- 3 -

1.5K 78 8
                                    

Yatakta bağlı adam gülmekle meşgulken tepesindeki boğazına sarıldı ve sıkmaya başladı. Adamın yüzü kıpkırmızı oldu. Alnındaki damarlar belirginleşti, ardı ardına garip sesler çıkarmaya başladı. Boğulup ölmesinden korkan adam ellerini geri çekti. Çünkü bu kadar kolay ölmesini istemiyordu.

"Şimdi gördün mü? Neyin komik olduğunu."

Yeniden nefes almaya başlayan adam sayısız kez öksürüp derin derin nefes aldı. "Senin derdin ne, aptal."

Dakikalardır gülüyordu çünkü ışığa çıkan adamın yüzünde maske takılıydı. Maskenin kaş yerleri ve dudakları kırmızıydı. Yanak kısmında birer tane olmak üzere iki kırık kalp resmi çizilmişti. Diğer boşta kalan yerleri ise tamamen beyazdı. Adama komik gelen şey bunun saçmalık olduğu düşüncesiydi. "Tüm bu Amerikan filmi saçmalığı da ne?" Diye sordu.

Tepesinde bekleyen adam yerine hala karanlıkta olan adam cevap verdi. "Göreceksin ne olduğunu. Efendi'nin yanında sadece ölüm var. Efendi'nin yanında adalet var."

Yataktaki adam bu sefer karanlıkta dikilmekte olan adama döndü. "Sen nesin? Onun yancısı falan mı?" Karanlıktaki yine cevap vermedi. Cevapsız kalmaya devam eden sorular yüzünden adam artık delirmek üzereydi.

Maskeli olan birkaç saniye gözden kayboldu. Adam kafasını kaldırıp bakamadığı için nereye gittiğini göremiyordu. Kulaklarına tıkırtı sesleri geldi.

Maskeli yeniden göründüğünde elinde parlayan bir şey olduğunu fark etti. Daha da yaklaşınca elindeki parlayanın makas olduğunu anladı.

Makası ağır ağır adamın göğsüne doğru yaklaştırmaya başladı. Adam ne yaptığını görmek için boynunda itibaren kafasını zorla kaldırınca makasın ağır göğsüne yaklaşmakta olduğunu gördü, gözleri yerinden fırlayacak gibi belirginleşiyor nefesini kontrol edemiyordu. "O makasla ne yapıyorsun? Bırak beni aptal herif."

Maskeli, boynundan taraf adamın tişörtünü tuttu ve aşağı doğru ağır ağır kesmeye başladı. Boydan boya kestikten sonra kesilen yerleri sağa ve sola doğru açarak adamın göğsünü ve karnını ortaya çıkardı. "Ne yaptığını zannediyorsun?" Sorusuna yine cevap alamadı.

Maskeli, yeniden gözden kayboldu. Bu sırada hala karanlıkta bekleyen elleri arkasında hiç istifini bozmadan gayet sakin olanları izliyordu. Adam kurtulmak için çırpındı. Defalarca kez zorladı ellerindeki ve ayaklarında kemerlerden kurtulmak için ama birisi çözmedikten sonra ya da kemerler kesilmedikten sonra kurtulmasına imkan yoktu.

Maskeli geri geldiğinde karanlıktaki sandalyesine oturdu. Elinde bir tabak ve tabağın içinde de et vardı. Yayılan kokudan anlaşılacağı üzere baharatlıydı. Adam, yüzündeki maskeyi çıkardığını fark etti ancak gözlerini kısarak ileriyi ne kadar görmeye çalışsa da oturduğu yer öyle karanlıktı ki yüzünü hiç ama hiç seçemiyordu.

"Oturup şimdide yemek mi yiyeceksin?"

"Neden? Et sevmez misiniz?"

"Kes şunu artık. Bu bir oyunsa hiç komik değil. Buradan kurtulduğumda sana bunların bedelini ödeteceğim ucube."

Güldü. "Demek buradan kurtulacağınızı düşünüyorsunuz." Karanlıkta bekleyen adama döndü ve parmağını şaklattı. "Bilirsin yemek yerken rahatsız edilmeyi sevmem." Dedi.

Karanlıkta bekleyen adama yaklaşmaya başladı. Nihayet onunda yüzünü görebilecekti. Ama hayır onun yüzünde de maske vardı. Diğerinin aksine maskesi sadece maviydi. Başka hiçbir renk, desen ya da şekil yoktu.

"Tüm bu maske..." Adamın sesi ağzına tıkılan bez parçası yüzünden homurtuya dönüşüp kesildi.

Beyaz maskeli olan yemeğini yemeyi bitirmişti. Kucağında duran tabağı yere bırakıp mavi maske takana döndü. "Peçetemiz var mı burada?" Diye sordu. Mavi maskeli: "Yok." Dedi tok ses tonuyla.

"Ne yazık." Derken çoktan yatakta bağlı olan adamın yanına gelmişti. Parmaklarına bulaşmış etin sosunu adamın çıplak karnına sürerek parmaklarını temizledi. Ardından adamın ağzındaki bezi çıkardı.

"Cidden midemi bulandırıyorsun. Çöz artık beni."

"Fareler eti ve baharatı severler."

"Ne? Et mi? Fareler mi? Ne saçmalıyorsun?"

"Ne saçmaladığımı göreceksiniz. Az kaldı. Çok az kaldı."



Oyuncak Zaferler (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin