"Rogers?" "Banner?"

5.7K 371 244
                                    

İyi okumalar😘

"Solundayım!" Steve, Elvin'in yanından geçip gittiğinde Elvin sinirle bir nefes aldı. Bu sabah Steve ona koşuya çıkmayı teklif etmişti. Elvin de kabul etmişti. Ama Steve bir süper asker olduğu için Elvin parkın etrafında 5. turunu atarken Steve kim bilir kaçıncı turunu atıyordu. Ve bu Elvin'i sinir ediyordu.

"Solundayım!" Elvin yere oturup bacakları için ağlamak istiyordu ama pes edemezdi. Rogers'dan intikamını almalıydı. Aklına gelen şeyle sırıttı. Ne yapacağını bulmuştu. Koşuşunu çaktırmadan yavaşlatıp Steve'in ona yaklaşmasını bekledi. Yaklaştığını hissettiğinde kendini hamlesine hazırladı.

"Sol-" Elvin, yanından geçen Steve'in sırtına atlayıp bacaklarını bir koala gibi ona sardı. Steve başta tökezlese de dengesini sağlaması kısa sürdü. Olduğu yerde durup sırtındaki sevgilisine seslendi.
"Hey! Ne yaptığınızı sorabilir miyim bayan Banner?" Elvin zaferiyle bir kahkaha attı.
"Eğer bir kere daha 'solundayım' deseydin seni öldürmek zorunda kalacaktım."

"Demek pes ediyorsun?" Elvin, Steve'in omzuna vurarken konuştu.
"Ben süper asker değilim Steve. Bu yüzden sen hile yapmış sayılıyorsun. Ceza olarak beni kuleye kadar böyle götürmek zorundasın." Steve güldü.
"Sadece ceza olarak yani, bacakların iflas ettiği için değil?" Elvin sevgilisinin sırtına biraz daha yerleşirken konuştu.
"Kesinlikle."

Kollarını Steve'in boynuna sarıp yanağını yanağına yasladı ve yolculuğunun keyfini çıkardı. Yol boyunca Steve'in boynunu öperek, tiki olduğu noktaya üfleyerek onun sabrını denemişti.
"Bunun intikamını alacağım Banner!"

Birlikte ortak salona girdiklerinde saat henüz erken olduğu için ortalıkta kimse yoktu. Kendine yeni bir kahve yapan Tony dışında.
"Çifte kumrular ne yapıyorsunuz bu saatte?" Elvin'in Steve'in sırtında olduğunu görünce gülerek ekledi.
"Ve bu halde?"

"Koşuya çıkmıştık Tony. Elvin'in bacakları iflas edince onun buraya gelmesine yardımcı oldum." Steve, Tony'nin onlarla ilgili bir duruma karışmasını sevmiyordu. Ama Tony devam etti.
"Şimdi de odasına çıkıp duş almasına yardım edeceksin o zaman?"
"Tony!"

Elvin gülerken Steve'in yanakları kızarmıştı. Tony'yi dikkate almayıp merdivenlere yöneldi. Elvin'in odasının önünde durdular ve Elvin Steve'in sırtından indi. Steve'in yüzünü avuçları arasına aldı.
"Tony'yi takmıyorsun değil mi?"
"Böyle saçma konuştuğunda ve sana yakın olduğunda sinirlerimi bozuyor." Elvin onun yanağını okşarken konuştu.

"Tony benim en yakın arkadaşım Steve. Tamam aşırı yakın olmayacağız ama yanımda olacak biliyorsun." Steve iç çekti.
"Biliyorum. Ne yazık ki."
"Tony benim kardeşim Steve. Hatta daha çok abim gibi."
"Tamam tamam biliyorum." Elvin gülümseyerek onun dudaklarına bir öpücük bıraktı ve duş almak için odasına girdi.

Kahvaltının ardından Elvin soluğu Tony'nin yanında aldı. Yeni projeleri vardı ve onları gerçekleştirmesi için bir Stark'a ihtiyacı vardı.
"Sevgilinle olman gerekmiyor mu?" Elvin buna göz devirdi.
"İş konuşmaya geldim Stark." Tony'nin kaşları şaşkınlıkla havalandı. Elvin'in ona soyadıyla seslenmesi bir uyarıydı. Ardından ciddi şeylerin geleceği uyarısı.
"Dinliyorum bayan Banner."

"Jay-jay, Elvin laboratuvarda mı?" Steve sevgilisinin yanında olmak istiyordu. Ama onu işinden de alıkoymak istemiyordu.
"Patronum bay Stark'ın yanında, bay Rogers." Steve kaşlarını çattı. Aslında kıskanmaması gerekiyordu. Ama elinde değildi.
"Neden olduğunu biliyor musun?"
"İş, bay Rogers." Steve, Elvin'in yaptığı yapay zekadan laf alamayacağını anlayınca spor salonuna indi. Birkaç kum torbası patlatmak iyi olabilirdi.

Elvin ve Tony saatlerce Elvin'in taslakları üzerinde çalıştılar. Aslında taslaklar kusursuzdu. Ama Stark dokunuşu da gerekiyordu. Birlikte aldıkları birkaç kararla yenilikler yapıp bazı şeyleri değiştirdiler. İkisi de öğle yemeğini atlatıp akşam yemeğine dek garajda çalıştılar. Akşam yemeğinden hemen önce Steve artık sevgilisini görmek istediği için garaja indi.

