"There was
Sun
Shone down upon me
Felt so warm on me"24 Aralık 2015
Saat 16:07
Harari Kardeşlerin EviÜzerinde harfler olan kurabiyeler, çilekli ve çikolata parçacıklı bir pasta, taze portakal suyu ve etrafta uçuşan renkli balonlar... Küçük beyaz saçlı kız sinirle yerdeki balonlardan birini tekmeledi. "Ama bugün benim doğum günüm!"
"Hayır Noah, efendi ve köle oynamayacağız. Bunu her oynadığımızda bizi zor durumda bırakıyorsun." Shoya ciddi bir yüz ifadesiyle küçük kıza baktı. Noah'ın kızarık gözlerinden bir damla yaş aktığında siyah saçları örgülü kız nefesini sesli bir şekilde dışarı verdi ve dizleri üzerine çöküp küçüğün beyaz saçlarını omuzlarından geriye itti. "Hadi ama, bunun için ağlamayacak kadar büyüdün sanıyordum."
"Sen çok kötü bir ablasın, sümüklü böcek gibisin." Normalde peltek olan konuşması ağladığı için daha da anlaşılmaz olan kıza gözlerini büyüttü Shoya. "Bütün bu kötü hitapları Dazai'den öğreniyorsun değil mi?"
"Osamu senden çok daha iyi bir abla." Örgü saçlı küçük bir kahkaha atarken"Dazai bir abla değil Noah, o bir abi." dedi ve çalan kapıyla ayaklandı. "Gözlerini sil, ağlayarak beni her şeye ikna etmeyi başarıyorsun, küçük şeytan."
Çalan kapıyı açtı ve karşısındaki beş kişilik küçük topluluğa gülümsedi. "Hepinizin gelmiş olmasına çok sevindim, gerçekten..." Shoya'nın bıkkın ve şimdiden yorgun çıkan sesiyle Chuuya içeri adımladı. "Şimdiden yorulmuş olamazsın, parti başlamadı bile."
"Bu gece tek yorulanın ben olmayacağını bilmek içimi biraz rahatlatıyor aslında." Shoya kenara çekilip herkesin içeri girmesini bekledi. "Nasıl yani?" Tachihara'nın ardından kapıyı kapatıp sırtını kapıya yaslarken karşısında soru işaretleriyle kendine bakanlara gülümsedi. "Noah... Efendi ve köle oynamak istiyor. O şeytan ağlayarak beni ikna etti."
"Çabuk çekil kapının önünden!" Dazai, kızın kapıya yaslanmış omzundan tutup çekmeye çalıştı. "Olmaz Dazai, içeri girdiğiniz anda bu gece yaşanacak her şeyi kabul etmiş oldunuz."
"Shoya-san, bunun için çok gencim, her şey olur ama bu olmaz, lütfen." Tachihara korkuyla kızın kapı kolunu sıkı sıkı tutan eline uzanırken Shoya "Asla! Beni onunla yalnız bırakamazsınız!" diye bağırdı.
Kenarda paniklemiş Dazai ve Tachihara'yı izleyen Chuuya kıkırdadı. "Bu kadar korkak olmayın, en fazla yine Sailor Moon kostümü giyersiniz."
"Noah'ın seni hep yanına alıp tüm olanları dışarıdan izlemene izin verdiği için kendini şanslı sanıyorsun, değil mi sümüklü?" Dazai'nin bandajsız sol kaşı havaya kalktı. "Benimle düzgün konuş seni si-"
"Gin!" Küçük kız koşarak hole çıkarak siyah saçlı kıza sarıldı. Noah'ın ortama girmesiyle herkesin dikkati dağılmıştı. Shoya bunu kullanarak hepsini salona sürükledi. "Hadi, kapının önünde beklemeyelim artık."
Herkes koltuklara dağılırken Ryuunosuke, küçük beyaz saçlı kızın elinden tutarak kendi etrafında döndürdü. "Bir gecede büyümüşsün, Noah-chan."
"Ryuu... Hâlâ kontrol etmekte zorlanıyoruz, elleriyle fazla temasa..." Shoya'nın endişeli kısık sesine gülümsedi Akutagawa. "Merak etme Shoya-san, Rashoumon bu yüzden var." Genç çocuğun elini bir eldiven gibi saran yeteneğini fark etti örgü saçlı kız.
Birkaç ay önce Noah'ın yeteneği birden bire ortaya çıkmış ve başlarına büyük belalar açmıştı. Birçok farklı koruma yöntemi denemişlerdi hatta Mori-sensei'e bile danışmışlardı ama şimdilik bir çözüm bulamamışlardı. Bunu bir oyun haline getirip, etraftaki canlıları korumaya çalışırken çok zorlanıyordu ama başka çaresi yoktu. Sadece kıyafetlere dokunmak gibi bir kandırmaca ile küçük kızı biraz olsun durdurmayı başarmışlardı ama gözünü üstünden ayırma hatasına düşme şansı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Before We Drift Away | Soukoku
Fanfic||| Turuncu saçlı adamın gözlerindeki derin okyanusa daldı Dazai. Dalgalarla bir olup ilerledi ve güneş ışığını taşıdı en karanlık yerlere. Bu aşkın yolunu bulmasını sağlamalıydı, birbirlerinden uzaklaşmadan önce... ||| Dazai Osamu + Nakahara Chuuy...