şarkı | monster - irene and seulgi
Zilin çalmasıyla eşyalarımı toplamaya başladım.
Öğle yemeğinden sonra Anna'yı bir daha görmemiştim. Aslında sınıftan çıkmadığım için görmemem normaldi ama en azından yanıma uğramasını, gelip imalarda bulunmasını beklemiştim.
Çantamı sırtıma takıp Emily'nin koluna girdim. Sınıftan çıkarken konuşmaya başlamıştı.
"Eve gidince ne yapacaksın? İstersen beraber takılabiliriz."
Koridor öğrencilerle doluydu. Etrafa göz gezdirdim.
"Muhtemelen hiçbir şey yapmayacağım. Sen ne yapmayı düşünüyorsun?"
Kapıya doğru yürüyorken gördüğüm tanıdık bedeni süzmeye başladım. Onu izlediğimden habersiz yanındaki insanlarla konuşuyor, dünyanın en güzel gülümsemesini yüzüne yerleştiriyordu.
"Bu gece istersen bizde kal. Hem sınavlar başlamadan eğlenmiş oluruz."
Gözlerim kapı eşiğindeki bedeni izlemeye devam ederken güldüm.
"Eğlenceden kastın abur cubur yiyip film izlemek ama kesinlikle partilemek değil. Beğendim bu fikri."
O da benim dediğime gülerken hala benim farkımda olmayan bedenin yanından geçerek dışarıya çıktık.
"Dedi bir kutu bira bile bitiremeyen Madison."
Yürümeyi bırakıp ona döndüm.
"Çünkü tadı çok kötü."Emily dediğimi alayla onaylar gibi başını sallamaya başladı.
"Buradan direkt bize mi geçeriz yoksa eve uğrayacak mısın?"
Anna'yı eski yerinde bulamazken sıkıntıyla ofladım. Elimle Emily'nin önüne düşen tutamı alıp kulağının arkasına yerleştirdim.
"Eve gidip üstümü değiştireceğim." Dudaklarımı büzdüm. "Mike'ı görmek hiç istemiyorum. Bu sefer evde uzun kacak gibi."
"Benim kıyafetlerimden giyersin."
Tam cevap verecekken duyduğum tanıdık sesle arkama döndüm.
"Daisy"
Nedensizce üstümü silkeledim ve Emily'den birkaç adım uzaklaştım. Anna anlam veremediğim garip bakışlarıyla bana bakıyordu.
"Seni arıyordum her yerde. Sonunda buldum."
Bakışlarımı ona sabitlerken o da benden Emily'e kaydırmış, kim olduğunu hatırlamaya çalışır gibi gözlerini kısarak bakmaya başlamıştı.
"Buradaydım işte."
Emily de aynı şekilde Anna'ya bakmaya başlayınca kendimi fazlalık olarak hissetmiş, aralarından çekilmeye başlamıştım.
Anna sonunda bana döndüğünde konuşmaya başlamıştı.
"Bugün müsait misin diye soracaktım."
Hiç beklemediğim anda gelen sorusuyla biraz duraksadım. Emily ile plan yapmıştık ama Anna'ya hayır demek benim için imkansız gibi bir şeydi.
"Şey" diyerek konuşmaya başladım. "Emily'e söz vermiştim ben de şimdi."
Elimle Emily'i gösterirken onun bakışları tekrar ona kaymış ve kollarını bağlayıp konuşmaya başlamıştı.
"Emily? Ha sen Emily'sin."
Emily başını salladı. "Sen de Anna olmalısın. Seni tanıyorum."