"Saatlerdir ne yapıyorsunuz burada? Tony, sevgilimi çok çalıştırıyorsun!" Steve kollarını Elvin'e doladığında Elvin gözlerini kapatıp onun kokusunu içine çekti.
"Sevgilin beni çalıştırıyor Rogers. Onun projesi." Elvin, Steve'in dudaklarına yöneldiğinde Tony bıkkınlıkla konuştu.
"Gözümün önünde yiyişmeyi keser misiniz?!" Elvin ona dönüp sinirle konuştu.

"Pepper'dan önce ben vardım Tony ve senin tek geceliklerini bu evden ben şutluyordum. O yüzden kapa çeneni, sevgilimi öpeceğim!" Steve bu cümleye sırıtırken Tony söylene söylene garajın kapısına ilerlemeye başladı. Elvin büyük bir zevkle sevgilisini öperken yine Tony'nin bağırışını duydu.
"Banner! Rogers kardeşini yiyor!"

Bruce, kardeşinin mutlu olduğunu gördüğü için bu ilişkiye sesini çıkarmamıştı. Ama daha önce yaşadıkları yüzünden Steve'i bir kenara çekip tehdit etmeyi de unutmamıştı. Ona, eğer kardeşimi üzersen New York savaşından sonra Loki'yi nasıl dövdüysem aynısını sana yaparım Rogers, demişti. Steve ise masumca başını sallamış ve Bruce'un sinirlenmemesi için bir şey söylememişti.

Yemekten sonra salonda Elvin, Natasha ve Wanda'yla konuşuyordu. Steve, Bruce'un yanında Elvin'le yakınlaşmayı istemiyordu. Bruce da inatla salondan ayrılmıyordu. Kardeşinin mutlu olmasını istese de birazcık kıskanıyordu.

Steve ise Bucky ile konuşarak geceyi atlatmaya çalışıyordu. Bruce'dan çekiniyordu. Ayrıca Tony yüzünden kuledeki herkes ne olup bittiğini çok net bit şekilde biliyordu. Ama Elvin rahatsız olmuyorsa Steve için de bir sorun yoktu.

Gecenin sonunda herkes odalarına dağılmıştı. Elvin üzerini değiştireceği esnada kapı açıldı. İçeri Steve girince Elvin tek kaşını kaldırıp ona baktı. Steve ona ilerlerken gülümsüyordu.
"Bu sabah alacağımı söylediğim bir intikamım vardı hatırlıyor musun?" Elvin istemsizce geri geri giderken konuştu.
"Yoo. Hiç hatırlamıyorum." Elvin'in sırtı duvarla buluştuğunda Rogers'ın kolları da belini buldu.

"Hatırlatmamamı ister misin?"
"Fena olmaz." Steve dudaklarını Elvin'le buluşturdu. Bu öpücük gittikçe daha tutkulu bir hal alırken ikisi de bu işin nerede bittiğini biliyordu. Dudakları, sadece kıyafetleri çıkarmak için ayrılıyordu. Gecenin sonunda birbirlerinin kulağına fısıldadıkları sevgi sözcükleriyle ikisi de huzura kavuşmuştu.

Sabah ilk uyanan Steve oldu. Elvin'in sabah huysuzluğunu bildiği için onu uyandırmadı. Göğsünde uyumasını izlemek bile Steve'e huzur veriyordu. Bir süre onu izledikten sonra dayanamayıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Uyanmasından çekiniyordu ama öpme dürtüsü daha ağır basıyordu.

Elvin yüzüne bırakılan öpücüklerle uyandığında sırıttı.
"Steve." Mırıldanarak kendini onun göğsünden çekip geriye yattığında Steve tekrar onun yüzüne eğildi.
"Günaydın."
"Günaydın." Steve onun boynuna yöneldiğinde Elvin ona biraz daha yer açtı. Hem kalkmaları gerektiğini biliyor hem de ona hayır diyemiyordu.

"Duş almamız lazım."
"Alalım." Steve onu bir bebek gibi kucaklayıp kalktığında Elvin güldü ve bacaklarını ona doladı. Küvete girerlerse çıkamayacaklarını bildikleri için kabine yöneldiler. Kısa bir duşun ardından Elvin giyinme odasına yönelirken Steve dün geceki kıyafetlerini giyip, temiz kıyafet giymek için odadan çıktı. Kapıyı kapatırken duyduğu sesle yerinde sıçradı.

"Rogers?" Steve arkasını döndüğünde sesin sahibine baktı.
"Bruce."
"Neden sabahın bu saatinde, saçların ıslak bir şekilde benim kardeşimin odasından çıkıyorsun?" Steve yutkundu. Ona kardeşiyle birlikte olduğunu söylese Bruce'un, Hulk'a dönüşmesi kaç saniyesini alırdı?

Rogers'ın artık masum değil anne ksjsjsjskks
Bölümün sonu beni çok eğlendirdi. Niye bilmiyorum. 🤷🏻‍♀️
Oy verip yorum yapmayı unutmayın 😘

Doctor/ Rogers(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin