lorde - buzzcut season
Edward Hopper/ Gece kuşları
***
Bedenimin içinde bir ruh var.
Ruhun içinde bir yaşam var.
Yaşam içinde ise sonsuzluk.Zihnimi ele geçiren sesler, ruhumun sonsuzluğunuzdan gelen bir kaç hayalet. Istıraptan kaçmışlar, Araf'a sığınmışlar. Onlar bizimle beraber. Onları görmeyi seçmiyorsak suç bizde. Kim en büyük acıları görmek ister ki? Kim kaybettiklerini görmek ister ki? Ben istemem. Ölüm bir bedene uğradıysa, o ruhu almadan gitmesin derim.
"Sesleri duyabiliyor musun yani?" Elindeki siyah tükenmez kalemi durmadan çeviriyor ve dikkatimi dağıtıyordu.
"Tam olarak değil. Sesler var ama birisi kulağıma gelip konuşmuyor. Sadece bir his." Kalemin başına basıyor, çıkan tik sesinin üzerine kalemin ucu dışarıya fırlıyor ve tekrar başına basıyor uç içeri geri giriyordu. Gözlerimi kalemden uzaklaştıramıyordum.
"His... Ama zihninin bölümmüş gibi olduğunu ve birisinin sürekli seninle konuşmaya çalıştığını söyledin." Sıkılmaya başlamıştım. Devlet kontrolü altında bir psikologla görüşmek güzel olabilir gibi gelmişti ama karşımda oturan kadının insan psikolojisinden anlamadığına yemin edebilirdim. Ama buraya gelmek zorundaydım. Çünkü o olaydan sonra iyi değildim ve buna ihtiyacım olduğunu düşünmüşlerdi. Eğer gelmezsem işimi yapmama da izin vermeyecekler ve beni kovacaklardı. Bunu istemiyordum.
"Sürekli değil, Kelsey. Kendi zihnimle diyalog halinde olmam çokta bozuk bir psikolojinin göstergesi değil bence. Bunu hayal kurmak gibi düşünebilirsin.."
"Evet sonu şizofreniye kadar giden çok eğlenceli bir alışkanlıktır." Taviz vermez bir tonla söylediği kelimelerin ardından burnunun ucuna kadar düşmüş siyah çerçeveli gözlüklerinin üzerinden bana baktı. Kadında tam bir memur tipi vardı. Aylardır buraya geliyordum ve hep aynı şekilde siyah düz kalem etek ve beyaz gömlek giyer, saçlarını sıkı bir at kuyruğu yapardı. Hatta saçlarını o kadar sıkı bağlardı ki, alının üstünde saçlarının başladığı bölgede yuvarlak bir şekilde kellik oluşmuştu.
"Senden önce bir psikologla daha görüşmüştüm Kelsey. Ve ona sürekli bir problemim var mı diye sorardım. O da bana derdi ki 'kendinle savaşmaktan başka bir şey yapmıyorsun, iyileşmeden yine silahlarını kuşanıyorsun, çevrende nefes alan her şeyi bir tehdit olarak algılıyorsun. senin bundan başka bir problemin yok' "
İnce kaşları aniden havaya kalkmış ve bana garipser bir şaşkınlıkla bakmıştı. O benim ikinci görüştüğüm psikologdu. İlki ile randevu sürem bittiği için görüşmeyi kesmiştim. Tabi o zamanlar lise sondaydım. O harika bir kadındı ama bir işe yaramamıştı. Bu insanların yaptığı tek şey unutmanızı sağlamak ve yolunuzu bakmanızdı. Kişisel farkındalık kazanmam için uğraşmalarını istemiyordum. Annem ölmüştü benim. Onu unutmamı beklemeleri çok saçmaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRİDİAN
FantasiaBir düşün içinde bir düş mü Bütün gördüğümüz ve göründüğümüz? -fantastik kurgu-