#BLOOD#

39 11 0
                                    


Kapı çalmayan aklıma sövüp duruyordum. İçeriye girdiğimde Chanyeol banyo yapıyordu. Neyseki hemen çıkmıştım. Hiçbir şey görmemiş olmamın rahatlığıyla odadan çıkıp banyoya yaklaştım. Kapıyı tıklatıp içeride birisinin olup olmadığını anlamaya çalıştım. Hiçbir ses yoktu.

Kapıyı yavaşça açıp içeriye girmemle kapıya yapışmam bir oldu. Sırtımda oluşan acıyı görmezden gelip ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi araladım.

Karşımda gördüğüm kişiyle tuttuğum nefesi dışarıya üfledim. Korkudan kalbim hızlanmıştı.

"Kusura bakma unni yanlışlıkla oldu."

Bo-ra dediği şeyin aksine kahkaha atmamak için zor duruyordu.

"Ne oldu Betin benzin atmış. Başka birini mi bekliyordun yoksa?"

Kafasına bir tane geçirip lavabo'da elimi yüzümü yıkadım.

Arkamı döndüğümde olduğu yerde duruyordu. Farklı olan tek şey Bo-ra'nın yanında kollarını göğüsünde birleştirmiş bir adet Na-rae idi.

"Ne bakıyorsunuz öyle?"

"Sen bizden birşey saklıyorsun değil mi?"

"Hayır.Neden sizden birşey saklayayım ki?"

"Sun-Hi yalan söylemeyi hiç beceremiyorsun."

"Ben sana demiştim ama yalan atmayı öğreteyim diye sende dinlememiştin. Belki şuan bilseydin bizi kandırabilir-"

"Bo-ra!"

"Efendim ommacım~"

"Salak salak konuşma."

"Size iyilik de yaramıyor kardeş."

Bo-ra'yı takmayıp bana dönen Na-rae'yle kısa bir süre bakışmıştık.

"Bakıp durma da dökül."

"Peki."

Tabiki de herşeyi anlatmayacaktım.

"Bu sabah bir rüya görmüştüm onun etkisinde kaldım. Bu yüzden de garip tepkiler vermiş olabilirim."

"Başka birşey yok yani?"

Gözlerimi kaçırmamaya dikkat ederek başımı iki yana salladım.

"Bu konuyu sonra konuşacağız ama ilk önce buradan çıkalım."

Hepimiz sırasıyla banyodan çıkınca gözler bize dönmüştü. Acaba sabah banyoya girenin ben olduğumu mu anlamışlardı?

"Ne oldu?"

"Birşey olduğu yok. Sadece banyodan arka arkasına çıkan üç kişiye bakıyoruz. Bunda garipsenecek ne var ki?"

Dedikleri şey içimi rahatlatmıştı. Görmemişti demekki.

"Sizene siz işinize baksanıza."

Bo-ra'nın çıkışmasıyla Baekhyun ellerini havaya kaldırıp konuşmaya başlamıştı.

"Tamam,tamam kızma."

Tam o sırada kapı zilinin çalmasıyla kısa bir bakışma yaşadıktan sonra Junmyeon kapıya doğru yaklaşmaya başlamıştı.

Eline baktığımda gördüğüm silahla şaşırmıştım. Silahla ne yapacaklardı?

"Siz mi gelmiştiniz bende Kyungsoo sanmıştım."

İçeriye giren kişilerle daha çok şaşırmıştım. Bunlar ne ara barışmışlardı?

"Siz ne ara barıştınız?"

Aklımdan geçen şeyi Na-rae söyleyince kısa bir sessizlik oluşmuştu ortamda.

"Biz hiç kavga etmemiştik ki."

Rahat rahat konuşan Sehun'a bakıp diğerlerine sorarcasına baktım.

"Ne demek hiç kavga etmedik? Gözümüzün önünde kavga etmiştiniz ya."

"O sadece göz boyamak içindi."

Rahatlıkları beni çıldırtacaktı.

"Biz boşuna mı si-"

"Şşt sessiz olun birileri yaklaşıyor."

Camdan tarafda bir hareketlilik vardı. Odadaki herkes yere çökmüştü.

"Baekhyun sen kızları bodrum katına götür. Eğer bize birşey olursa gizli kapıdan dışarıya çıkarsınız."

"Ama hyung bende burda kalmak istiyorum."

"Baekhyun ne diyorsam o. Şimdi götür onları buradan."

"Bir dakika bize fikrimizi soran oldu mu?"

Yazarın anlatımından;

Junmyeon, Na-rae'ye bakıp tek kaşını kaldırarak bakmıştı.

"Diyelim ki bize birşey oldu. Sizi sağ bırakacaklarını mı sanıyorsun?!"

Na-rae her ne kadar itiraz etmek istese de yapamamıştı. Kardeşi gibi gördüğü arkadaşlarını tehlikeye atamazdı. Mecburen kabul etti.

Baekhyun yolu göstermek için önden giderken kızlarda onu takip etmeye başlamışlardı.

Sun-Hi arkasını dönüp son bir kere Chanyeol'a baktı. Önüne dönüp yürüyecekti ki gelen silah sesiyle hemen arkasına döndü.

Yerde kan vardı. Gözlerini büyültüp geri dönmek istedi. Yerde yatan Chanyeol'a ulaşmak için çırpındı. Ama sadece çırpınmıştı.

Kızlar kollarına girerek onu aşağıya çekiyordu. Karşı koyamamıştı. Ayaklarında ki tüm güç çekilmiş gibiydi. Göz yaşları teker teker yeri boyluyordu.

Birileri konuşuyordu ama Sun-Hi hiçbirisini duymuyordu. En sonunda kendisini karanlığa teslim etmişti.

Chanyeol ise yarası ağır olmasına rağmen savaşıyordu. Neden canı yanıyordu?

Canının acımaması gerekirdi. O bir karakterdi. Sadece canı azalırdı. Ama öyle olmamıştı.

Dışarısı tam bir kaos'tu. Eve yaklaşan büyük robot ise durumu daha kötü bir hale getiriyordu.

Güçleri vardı ama güçlerini kullanmak onları daha çok yoracaktı.

Şimdi ne yapacaklardı?

################################

Merhabalar

Öncelikle bölüm hakkında konuşma yapmak istiyorum.

Kitap çok yavaş ilerliyordu ve ben bunu hızlandırmak istedim. Yazım hataları için özür dilerim okuyup düzeltecek zaman bulamıyorum. Ve anlamadığınız yerler olursa lütfen bana sorun.

Konuşma bu kadardı dhsjs

Bu bölüm heralde yazdığım en uzun bölümdü.

Herneyse sonraki bölümde görüşmek üzere 😘

################################

POWER #CHANYEOL#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin