"I get some pills but not some help
From love junkies in their private hell
I wanna know euphoria
Green light, red wine, and I don't feel fine"6 Kasım 2020
Saat 18:33Uzun koridoru baştan sona kaplayan renkli camların desenleri zemine yansırken Silahlı Dedektiflik Bürosu çalışanları Fukuzawa-sensei en önde, Dazai ve Shoya en arkada -ikişerli üçerli şekilde- önlerindeki görevliyi takip ederek sessizce yürüyorlardı. Dazai, yavaşlayarak önündeki Kyuusaku'nun elinden tutmuş heyecanla yürüyen beyaz saçlı çocukla arasını biraz açtı. Yanında ona bakan kıza ceketinin altına gizlediği küçük şırıngayı uzattı. "Bunu ona saplamalısın." dedi sessizce.
"Neden ben?" Kız sinir ve merakla kendinden oldukça uzun çocuğun elindeki şırıngayı ittirdi. "Çünkü ben 1.81 cm boyundayım ve insanlar yakışıklılığımdan gözlerini alamıyorlar. Göze batmamam imkansız."
"İçindeki şey ne?" İkili olabildiğince sessizce tartışırlarken Kunikida birkaç metre önde onlara dönerek bağırdı. "Oi, oyalanmayı kesin." Kunikida'nın sinirli ve şüpheli yüzüne karşı azalanmış çocuklar gibi başını eğerek hızlandı Shoya. Herkes tekrar önüne döndüğünde avcunun içindeki şırıngayı tekrar kıza uzattı Dazai. "Lütfen, bunu açıklamaya vakit yok. Sadece bana güven."
Karşısındaki kahverengi gözlere sinirle bakıp elinden şırıngayı çekti genç kadın. "Senden nefret ediyorum." diye fısıldadıktan sonra elbisesinin göğüs kısmında dikkat çekmeyecek bir yere sıkıştırdı. Dazai, gülümseyerek ensesinde ellerini birleştirdi. Her şey tereyağından kıl çeker gibi kolay olacaktı.
Yeşil elbiseli kız sinirle adımlarını hızlandırırken onlara yol gösteren görevli açık olan büyük kapının önüne geldiğinde kenara çekildi ve eğildi. Yirmi ikinci katta, Şehrin neredeyse tamamını göz önüne seren boydan boya camlı, ortada devasa boyutlarda bir masa olan, mum ve gösterişli bir avizeyle aydınlanan odaya baktılar hep birlikte.
"Buraya gelmeyeli uzun zaman oldu ha?" Shoya, tek ayağı üstünde Dazai'ye doğru fısıldadı. Eskiden bu odada görevle ilgili ayrıntıları görüştükleri yemekler yerlerdi. Dazai onu sinirlendirdikten sonra Chuuya'nın küsüp üzerine oturduğu avize bile hâlâ aynı avizeydi. O gün saatlerce oradan indirememişti Dazai turuncu saçlı çocuğu. Önemsediğinden değildi o zamanlar, sadece azar yemek istemiyordu.
İki dost gözlerini odada gezdirdikten sonra ancak orada bekleyen Liman Mafyası üyelerini fark ettiler. Kapının sağ tarafında sırayla Mori, Kouyou, henüz tanışmadıkları geleneksel kıyafetli küçük kız, Kaaji, Tachihara, Gin, Akutagawa, Higuchi ve Chuuya duruyordu. Hepsi genellikle alıştıkları Liman Mafyasından farklı görünüyorlardı. Gin, güzel siyah saçlarını örmüş, uzun lacivert bir elbise giyiyordu, Tachihara saçlarını taramışa benziyordu. Chuuya ve küçük japon kızı dışında hepsinin yüzünde bir gülümseme vardı. Onlar, uysallardı. "Hoş geldiniz Fukuzawa-dono." Hepsi saygıyla eğilerek selam verdi.
Mori'nin o soğuk sesiyle birlikte Fukuzawa, konuşmak için ağzını açmıştı ki Dazai birden öne çıkarak parmağını kimonolu kıza doğrulttu. "Ahhh, sen beni kaçırmıştın!" Kunikida, Dazai'nin saçlarından tuttuğu gibi geriye savurdu. "Kes sesini, seni salak!"
Mafyadakiler gördükleri şey hoşlarına gitmiş gibi kıkırdadılar. Sonuçta mafyanın en genç yöneticisi, düşmanın altını ıslatma sebebi olan Dazai Osamu'nun itilip kakılarak azarlandığını her gün göremiyorlardı. Fukuzawa ikisini görmezden gelerek hafifçe eğildi. "Teklifiniz için teşekkür ederiz Mori-sensei."
Büyük kapıdan sırayla içeri girerlerken Dazai gözünü, bordo takım elbisenin içindeki asık suratlı küçük şeyden alamadı. Daha doğrusu almak istemedi. Beyaz gömlek, siyah yelek, bordo ceket, bordo pantolon, siyah tasma kolye ve o aptal şapkası.. Nakahara Chuuya, asık suratına düşen saçlarını eldivenli eliyle kenara çekip karşısında kendini selamlayan Kunikida'ya gülümsedi. Kunikida'ya. Chuyya. Benim küçük Chuuya'm, gözlüklü bir sırığa gülümsedi. Dazai, hissettiği şeyleri yüzüne yansıtmamak için ekstra bir çaba içine girerken tek adımda ikisinin yanına ulaştı. "Woaa Chuuya! Görüşmeyeli ne kadar uzun zaman oldu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Before We Drift Away | Soukoku
Fanfiction||| Turuncu saçlı adamın gözlerindeki derin okyanusa daldı Dazai. Dalgalarla bir olup ilerledi ve güneş ışığını taşıdı en karanlık yerlere. Bu aşkın yolunu bulmasını sağlamalıydı, birbirlerinden uzaklaşmadan önce... ||| Dazai Osamu + Nakahara Chuuy...