Batu'nun yanından ayrıldıktan sonra kalbimde aşırı derece de bir mutlulukla en yakın arkadaşım İlknur'un evinin yolunu tuttum. Kapıyı her zaman ki gibi Sevilay Abla açtığında, gülümseyerek selam verdikten sonra, ayakkabılarımı çıkarıp içeri adım attım. "Merhaba Sevilay Abla, umarım senin kız evdedir?" diye sorarcasına konuştuktan sonra koşarak İlknur'un odasına kapıyı çalmadan pat diye açtıktan sonra aynı anda "İlknur!" Diye bağırdım. İlknur durduğu pozisyonu aniden değiştirip çığlık attı ve sinirle bana baktı. "Allah senin belanı versin Lara! O nasıl bir odaya giriş şeklidir?" Açık yeşil gözleri ile bana sinirli, kaşlarını çatmış şekilde bakıyordu. Evde birşeyler yedik, sohbet ettik, film izledik. Son anlara doğru Batu hakkında konuşmaya başladık İlknur "Ona çıkma teklifi etmeyeceksin değil mi?" Deyince gülmeye başladım ardından "Hayır sadece bir süre takılacağız." İlknur bir kez yutkunduktan sonra ne diyeceğini tahmin ettim ve konuşmasına izin vermeden, ayağa kalkarak, " Ben gidiyorum. Malum, yarın okul var." Bunu hatırlattığımdan arkamdan yastık fırlatarak kızgın olduğunu belli etti. Kahkaha atarak vakit kaybetmeden evden ayrıldım. Tartışmaya dönüşecek konuşmanın hemen bitmesi gerekiyordu bu yüzden gitmeliydim. İlknur'lara çok yakın olan evime gidebilmek için kaldırımda yürürken aklıma bu liste meselesini başlatan ilk anın görüntüleri gözümün önüne geldi.
Bir gün, Beşiktaş'ın sahil kenarındaki bankta otururken, yanıma yaşlı bir teyze yaklaşıp "Neden üzgünsün kızım?" Diye sormuştu. "Ben üzgün olmayayım da kim olsun?" Diye sorduğumda anlatmamı isteyince küçüklüğümden bu yana olan herşeyi kısaca anlatıverdim. Anlatmayı bitirdiğimde "Ah yavrum, bak ben sana ne anlatacağım." Dediğinde meraklı bakışlarla ona bakmıştım. "1999 depremini biliyor musun? Orada bütün ailemi kaybettim. Çocuklarımı, annemi, babamı... Eşim ve ben, o gün Trabzon'da eşimin ailesini ziyarete gitmiştik. Keşke gitmeseydik. Uzun zaman geçti, acısını eşimin bana olan ilgisi ve sevgisi sayesinde atlatabilmiştim. 40 yıldır evliyiz, hâlâ birbirimize deliler gibi aşığız. Aşk olmadan hayat çekilmez ki be kızım, o yüzden kendine aşık olacağın birini bul..." Yaşlı teyzenin eski maazisini anlattıktan sonra sol gözünden bir damla yaş aktığını gördüm ve düşünmeye başladım. Kaybedecek neyim vardı ki? Aşık olamadığımdan dolayı en sonunda aşık olacağım kişi için özellikler belirlemiştim. Listedeki özelliklerin hepsine uyan erkeği sonunda bulmuştum. Batu'nun umursamazlığına ve alaycı davranışlarına aşık olabileceğime neredeyse emindim fakat aklımda tek bir soru vardı: Batu yarın ki buluşmaya gelecek miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sana aşık olmama izin verir misin?
Fiction généraleUmudunu kaybetmiş olan herkese...