesine tatlı bakışlar atıyordu. Elvin buna tabiki hayır demeyecekti. Ancak aynı bakışları atan baba-oğulun ne kadar tatlı olduğunu düşünmeden edemedi."Kalabilir."
"Yaşasın!" Tatlı köpeği dinlenmesi için bir minderin üzerine bıraktı. Kendileri yemek yemeden önce Steve'in gelirken aldığı köpek mamasını da köpeğin önüne bıraktılar. Alan'ın okyanus mavisi gözleri köpeğe bakarken parlıyordu. Onu hem sevmek istiyor hem de incitmekten korkuyordu."Anne ona bir isim vermeliyiz." Elvin onun önüne kocaman bir pizza dilimi bırakırken güldü.
"Ne olmasını istersin?" Alan pizzasını yerken düşünmeye başladı. Ona sevdiği bir şeylerin adını vermek istiyordu. Ama ne olabileceği konusunda emin değildi.
"Buldum! Marshmallow!" Elvin ve Steve ona güldüler. Köpeğine en sevdiği şekerlemenin adını vermek tam Alan'e göre bir hareketti.
"Çok güzel bir isim bulmuşsun birtanem."Alan gururla gülümsedi ve yemeğine devam etti. Yemekten sonra koşarak odasına çıktı ve en sevdiği oyuncağı getirdi. Marshmallow'un yanına oturarak onunla oynamaya başladı. Marshmallow da onu sevmiş olacak ki heyecanlı hareketlerle Alan'ı izliyordu. Ayağı incindiği için pek hareket edemiyor ama kuyruğunu hızla sallayarak heyecanını belli ediyordu.
Elvin ve Steve ise koltukta oturmuş onları izliyorlardı.
"Sıkı bir dostluğun başlangıcı gibi görünüyor." Elvin güldü.
"Kesinlikle. Sushi ve Pietro gibi." Steve onun yanağına bir öpücük bıraktı.
"Belki bir kardeşleri daha olur? Alan bir kız kardeşinin olmasını çok istiyor. Sen de istemez misin?"
"Kız kardeşimin olmasını mı?"Steve onun bilerek anlamamazlıktan geldiğini biliyordu.
"Hayır bebeğim. Kızının olmasını." Elvin derin bir nefes alarak ona baktı.
"Bilmiyorum Steve. Onunla ilgilenebilecek miyiz? Ona iyi bir hayat sağlayabilir miyiz?" Steve onu sıkıca sardı.
"Alan içinde aynı şüphelerin vardı. Bak, ne kadar harika bir çocuk oldu. Sen dünyanın en iyi annesisin. Çocuklarınla çok iyi ilgilendiğini herkes biliyor. Sadece sen bilmiyorsun."Elvin sadece kabul etmekte zorlanıyordu.
"Bu ikna konuşmasını daha önce çalıştın mı Rogers?" Steve güldü.
"Hayır. Ama seni ikna edecek her şeyi yapabilirim."
"Anne." Onların bakışları Alan ve Marshmallow'a döndü.
"Efendim birtanem?"
"Herkesi bize çağırabilir miyiz?"
"Herkesi?"
"Tony amcamları, Bruce amcamları, Alice teyzemleri ve James amcamı. Onları köpeğimle tanıştıracağım. Yeni bir Avenger var burada."Elvin ve Steve onu gülerek onayladılar. Steve yerinden kalkıp ona ilerledi.
"Neymiş bu yeni Avenger'ın süper gücü?" Alan heyecanla konuştu.
"Kaptan Amerika ve küçük Amerika'nın harika tatlı köpeği! Her şeyi hissedebiliyor!" Elvin ve Steve bir kahkaha attılar. Tony, Alan'e küçük Amerika diyordu. Bu yüzden Alan da süper kahraman adının bu olduğunu sanıyordu.
"Ve karşınızda Marshmallow Amerika!"Alan& Marshmallow Rogers
Karşınızda Rogers ailesi...🥺🖤
Bir maceramız daha sonlandı. Duygusallığım tuttu iyice. Sizi seviyorum, yeni satırlarda görüşmek üzere🖤 bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim 🙏🏻🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctor/ Rogers(Tamamlandı)
FanficSteve Rogers'ın bedeni buzdan çözülmüştü. Ama doktor, onun kalbini de buzdan çözdü. 🎖 #1 ChrisEvans 🎖 #2 robertdowneyjr